Mağara ilk olarak 1968 yılında Fransız Bilim Adamı Michel Bakalowichz tarafından bulunmuş ve krokisi çıkarılmış, daha sonra da 1970 yılında dünyaca ünlü kaşif Kaptan Jacgues Cousteau'nun ekibi sayesinde detaylıca keşfedilmiş.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Konya-Antalya Karayolu'nun Toros Dağları üzerindeki geçişinde yer alan mağara, bir doğa harikası.
Foto: Shutterstock
Mağarayı bulan Dr. Michel Bakalowichz mağaraların tıbbi araştırmasını yapmış, astım hastalığı için doğal bir tedavi ortamı olduğunu saptamış.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
1970 yılında başka bir araştırma grubu; Kaptan Jacgues Cousteau’nun ekibi Alman Reinhold Messner ve arkadaşları Suğla Gölü ve onu besleyen su altı kaynaklarını araştırmak için bölgeye gelip, önemli bulgulara ulaşmış.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Fası Boğazı ve Tınaztepe Mağaraları'nın irtibatlarını keşfeden ekip, buranın yer altı göllerinin 22 km uzunluğunun olduğunu tespit etmiş.
Foto: Shutterstock
Mağaranın uzunluğu 1580 metre olup sondaki 30 metrelik iniş dışında tamamen yatay özellikte.
Foto: Shutterstock
Bölgede Akdeniz iklimi ile Karasal iklim arası geçiş arz eden bir iklim hüküm sürüyor. En yüksek sıcaklık 36,5 °C en düşük sıcaklık –18,4 °C olarak ölçülmüş.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Tınaztepe Mağarası ve çevresi, karışık jeolojik ve jeomorfolojik bir değişim geçirmiş. Oligosen ve Miyosen dönemine ait Alpin Dağ oluşumlarıyla bugünkü tektonik konumlarına ulaşan bölgede genç ve yaşlı birimlerin iç içe olduğu görülüyor.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Tınaztepe Mağarası'nın gelişmesinde, eğim atımlı normal faylar etkili olmuş.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Mağaralar oldukça saf üst kretase kireç taşları içerisinde yer alıp, kapalı havza durumundaki boşalım sahasının geçirdiği morfolojik dönem sayısı, mağaranın altında ve üstünde yer alan basamak şeklindeki düzlükler ve buralardaki fosil mağaralardan çıkarılabilir.
Foto: Shutterstock
Mağara içerisinde eski taban seviyesi izleri taraça şeklinde. Bu taraçalar ile bugünkü taban arasında 5-7 metre seviye farkı tespit edilmiş.
Foto: Shutterstock
Eski tabanın çökemediği yerlerde doğal köprüler oluşmuş. Mağara tabanı, girişte toprak, bazı yerlerde blok ve konglomeralar (Paleozoik ve Kretaşe Yaşlı) ile kaplı.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Suların mağara içerisinde hareket ettikleri yerlerde kalker tüfleri, tavan ve yan taraflardaki çatlaklardan sızan sularla çok güzel travertenler, sarkıt ve dikitler oluşmuş.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Mağaranın son kısmındaki büyük alan bütünüyle ana faya bağlı olarak gelişmiş ve içerisinde bir göl mevcut. Tavandaki çatlaklardan sızan sular, içeride gölcükler oluşturuyor. Mağaranın sonundaki göl ise büyük boyutlu.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Özellikle ilkbahar aylarında kar ve yağmur sularıyla beslenen dere ve yatakları en alt seviyedeki mağaraya ulaşmadan önce sular, şelale ve dev kazanı tipi çok ilgi çekici görüntüler ortaya koyuyor.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Tınaztepe Mağarası şimdiki durumuna, yapılan araştırmalara göre yaklaşık 230 milyon yıl gibi uzun bir süreçte gelmiş. Mağaranın iç kısımlarında ayrıca taban–tavan arası yükseklik farkının 65 metreye çıktığı yerler görülüyor.