Gonca Vuslateri, inanılmaz renkli, bir sürü duyguyu aynı anda yaşatan deli dolu bir kadın. Uçlarda yaşıyor. Rol kesmiyor. ‘Mış’ gibi yapmıyor. Daha önce ‘Yalan Dünya’ dizisinde Vasfiye Teyze karakteriyle herkesi gülmekten kırdı geçirdi. Bugünlerde ise yeni dizisi ‘Anne’deki performansı hayranlarını ters köşeye yatırdı. Vuslateri'yle Sultanahmet'teki Four Seasons Hotel'de buluşup hem dertleştik, hem de hayata dair keyifli paylaşımlar yaptık. 7 - Konusuyla herkesin dikkatini çeken ‘Anne’ dizisiyle başlayalım. Komedi dizisinden sonra böyle bir karaktere nasıl evet dediniz? Projeyle ilgili ilk olarak ajansımın ekibiyle konuştuk "Bunu nasıl yaparız, kötü bir anne nereye doğru gider?" diye... Ekibim bana, “Gonca sen bunu yaparsın” dedi. Bu ülkede bunu nasıl oynarım, nasıl karşılanırım diye düşündüm başta... - Dizideki Şule karakteriyle benzer yönleriniz var mı? Tabii ki var. Yalnızlık konusunda çok ortak yanımız var. Ben de yalnız kalamayan bir kadınım. - Dizide konu edilen hikâye Türkiye’de son dönemde yaşanan çocuğa şiddet haberleriyle çok örtüşüyor. Senaryo size neleri sorgulatıyor? Şiddetin insanın kendi içinde ve bilinçaltında var olduğunu, bütün bireysel ilişkilerini ve böylece toplumsal gelişimi nasıl etkilediğini görmemi sağladı. Düzelmesi gereken şeylerin önce insanın kendi içinde başladığını anlattı bana bu dizi. - Sokakta Şule karakteriyle ilgili ne gibi tepkiler eleştiriler alıyorsunuz? Kolumdan çekiştire çekiştire sarılıyorlar. Hiç kötü bir tepki yok. "Sen bu çocuğa bunu neden yapıyorsun?" diye hiç tepki almadım. Kimse Şule’ye kızamıyor... Yılbaşında Deniz Seki’yi ziyarete gittim. Deniz bana “Kendini bu dizide izleyip sorgulayan o kadar çok kadın var ki burada" dedi. İyi ki Şule’yi oynamışım. Çok değiştirdi beni Şule! Hayatın çok başka bir yönünü anlamama yardımcı oldu. 11

Evlilik, düzeni ve sadakati getirdi

- Eşinizle nasıl tanıştınız? Gani Müjde’nin yönettiği bir filminde oynamıştım. Filmin postunu Burak yapıyordu. Dublajdan aradılar, bir iki sahnede sıkıntı olduğunu, oraya gitmem gerektiğini söylediler. Daha kapıdan girer girmez ilk görüşte birbirimizden çok hoşlandık. Dublaj bittikten sonra kaynaştık. Bizimkisi ilk görüşte aşk oldu, ertesi gün el ele tutuşuyorduk. Ve kısa bir süre içerisinde sevgili olduk. - Evlilik neleri değiştirdi? Evlilik, hayatımda ihtiyacım olan düzeni ve ihtiyacım olan sadakati getirdi. Ama evlilik hem kurumsal anlamda hem yaşamsal anlamda bir sorumluluk yüklediği için biz o sorumluluğu çok sevdik. 8

ARTIK ÇOCUK DÜŞÜNÜYORUM

- Annelik deyince aklınıza ilk ne geliyor? İlk olarak aklıma tabii ki annem geliyor... (Gülüyoruz.) Dişilik, anaçlık, iletişim. Bir de kelimelerle anlatılamaz, özel bir bağ var anne ve çocuk arasında. Çok tuhaf bir şey bu ve hayranlıkla tanık olduğum bir durum. Mesela benim annemle aramızda olan bağ. Düşmanım olur bazen, bazen en büyük aşkım olur kimse anlayamaz o tutkuyu çocukla anne arasında. - Peki sizce büyüten mi yoksa doğuran mı annedir? Her ikisi de. Biri diğerinin devamı olduğu için doğuran da, büyüten de bence... - Hiç beklenmedik bir anda evlendiniz. Çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz? Düşünüyorum ama yakın zamanda değil. Çocuğa daha fazla zaman ayırmadan önce oynamam gereken birkaç rol daha var. Ama çok istiyorum çocuk yapmayı. 9

BENi ÜZMEK ÇOK KOLAY

- Sizi ne üzer? Beni en çok huzursuzluk ve adaletsizlik üzer. Son zamanlarda hayvanlara ve çocuklara yapılan şiddette çok üzülüyorum. - Nelerle derdiniz var? Çocuklar, kadınlar ve hayvanlarla ilgili tüm sorunlarla... - Sizin kötülük tanımınız nedir? Ben şerefe çok önem veririm. Ve şeref eksikliği beni çok zedeler. Asker çocuğu olduğum için şeref, onur meselelerine çok dikkat ederim. Bunlardan yoksun olan sorgusuz sualsiz kötüdür bence…