Televizyon dünyasının en sevimli oyuncularından biri olan Beren Gökyıldız'ın yeni dizisinde ona yakışıklı oyuncu Buğra Gülsoy ve güzel oyuncu Leyla Lydia Tuğutlu eşilik ediyor. Hayatında sorumluluk almamış, yetimhanede büyümüş bir dolandırıcı olan Demir ile kızı Öykü'nün başından geçen kimi zaman hüzünlü kimi zaman eğlenceli maceralar dizi severlerle buluşuyor. Kızım dizisinin oyuncu kadrosu ve konusu ile ilgili ayrıntılar haberimizde yer alıyor. KIZIM DİZİSİNİN KONUSU NE? Öykü(Beren Gökyıldız) 8 yaşında, yaşıtlarından farklı olarak algısı çok açık olan, empati duygusu gelişkin ve çok akıllı bir kızdır. Doğduğundan beri birlikte yaşadığı teyzesi onu terk edince daha önce hiç görmediği babası Demir’i bulmak zorunda kalır. Hayatında sorumluluk almamış, yetimhanede büyümüş bir dolandırıcı olan Demir (Buğra Gülsoy); Öykü’nün onu bulmaya geldiği gün tutuklanır. Demir, kızına bakması şartıyla mahkeme tarafından salınır ancak Demir, o gün tanıştığı Öykü’yle yaşamayı istememektedir... Demir ve ortağı Uğur (Tugay Mercan) bir yandan Öykü’den kurtulmaya çalışırken, bir yandan da büyük bir vurgun yapma planı içindedirler. Bu büyük vurgunun hedefinde olan Candan (Leyla Lydia Tuğutlu) ise sakin görünen hayatında geçmişin büyük acılarını gizlemektedir. Tüm bu tesadüflerle hayatın bir araya getireceği insanların hiçbirinin bilmediği ise Öykü’nün büyük bir sırrı sakladığıdır. KIZIM DİZİSİNİN OYUNCU KADROSU bugra-gursoy DEMİR GÖKTÜRK (BUĞRA GÜLSOY) Demir; hayatında sorumluluk almamış, yetimhanede büyümüş bir dolandırıcıdır. Şeytan tüyünü işinde kullanmaktan hiç çekinmez, başı ortağı Uğur yüzünden sürekli belada olsa da o hep işin içinden sıyrılmayı becerir. Zekidir ama ters, sert bir yapısı vardır. Yalnız yaşar, Uğur dışında dostu yoktur, istemez de, yalnızlığını sever. Hiç beklemediği bir anda Demir’in hayatına giren Öykü, bütün düzenini alt üst edecektir. leyla-tugutlu CANDAN HOŞGÖR ( LEYLA LYDIA TUĞUTLU) Candan; hem güzel hem de zeki ve donanımlı bir veterinerdir. Geçmişinde çektiği acılardan dolayı kendini insanlara karşı kapatmış, onlarda bulamadığı sıcaklığı doğada ve hayvanların sevgisinde bulmuştur. Hayatın karşısına çıkardığı güçlüklerle tek başına mücadele eden, doğrusundan şaşmayan, ayakları üzerinde duran bir kadındır. Ama aynı zamanda herkese göstermediği kırılgan bir tarafı da vardır. Candan’ın yalnız ve soğuk dünyası Öykü’yle tanıştıktan sonra genişleyecek ve değişecektir. beren ÖYKÜ TEKİN (BEREN GÖKYILDIZ) Öykü; sekiz yaşında, yaşıtlarından farklı olarak algısı çok açık olan, empati duygusu gelişkin ve çok akıllı bir kızdır. Doğduğundan beri birlikte yaşadığı teyzesi onu terk edince daha önce hiç görmediği babası Demir’i bulmak zorunda kalır. Öykü, her türlü zorlukla küçük yaşında baş etmeyi öğrenmiş olsa da, kimselere söyleyemediği büyük bir sırrı vardır. CEMAL ERÖZ ( SERHAT TEOMAN) Cemal; kaybedecek hiçbir şeyi olmayan sert, belalı bir adamdır. Demir’le geçmişten kalan bir hesabı olan Cemal’in tek amacı Demir’e bunu ödetmek olacaktır. Bunun için her yolu denemekten çekinmeyecek kadar gözü pek ve cesur biridir. kizim-dizisi UĞUR ADIGÜZEL (TUGAY MERCAN) Uğur; Demir’in ortağı ve tek dostudur. Babasını çocukken kaybetmiş, bu yaşına kadar da hep hacıannesiyle oturmuştur. Sokakları iyi tanır, Demir’le işlerinde bütün bağlantıları o kurar. Ne kadar beceriksiz olsa da sevimliliği onu hep kurtarır. SEVGİ GÜNAY ( SİNEM ÜNSAL) Sevgi; Öykü’nün öğretmeni, tam anlamıyla ismiyle müsemma bir kadındır. Anlayışlı ve sabırlı olduğundan çok iyi bir ilkokul öğretmenidir. Öğrencileri arasında Öykü’yü çok sever ve aile durumunu bildiğinden onu kollamaya çalışır. Şimdiye dek tek tutkusu öğrencileri olmuştur. MÜFİDE ADIGÜZEL (SUNA SELEN) Müfide; namazında niyazında, tipik bir annedir. En büyük derdi oğlu Uğur, bir de sürekli ağrıyan dizleridir. Metanetlidir, göstermese de çetin cevizdir. En büyük zevki televizyonda Türk dizisi izlemektir. Akıllı ve meraklı bir kadındır. Bu meraklı yönü Uğur’un hep diken üstüne olmasına sebep olur. selin-sekerci ASU KARAHAN (SELİN ŞEKERCİ) Asu; Öykü’nün annesi. Aynı yetiştirme yurdunda kaldığı Demir ve Cemal’ le beraber büyümüş. Üç kimsesiz çocuk birbirlerine tutunup birbirlerinin ailesi olmuşlar. Gitmesi gereken yere değil, canının istediği yere konan bir yapısı var. Her şeyle savaşıp ayakta kalabilir, herkese meydan okuyabilir, kimsenin cesaret edemediklerini yapabilir ama herkesin en kolay yaptığı şeyi yani sevmeyi beceremez. Mutlu olmayı bilmediği için mutlu etmeyi de öğrenememiştir. Birini seviyor mu yoksa ona sadece ‘sahip olmak’ mı istiyor, çoğu zaman kendisi de ayırt edemez ve terk edilmek en büyük travmasıdır.