Yaklaşık 7 bin 500 yıllık kesintisiz bir yerleşme tarihine sahip olan kentte; geçtiğimiz yıllarda Mevla’nın “Tokat’a gitmek gerek’ sözünü sloganlaştırılarak turizm için seferberlik başlatıldı. Dedeman Otel Genel Müdürü Emrullah Akçakaya, “Bir turizmci olarak ülkemizin ekonomik kalkınmasında üç tane T’nin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Turizm, ticaret ve tarım. Teknolojide diğer ülkeleri yakalamakta zorlanabiliriz ama bu üç alanda herkesi geçebiliriz. Örneğin sadece İstanbul’dan biz 40-50 milyar dolar turizm geliri sağlayabiliriz. Deniz, kum, güneş ayrı bir servet; Anadolu’da yaratanın bize sunduğu tarihi ve doğal güzellikler apayrı. Tüm bu zenginliklerin farkında olalım, değer verelim, bakalım, yaşatalım, tanıyalım, tanıtalım ve en iyi şekilde değerlendirelim” ifadelerini kullanarak, teknolojik gelişimin de uzun vadede gerçekleşebileceğini söyledi. BEYAZ ZAMBAKLAR ŞEHRİ TOKAT Havalimanının tadilatta olması sebebiyle, Sivas Nuri Demirağ Havalimanı'ndan 1 saat süren karayolu yolculuğuyla ulaşılan Tokat’a girişte led ışıklı beyaz zambak motifleriyle aydınlatılmış tertemiz bir kent karşınıza çıkıyor. Zambak reçeliyle de ünlü kentin içerisinden akan Yeşilırmak boyunca uzanan cadde; nehir kıyısındaki yürüyüş alanları ve Türkiye Selçukluları Dönemi’nden yapılan Hıdırlı Köprüsü’yle dikkat çekiyor. Yaklaşık 151 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğindeki 1250 yılında inşa edilmiş bu eser Taş Köprü olarak da tanınıyor. KONT DRAKULA’NIN TUTULDUĞU KALE Tarih boyunca 14 devlete ev sahipliği yapan Tokat’ın ilk yerleşimcileri Hattiler olarak biliniyor. Ayrıca 5 beyliğin hakim olduğu kent, farklı medeniyetlere ait, tarihi birçok yapıyı bünyesinde barındırıyor. Kentin simgesi haline gelen ve neredeyse birçok yerden görünen Tokat Kalesi Roma Dönemi’nde inşa edilmiş. Türklere geçmesi ise 1074 yılında Danişmend Melih Ahmet Gazi tarafından gerçekleştirilmiş. İlginç efsanelere sahip olan kaleyle ilgili en önemli bilgilerden birisi ise Eflak(Romanya) Krallığı veliahttı 3’üncü Vlad’ın; yani korku filmlerine konu olan Kont Drakula’nın Osmanlı Dönemi’nde burada gözetim altında tutulması. Kont Drakula’nın önce Kütahya’ya ardından Tokat’a getirildiği biliniyor. tokat5900 ADIMDA 900 YIL Tokat’ın tarihi güzelliklerinin anlatılması için slogan haline gelen getirilen “900 adımda 900 yıl” projesiyle kentte adeta zamanda yolculuk yapmak mümkün. Bu kapsamda, Türkiye’nin en güzel 5 hanından biri olan Taş Han’dan, Tokat Müzesi olarak hizmet veren Arasta Bedesten’e; Danişmentler Dönemi yapılan ve gözlemevi olan Yağıbasan Medresesi’nden, Tokat kültürünün sergilendiği Latifoğlu Konağı’na, Konya’dan sonra inşaa edilen Mevlevihane'den, Atatürk Evi’ne tam 80 tarihi eseri bu proje kapsamında gezebilirsiniz. EŞSİZ KONAK Kentteki tarihi eserleri görmek için ilk olarak Latifoğlu Konağı’nı ziyaret ediyoruz. Tokat’ın yetiştirdiği en önemli isimler arasında bulunan Gaziosmanpaşa’nın adını taşıyan cadde üzerindeki konak, 1746 yılında inşa edilmiş. L şekilli bir plan üzerine ahşap karkas arası kerpiç malzemeyle inşa edilen 2 katlı konak; 1988 yılında Tokat Müzesi bünyesine geçmiş. Restore edilen yapının içerisinde, inşa edildiği dönemdeki günlük eşyalar yer alıyor. Ayrıca Tokat’ın yöresel giysilerinin