Asıl adı Bumin Gaffar Çıtanak olan Türk sinemasının efsane oyuncularından Fikret Hakan, 23 Nisan 1934 tarihinde Balıkesir’de dünyaya geldi. Annesi hemşire, babası edebiyatçıydı. Çocukluğunu gönlünce yaşayan Hakan'ın kelimenin tam anlamıyla bir dediği ikiletilmedi. Adeta el üstünde tutuldu.
SİNEMADA SENET DÖNEMİNİ YAŞADI
İlk ve orta okulda gönüllü olarak katıldığı müsamerelerde sahnede olmanın, tiyatronun tadını aldı, keyifini yaşadı. Bu nedenle de Taksim Lisesi birinci sınıftayken okuldan ayrılıp tiyatro oyuncusu olmak istedi. Hakan, 1950 yılında ‘Üç Güvercin’ adlı oyunla tiyatro sahnelerine ilk adımını attı. Yeşilçam tarafından keşfedilmesi ise uzun sürmedi.1953 yılında ‘Köprüaltı Çocukları’ adlı filmle sinemaya geçti. Yalnız fiziğiyle değil, güçlü oyunculuğuyla da sinemada adından söz ettirdi. Sert ve öfkeli bakışları, sevimli gülüşü ve babacan tavırlarıyla sinema seyircisini kendisine bağlamasını bildi. 1955’te Lütfi Akad’ın yönettiği ‘Beyaz Mendil’ filmi adını duyurmasını sağladı. O dönem sinemasını hiç unutmayan Hakan, o dönemi şöyle hatırlıyor: “Sinemamız ne yazık ki bölge işletmecileri ile taşeron durumundaki yapımcı firma ilişkileriyle hastalıklı büyüdü. Bizim dönemimiz senet bono dönemiydi. 20 bin liralık senedi, 15 bin liraya kırdırıp yerdik. Herkes böyle yaptı. Biraz tutumlu olup bir köşeye para atmasaydım, şimdi ben de sürünüyor olacaktım. Bizim dönemimizde olup da ekonomik sıkıntı içinde olmayan sanatçı var mıdır acaba. Sayıları çok azdır.
TONY CURTIS'İ DİNLEMEDİ, HOLLYWOOD'A GİDEMEDİ
Metin Erksan yönetiminde Serpil Gül’le çektiği ‘Dokuz Dağın Efesi’ ve Memduh Ün’ün yönettiği ‘Üç Arkadaş’ filmleri ona büyük bir ün getirdi. Bu arada hiç kimseye nasip olmayan bir şekilde Hollywood kapıları da önünde açılıverdi. Üstelik teklif ve şans ayağına kadar geldi. İşte Hakan'ın yıllar önce bana anlattıkları: “Paralı Askerler adlı bir yabancı filmin bazı sahneleri İstanbul’da çekildi. 1970'te vizyona giren bu filmde Charles Bronson ve Tony Curtis oynuyorlardı. O filmin İstanbul sahnelerinde beni de oynattılar. Filmin yönetmeni Peter Collinson bana büyük ilgi gösterdi ve “Hollywood’a gel, şansın büyük olur” diyerek benimle mukavele yapmak istedi. Kabul etmedim. Tony Curtis, bir firmanın adresini verdi, kabul etmem için çok ısrar etti ama dinlemedim onu. Eğer bu olayı kabul etseydim şimdi çok başka noktada olurdum. Ama ne bilelim… Anadolu çocuğuyuz, cahiliz., ürkeğiz… Teptik bu büyük şansı… Gidip Amerika'da ne yaparız, ne ederiz. Kendimizi büyük sıkıntılara sokmayalım dedik. Daha sonra bana teklifte bulunan firmanın Omer Sherrif'le anlaştığını öğrendim. Biliyorsunuz bu arkadaş da kısa süre içinde dünya çapında bir oyuncu oldu. Ben olur muydum, bilmiyorum! Bazen bu şansı teptiğim için kendime kızıyorum.”
