Aydın’ın Sultanhisar İlçesi, Salavatlı Köyü’nde bulunan ve “Ulu Yol” olarak adlandırılan Acharaka, diğer bir antik kent olan Nysa’nın 4 km batısında, Ephesos-Aphrodisias antik kentleri arasındaki tarihî yol üzerine inşa edilmiş.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Acharaka’da, Persephone'in ve Pluton'un bir tapınağının yanı sıra, Strabon'un olağanüstü olarak tanımladığı Kharonion adlı bir mağara bulunuyor.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Hastalanan insanlar, Tanrı ve rahipler tarafından tedavi edilmek üzere bu mağaraya getiriliyordu. Burada, hastaların rüyalarına göre bir tedavi uygulanıyordu. Hastalar, rahipler tarafından mağaraya götürülerek yalnız bırakılıyor ve bu sürede hastaya yiyecek verilmiyordu. Hastalar ve rahipler dışındaki herkese yasak olan bu mağaranın, diğer canlılar için öldürücü olduğuna inanılıyordu.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Verimli toprakları ile yeraltı sıcak suları, Acharaka’nın kutsal alan niteliğini kazanmasında ve sağlık merkezi olmasındaki belirgin faktörlerdendi.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Acharaka, yaygın bir görüşe göre, Luwi dilinden türetilen bir kelime ve “Ulu Su” anlamını taşıyor. İlk izlenimi küçük bir tapınak şehri görünümünü verse de, su ve su içinde bulunan kükürt buharı ile tedavi edici özelliği bakımından öne çıkıyor.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Malgaç Dağı olarak bilinen Aydın Dağları’nın eteklerinde kurulan yerleşimin çevresinde, içlerinde 200 yaşını aşan, zeytin ağaçları mevcut.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Acharaka'da Plutonion'un yeri belirlenmiş ve bir kısmı kazılmış. Tapınak kısa cephelerinde 6'şar, uzun cephelerinde ise 11'er sütun bulunduruyor. Dor düzeninde inşa edilen tapınak, kuzey-güney doğrultusunda yerleştirilmiş ve girişi kuzeyden. Tapınağın iç kısmında tapınağın uzunluğu boyunca birbirine paralel iki duvar bulunuyor.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Jeolojik yapısı, Acharaka çevresinde mineraller yönünden zengin su kaynaklarını ortaya koyuyor. Günümüzde yakın çevresindeki çeşmelerde sarı-kahverengi kükürt kalıntıları dikkati çekiyor.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Antik dönemde asıl yerleşim yerinin kuzey bölgesinde olduğu varsayılan Kharonion (Cehennem Kayıkçısı) ismiyle anılan büyük bir mağaranın varlığı bilinmekte.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Mağara, kükürt gazı çıkışları ile tedavi edici özelliğe sahip olduğundan, hastalar bu mağara içinde tedavi ediliyordu. Antik dünyanın inanışlarına göre bu tür gaz çıkışı olan yerler, yeraltı dünyası ile bağlantıyı sağlamaktaydı. Yeraltı tanrısı Pluton (Hades) ve eşi Persephone (Kore) ile ilişkilendirilerek Acharaka’da Kore Tapınağı yapılmıştı.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Menderes Vadisi önemli bir fay hattını da barındırıyor. Böyle bir jeolojik oluşumun sonucu olarak yerin binlerce metre altındaki sıcak su kaynakları yeryüzüne çıkmadan önce, yerin altındaki boşluklarda dolaşır ve ılıcalar yaparak yeryüzüne çıkar.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Antik Çağ'da mağaralar ve su çıkış noktaları, yeraltı ve ölüler dünyasıyla bir iletişim noktası olarak görülüyor ve bu noktalara kutsallık atfediliyordu. Yeraltının ve ölülerin efendisi olan Pluton ve eşi Persephone'nin bu noktalarda kutsandığına inanılıyordu.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, jeotermal zenginlikleri ve dinsel özellikleri nedeni ile bölgeye hastane, büyük, küçük havuzlar ve şifa hamamlarına gelen konuklar için evler inşa edilmişti. Bu bağlamda Acharaka, antik dünyada sağlık merkezi olmasının yanı sıra dinsel merkez olarak da gelişmiş ve kentin sosyal-eğitim alanlarına önemli katkılar sağlamıştı. Tanrı Hades’in heykeli Denizli’de Pamukkale’de bulunan müzede sergilenmektedir.