giydirildiği mankenlerle kurgulanan günlük yaşam adeta sizi o döneme götürüyor. Yapıdaki ahşap işlemeli tavan ve kenar işlemeleri hayranlık uyandırırken, döneme ait kılıç, takı, bıçak süs eşyaları ve saatler de konakta sergileniyor. ATATÜRK EVİ Latifoğlu Konağı’nın yanı sıra Mustafa Vasfi Süsoy’a ait konak da Tokat’ın önemli gezilecek yerleri arasında yer alıyor. Kurtuluş mücadelesi ve sonrasında Atatürk’ün 6 kez ziyaret ederek kaldığı bu konağın eski sahibi olan Tokatlı Piyade Yüzbaşı Mustafa Vasfi Süsoy’un Atatürk’ün silah arkadaşlarından biri olduğu biliniyor. ataurkeviBandırma Vapuru’nda da Atatürk’le bir arada yolculuk yapan Süsoy’un çocuklarının rızasıyla devlet tarafından Atatürk evi ve Etnoğrafya Müzesi’ne dönüştürülen yapı iki katlı ve ahşaptan yapılmış. Müze’de Atatürk’ün Tokat ziyaretleriyle ilgili fotoğraflar ve kaldığı dönemde yaşanan bazı olaylarla ilgili görsel ve bilgiler yer alıyor. EN NİTELİKLİ MÜZELERDEN BİRİ TOKAT’TA Daha sonraki durağımız ise içeriye girildiği andan itibaren tarihi bir yolculuk yaşatan Tokat Müzesi, Evliya Çelebi’nin “Sultan çarşısı kadar güzel bir çarşıdır” dediği Arasta Bedesten’in 2012’de dönüşümüyle kurulan Tokat Müzesi, Anadolu’nun en nitelikli müzeleri arasında yer alıyor. muze Müzede, Erba’da bulunan ve 6 bin yıl öncesine ait bronz heykel, Pers Dönemi’ne ait mimari buluntular, Hitit Dönemi’ne ait tablet ve kaplar, Frig Dönemi’ne ait testiler, Roma Dönemi’ni yansıtan altın kolyeler, bronz ve taş heykeller, Bizans Dönemi’ne ait haç ve farklı eserlerle İslam Dönemi’ne ait 60 bini sikke 90 bine yakın eser yer alıyor. “GELDİM, GÖRDÜM, YENDİM” Müzede ayrıca Roma İmparatorlarından Jul Sezar için özel bir bölüm ayrılmış. Sezar’ın Tokatlılar için ayrı bir önemi olduğu biliniyor. Çünkü Sezar’la en fazla özdeşleşen ve slogan haline gelen “Veni, vidi, vici” (Geldim, gördüm, yendim ) cümlelerinin rapor olarak yazdığı yer Tokat’ta bulunuyor. Roma İmparatoru Sezar’ın milattan önce 47 yılında, Fernakas komutasındaki Pontus güçlerini yendiği “Zela” (Zile) Savaşı” sonrasında kaleme aldığı söz dünyanın en kısa savaş raporlarından biri olarak biliniyor. vendivid2 BİN 100 YILLIK TARİH Sezar’ın Zela Savaşı’nı izlediği yolardan biri olan Sulusaray’da yer alan 2 bin 100 yıllık geçimişi olduğu tahmin edilen Sebastopolis antik kentinin de turizm açısından büyük bir potansiyel taşıdığı biliniyor. Hellenistik Dönem, Roma ve Bizans dönemi medeniyetlerine ev sahipliği yapan antik kentte ilk olarak 1987’de kazı çalışması yapılmış. İngiltere Veliaht Prensi Charles’ın 1992 yılında gayriresmi olarak ziyaret ettiği iddia edilen kenti görmek için özellikle İngiliz turistlerin ilgi gösterdiği biliniyor. YAĞBASAN MEDRESESİ Kenti gezerken birbirinden güzel yapılar içerisinde en dikkat çeken eserlerden biri de Anadolu’nun ilk medreselerinden biri olan ve Danişmentli Sultanı Nizamettin Yağbasan tarafından inşa edilen Yağbasanlı Medresesi. Buranın en önemli özelliği ise gök bilimlerinin incelendiği bir gözlemevi özelliği göstermesidir. Yapılışında 14 metre çapındaki kubbenin 10 metresi açık olarak inşa edilen medrese binasının zemininde büyük bir havuz bulunduğu biliniyor. Günümüze taşınamamış olan havuza yansıyan ışıkla yıldızların ve ayın incelendiği belirtilirken, bu yöntemle takvim