Fotoğraflar: Mustafa Kızgınyürek İlk plak kaydını 1969 yılında Orhan Gencebay ve Arif Sağ ile yapan Sabahat Akkiraz, yeni albümünde ustaları ve dostlarıyla kayda girdi. Türkülerini 14 müzisyenle seslendiren usta isimle yeni albümü konuşmak üzere buluştuk. 47 yıldır süren sanat hayatınıza neler sığdırdınız? Bu işe 12 yaşımda harika çocuk olarak adım attım ve o yaşta Arif Sağ ile Orhan Gencebay gibi ünlü isimlerle plak yaptım. Fakat babam okumam gerektiğini söyledi ve Almanya’ya gittim Sivas olaylarında katledilen Muhlis Akarsu, Feyzullah Çınar, Davut Sulari gibi birçok ünlü ozanla çalıştım. Ozanlık geleneğinin son halkasını yakaladığım için çok şanslıyım. Arif Sağ ve Orhan Gencebay’la yolunuz nasıl kesişti? Stüdyoda kesişti. Çocuk yaşta olduğumdan bana değil ama babama iyi bir müzisyen olacağımı söylemişler. Babam bu konu da en büyük destekçimdi. Şimdi de kardeşim Hasan Akkiraz her konuda bana yardımcı. İngilizcem kafi olmadığından dünya çapındaki festivaller konusunda bana yardım ediyor. sabahat-ic-2 Sizi Avrupa’da ilk keşfeden Oris\Londra Caz Festivali Direktörü Tony Haynes oldu. Dünyanın pek çok yerinde ünlü müzisyenlerle önemli konserler vermek size neler kattı? Tony Haynes’in ardından Peter Gabriellan, Anderson Simon Broughton gibi müzik adamları da bana bu anlamda önemli ölçüde katkıda bulundular. Türkülerimizin dünya müziği içinde yer almasıyla birlikte, melodi ve ritimlerimiz daha çok tanındı. Bu sanatçılarla müziğimi paylaşmak bana bağlamayı, türküleri ve deyişleri bilmeyen insanlara müziğimi götürme şansı verdi. Yeni ülkeler ve insanlar tanımak da cabası. sabahat-asli USTALARIM BANA ÇOK ŞEY KATTI Yeni albümünüzün hazırlık süreci nasıl geçti? Kardeşim Hasan Akkiraz, Sony Müzik’ten Şemsettin Bey ve Median Edisyon’dan Ali Coşar ile birlikte oturduk ve albümde yer alacak eserleri seçtik. Sonra dostlara ulaşıldı ve Amerika, Kanada, Ankara, İstanbul’da kayıtlar yapıldı. Farklı müzisyenler, tatlar ve türküler bir araya gelince ‘47’ ortaya çıktı. Dün bu eserler sadece benimdi, bugün hepimizin çünkü ustalarım bana çok şey kattı. sabahat-ic-3 Biraz da ozanlık geleneğinden bahseder misiniz? Ozanlık geleneğindeki bilgeliğe önem vermemiz gerekiyor. Çünkü öğretilen bilgileri ozanlar ancak siz istekli olduğunuz zaman aktarıyorlar. Zaten Alevi olduğum için insanın değeri çok iyi biliyorum. Çünkü en başta Yaradan’ın enerjisi insanda olduğu için insan çok muhteşem. İnsanın değeri müzik bilgimizin içerisinde de geniş yer alıyor ve dünyaya bakışımızı o kadar çok değiştiriyor ki. Bu bana çok şey kattı. Bedük, Mehmet Erdem albüme düşündüğümden daha fazla katkı sağladı Albümünüzde bir sürü isimle çalıştınız. Bu ekip nasıl bir araya geldi? Gerçekten müzisyen olan isimlerle çalışmayı tercih ettim. Bedük ve Mehmet Erdem albüme düşündüğümden daha fazla katkı sağladılar. Kısacası kolektif bir albüm çalışması yaptık. Bu yüzden de çok mutluyum. Buradan albüme yüreğini ve emeğini koyan tüm dostlara teşekkür ediyorum. sabahat-ic-7 Bu ülkenin çocukları benim çocuklarım Kendinizi müziğe adadınız. Bu süreçte bir aile kurmadığınız için pişman mısınız? Benim için müzik bir yaşam biçimi. Üzülsem bir türkü tutturuyorum, heyecanlanıyorum bir türkü tutturuyorum. Fırsat bulsam hem evlenirdim hem de çocuğum olurdu ama çok