ÖDÜLLERİ
‘Yılanların Öcü’, ‘Karanlıkta Uyananlar’, ‘Bitmeyen Yol’, ‘Ölüm Tarlası’, ‘Köroğlu’ gibi iddialı filmlerde gösterdiği müthiş performans Fikret Hakan’ın ününe ün katarken, kendisine ödüller de kazandırdı. 1965 Antalya Film Şenliği’nde ‘Keşanlı Ali Destanı’yla ‘En İyi Erkek Oyuncu’, 1968 Antalya Film Şenliği’nde ‘Ölüm Tarlası’yla ‘En İyi Erkek Oyuncu’, 1971 Antalya Film Şenliği’nde ‘Hasret’le ‘En İyi Erkek Oyuncu’, 1993 Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘Yalancı’yla ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ ödüllerini aldı.
SEMİRAMİS PEKKAN VE HÜMEYRA EVLİLİKLERİ OLAYLIYDI
Fikret Hakan, filmleriyle olduğu kadar evlilikleriyle de ünlü bir sanatçıdır. 1963’te Lale Sarı, 1964’te Semiramis Pekkan, 1966’da Neşe Can Paşmak, 1971’de Hümeyra, 1989’da ise Fatma Zeynep Mirgün’le evlendi. Hakan’ın Neşe Can Paşmak ile yaptığı evlilikten Elif adlı bir kızı oldu. Hakan'ın Semiramis Pekkan'la evliliği olay yaratmıştı. Çünkü, Pekkan'ın yaşı küçüktü ve nikah ancak yaşı büyütüldükten sonra gerçekleşmişti. Hümeyra evliliğinde ise şiddetli kavgalar yaşandı. Öyle ki, ayrılığa neden olan son kavgada Hümeyra'nın burnu kırılmıştı.
ÖNEMLİ FİLMLERİ...
Fikret Hakan’ın önemli filmleri: ‘Bitmeyen Yol’, ‘Cemo’, ‘Buzlar Çözülmeden’, ‘Demiryol’, ‘Paralı Askerler’, ‘Silahları Ellerinde Öldüler’, ‘Yalancı’. Televizyon dizileri: ‘Küçük Ağa’ (dizi), ‘Pembe İncili Kaftan’, ‘Zor Hedef’, ‘Aşkın Dağlarda Gezer’ (dizi), ‘Baba Evi’. Fikret Hakan şiirler de yazdı ve yazdığı şiirleri ‘İnce Müzikli Otobüs’ adlı bir şiir kitabında topladı. ‘Hamalın Uşakları’ adlı kısa hikayelerden oluşan bir kitabını piyasaya çıkardı. Bir ara tekne turizmine girdi. Bodrum’da bir otel açtı ama zarar etti.
EVİNİ SATTI, O EVE KİRACI OLDU, ÇOK ACILAR ÇEKTİ
Ünlü sinema eleştirmeni Agah Özgüç, Fikret Hakan'ın ardından şu acı gerçeği açıkladı: “Bana göre akciğer kanserine yakalanması yaşadığı vefasızlıklardan ötürüdür. Yıllar yılı iş vermediler, kapısını çalmadılar. Emekli maaşı dışında hiçbir geliri yoktu. Bodrum'daki butik otelini satmak istedi, satılmadı. Paraya çok sıkıştığı için sanırım Yakacık tarafında olan evini sattı ve o evde kiracı olarak oturmaya devam etti. Ne yazık ki Türk sinemasının efsaneleri arasında olan Fikret Hakan bu dünyadan göçmeden çok acı çekti.” Bana her zaman “Anılarımı yazacağım ve şu Yeşilçam'ın ipliğini pazara çıkaracağım. Ben 50 kuşağıyım, her şeyi biliyorum” derdi... Sanırım o fırsatı bulamadı ünlü aktör... Yeşilçam'ın efsanesine Allah rahmet eylesin, nurlar içinde yatsın.
[old_news_related_template title="Son dakika: Fikret Hakan hayatını kaybetti! Kötü haber bu sabah geldi" desc="Son dakika haberi bu sabah geldi. Türk sinemasının duayen isimlerinden Fikret Hakan hayatını kaybetti. Fikret Hakan akciğer kanseri tedavisi gördüğü İstanbul Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/07/fikret-hakan-sli-yy.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/magazin-haberleri/fikret-hakan-hayatini-kaybetti/"]