ve bazı hesapların yapıldığı da günümüze taşınan bilgiler arasında yer alıyor. MEVLANA'NIN GİTTİĞİ ŞEHİR Yorulduğunuzda oturarak soluklanabileceğiniz Tokat Kültürevi’nden, Bey Sokağı’nda yer alan tarihi Tokat evlerine bir çok güzelliği 2 günde gezmenin mümkün olmadığı, 153 bin merkez nüfusuna sahip bu kentte Konya’dan sonra inşa edilen 2’inci Mevlevihane de yer alıyor. Mevlana Celalettin Rumi’nin ziyaret ettiği ve “Tokat’a gitmek gerek, Tokat’ın havası hoş, insanları mutedildir” dediği bu şehirdeki Mevlevihane günümüzde müze olarak kullanılıyor. TAŞ HAN’DA EL SANATLARI Tokat’ta görülmesi gereken bir diğer yer olan Taş Han, 1626 ve 1632 yılları arasında inşa edilmiş bir Osmanlı eseridir. Bu handa, içte 76, dışta 27 olmak üzere 103 mekan bulunuyor. tokat1 Yöresel ürünlerin satıldığı Taş Han’da bazı el sanatları da yaşatılıyor. O el sanatları arasında el baskısı yazmalar dikkat çekiyor. Özel bıçaklarla oyulan ıhlamur ağacından yapılan kalıplara sürülen boya ile yapılan baskıların oluşturduğu birbirinden güzel eserleri de buradan satın almak mümkün. BALLICA MAĞARASI Yüzölçümünün yarıya yakının orman ve fundalık alanlarla kaplı olduğu Tokat doğal güzellikleriyle de ön plana çıkıyor. Kent merkezinin 28 kilometre uzaklığında bulunan Pazar ilçesinde yer alan Ballıca Mağarası, dünyanın sayılı güzellikleri arasında gösteriliyor.Ballıca Mağarası, kireç taşının sular tarafından eritilmesi ve sızmasıyla 3 ila 4 milyon yıl arasında bir zamanda oluşmuş karıştık birikim şekilleriyle adeta bir sanatçının elinden çıkmış gibi görünüyor. ballicaMağara, suların içindeki karbondiyoksitin serbest kalmasıyla çöken kalsiyumla oluşan sarkıt dikit ve sütunlarla büyüleyici bir atmosfer sunuyor. Yürüyüş yolları yapılarak 1996 yılında turizme açılan Ballıca Mağarası’nın 680 metrelik bir yürüyüş gerçekleştirerek 75 metre derine kadar inebiliyorsunuz. Devasa karstik şekillerin de bulunduğu mağaradaki “soğan sarkıt” adı verilen oluşum ülkemizdeki başka hiçbir mağarada yer almıyor. Büyük bölümü henüz keşfedilmemiş mağara gezenleri kendisine hayran bırakıyor. KORUNAMAYAN GÜZELLİK Güzelliğiyle göz kamaştıran mağarada bazı ziyaretçilerin gezi sırasında karstik şekillere dokunarak beyaz olan bölümleri kirletmiş olması dikkat çekiyor. Milli Parklar Kanunu ile koruma altına alınmasına rağmen korunamayan be bir tek rehberin hizmet verdiği mağarada, serbest geziye de izin verilmesi büyük sorunlara sebep oluyor. Mağaradan bazı sütunların kesilerek çıkarılmaya çalışıldığı da görülürken, bu durumun mağaranın ilk açıldığı dönemlerde yaşandığı iddia ediliyor. BİLİNÇSİZ SAĞLIK GEZİLERİ Halk arasında astım ve solunum yolları hastaları için şifa kaynağı olduğu belirtilen mağaralara hastaların denetimsiz olarak indirilerek, çıkarılması da sorun olarak görülüyor. Solunum hastalıklarına iyi geldiğiyle ilgili hiçbir araştırma bulunmadığı bilinen mağaranın içindeki nem ve yüksek oksijenin solunum hastalarına geçici bir tedavi sunmuş olabileceği belirtiliyor. tokat234SELÇUKLU KERVANSARAYI İnsanlar tarafından yapılan yanlış uygulamalara rağmen yine de insanı kendisine hayran bırakan Ballıca Mağarası’na giderken Tokat-Ballıca Yolu üzerindeki Selçuklular Dönemi’nde 1238 yılında Alaattin Keykubat’ın eşi Mahberi Hatun adına inşa edilen kervansarayı