çalıştım. Hiç “Keşke bir çocuğum olsaydı” dediğiniz oluyor mu? 11 tane yeğenim var. Onlar ve bu ülkenin tüm çocukları benim. Ayrıca çocukların yaşadığı işkenceler, maruz kaldıkları kötü muameleler konusunda boş durmayıp onlar için Meclis’te bir şeyler yapıyorum. MECLİS'TE HERKES KOLTUĞUNUN DERDİNDE Meclis’te çalışmayı neden bıraktınız? Meclis’te olmamın başlıca sebebi, siyasilere görmek ve duymak istemediklerini sanatçı duyarlılığıyla göstermekti. Soma katliamına kadar her şey iyiydi ve Meclis’te ne görev verildiyse yaptım. Sonra 301 madenci katledildi ve bu Sivas katliamından sonraki en büyük trajedimdi. Sonra baktım ki partimdekiler dahil herkes koltuğunun derdinde. Ben de bu sırada genel başkana “Meclis’i boşaltalım, istifa edelim ki onlar da meşru olmasın” dedim. Eğer o gün biz Meclis’i boşaltsaydık bugünkü sıkıntıların hiçbiri yaşanmayacaktı. Herkes koltuğunu kaybetmekten korktu. Türkiye bir gemi ve hepimiz burada birlikte yaşıyoruz. TEK ADAMA KARŞIYIM Referanduma sayılı günler kaldı. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Tabii ki ben “Hayır” diyorum ben. Çünkü Pirsultan’ın bir sözü vardır: “Ne kadar bilirsen bile bir bilene danış”. Tek adam konusunda insanların bilmesi gerekenler var. Benim Cumhurbaşkanı Tayyip Bey’le bir sorunum yok; sadece tek adama karşıyım. Bu kişi Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de olabilirdi. Gelişmeleri pekiyi görmüyorum. sabahat-ic-5 MÜZİK HER ŞEYİN ÜSTÜNDE Arif Sağ ve Orhan Gencebay'la uzun yıllardır çalışıyorsunuz sizin için ikisi ne ifade ediyor? Orhan Gencebay'ın siyası görüşü size göre çok farklı. Hükümete yakın bir sanatçı... Peki Orhan Gencebay'la aranızda hiç mi çatışma olmadı? Ustalarım bana çok şey kattılar. Sanatçı duruşu çok önemlidir. Evet Orhan Gencebay'ın siyasi görüşü AKP'ye yakın olabilir. Ama müzik başka, müzik her şeyin üstünde, müzik sanat bizi bir araya getirir. Sanatçılar birleştiricidir. O yüzden sanat bu kadar önemli ve değerlidir. Dikkat edin siyaset veya siyasetçiler gidiyor kalmıyor ama sanat yüzlerce yıldır kalıyor. Ben ozanlık geleneğinden geldiğim için Orhan Gencebay’la aramızda çatışma olmadı ben ona saygı duyuyorum. Biz bu adabı terbiyeyi aldık biraz. Usta çırak ilişkilerinde ustalarınızın size kattıkları vardır. Bunlar çok değerlidir. Arif Sağ'la daha çok çatışıyorum. (Gülüyor) Düşünün biz bile türkülerimizi seçerken toplu halde karar alırdık. Tek adam olmaz. ( Gülüyoruz) sabahat-ic İKTİDAR İNSANLARI AYRIŞTIRDI Toplumsal anlamda kitlelerin gergin olduğunu hissettiğimiz bir süreçteyiz. Bu durum bir sanatçı olarak size ne hissettiriyor? Gerginlik kavgaya dönüşüyor oysa Türkiye sakinliğiyle tanınırdı. Ama iktidar insanları ayrıştırdı ve kavganın önünü açtı. Oysa biz türkülerimizde hep sevgiden ve birlikten bahsediyoruz. Beni seven insanlara hep aynı sözü söylüyorum, “Bir ve birlik olalım çünkü ayrışmak ancak yok olmayı sağlar”. Aydınlanmak, özgürleşmek için sanat adına neler yapılabilir? Ne diyordu Mustafa Kemal Atatürk: ‘‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Karanlığı yenmenin tek çözümü aydınlığı güçlendirmektir. Sanat ve sanatçı da aydınlığı yansıtır. Sanat ile karanlığın girdiği her savaşta sanat kazanır. Binlerce yıllık sanat eserleri yaşarken karanlığın temsilcilerini kim hatırlıyor...