da mutlaka ziyaret etmek gerekiyor. Taş işçiliğinin güzel örneklerinden olan Han İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan İpekyolu üzerinde yer alıyor. KAZ GÖLÜ’NDE GÜN BATIMI Pazar ilçesindeki Kaz Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’da görülmesi gereken bir diğer yer. Yaklaşık 201 hektarı sulu olan 1170 hektar alan koruma altında bulunuyor. Göç yolları üzerinde bulunması sebebiyle kuş türlerine konaklama olanağı sağlayan Kaz Gölü’nde Kara Leylek’ten Kızkuşu’na birçok türü gözlemlemek mümkün. Yaban hayatı geliştirmek için başlatılan proje alanında bir ziyaretçi evi ve 2 kuş gözleme kulesi yer alıyor. DOĞA, TARİH VE KAPLICA İLÇELERİ tokat2Tokat, saydığımız bu güzelliklerin yanı sıra, Reşadiye’deki Rivan Gölü, Pazar’daki Ocaklı Şelalesi, Almus’taki göl manzarası, Kelkit Vadi’sinde yer alan Erbaa’daki Kaleköy ve Düden Gölü, Niksar’daki Hamidiye, Dumalı Yaylası, gibi doğal güzellikleri ile misafirlerini bekliyor. Bununla beraber Almus Hubyar Tekkesi, Erbba’daki Boğazkesen Kalesi ve Köprüsü, yine aynı ilçede yer alan kaya mezarları, Silahtar Ömer Paşa Camii, Yerköprü; Niksar’da yer alan Roma Dönemi’ne ait Kale, Çöreğibüyük Cami, Talanaz Köprüsü; Zile’deki Maşat Höyük, Nasup Paşa Cami, Turhal’daki Türbeleri ile birçok gezilecek yeri de bünyesinde barındıran Tokat Reşadiye ve Sulusaray Kaplıcalarıyla da sağlık turizmi için önemli bir potansiyel barındırıyor. TOKAT MUTFAĞI Sarmalarda kullanılan asma yaprağı ile ünlü olan Tokat’ın yöresel ürünleri ve mutfağı ile de sizi tatmin ediyor. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yaygın olduğu ve sebze üretiminin geliştiği Tokat mutfağında özellikle farklı boylarda ve etli ve etsiz içlerle hazırlanan birbirinden lezzetli yaprak sarması bulunuyor. Nohut mayalı çörek, katmer, tokat simidi, bez sucuk, keşkek gibi bir çok lezzetin yanı sıra şehirde denenmesi gereken en önemli yemek Tokat Kebabı olarak karşımıza çıkıyor. TOKAT KEBABI NASIL YAPILIR Tokat’a gidip de bu ille özdeşleşen “Tokat Kebabı” yemezseniz büyük bir lezzeti kaçırmış olursunuz. Tokatlılara göre bu kebabın lezzetli olması için en önemli şey Tokat’ta yetişen küçük baş hayvandan elde edilen orta yağlı et, yine bu ilde yetişen taze sebze ve pişirme şekli. Tokat Kebabı, kente özgü bir ocakta pişiriliyor. İki yanında ateş odalarının bulunduğu ocağın orta kısmı ise boş. Üst tarafta bulunan ve iki yanma odası arasında uzanan demir bir boru ise Tokat’a özgü şişlerin asılması için kullanılıyor. Şişlere dizilen et, patlıcan, domates ve sarımsak, kancalarla demir boruya asılıyor. İki ocak arasında oluşan hararetle pişen etin yağı ve sebzenin suyu ise alt bölmede bekletilen pilavın üzerine damlıyor. Daha sonra et ve sebzelerle tek tabakta sunumu yapılan Tokat Kebabı’nı evde pişirmekte mümkün. TOKAT MANGALI Evde Tokat Kebabı pişirmek isterseniz, yöreye özel bir mangala ihtiyaç duyacaksınız. Mangaldan daha çok odun sobasını andıran bu Tokat icadı; sacdan yapılıyor. Dikdörtgen biçimindeki yarım metre yükseklikteki mangalın iki yanında üstlerinde küçük bacalar yer alan, kapalı yanma odaları bulunuyor. Orta taraf ise et ve sebzelerin dizili olduğu şişi asmak için boş bırakılmış. Şişlerin asılı olduğu bölmenin altında ise pilav pişirmek için bir alan bulunuyor.