Bulgaristan, enfes plajları, kış sporu olanaklarına ve harika doğa yürüyüşü olanaklarına sahip olmasından dolayı Avrupa'nın birkaç egzotik ülkesinden biridir. Şimdi, Bulgaristan'ın gezilecek tarihi ve turistik yerlerinden bazılarını tanıyalım.. BULGARİSTAN GEZİLECEK YERLER SOFYA / ALEXANDER NEVSKİ KATEDRALİ Alexander Nevski Katedrali, Sofya'nın en merkezi yerinde bulunan, yüksekliği 52 metre olan Bulgar ortodoks katedralidir. 1882 yılında yapımına başlanmış ve 1912 yılında resmi olarak açılmıştır. 1877-78 Osmanlı Rus savaşında ölen Rus askerlerinin anısına inşa edilmiştir. Çan kulesinin tepesi ve üstünde bulunan haç tamamen altın kaplıdır. 30 km uzaktan duyulduğu söylenmektedir. Alexander Nevsky Katedrali 3170 metrekare alan işgal eder, toplam da 10 bin kişi kapasitesi vardır. Balkanlardaki ikinci büyük katedraldir. Katedral Sofya’nın sembolleri arasında yer almaktadır. SOFYA / KOMÜNİST PARTİ BİNASI Bulgaristan’ın komünizm etkisi altında olduğu dönemlerde inşaa edilen yapıdır. Bina Sovyet kültürünün etkisiyle inşaa edilmiştir. Kömünizm döneminde burası yönetim merkezi olarak kullanılırken günümüzde parlamento tarafından bir kısmı kullanılmaktadır. Koridor uzunluklarının 3 kilometre olduğu söylenmektedir. Bir döneme damga vurmuş, şimdi de mimari severlerin ilgi odağı olmuş haldedir.
Komünist Parti Binası - Shutterstock Komünist Parti Binası - Shutterstock
SOFYA / ST GEORGE ROTUNDA KİLİSESİ 4’ncü yüzyılda inşa edilen kilise Sofya’nın en eski korunan yapısı olarak biliniyor. Modern binaların arasında küçük yapısı ile hemen fark edilen bina pek çok kez yıkıma uğradığı için artık orijinal inşa yapısındaki gibi değil. Duvarlarında çizili olan 22 peygamberin resmedildiği freskler, basit ama zarif mimarisi ile görülmeye değer güzellikte. Kilise Osmanlı döneminde cami olarak da kullanılmış. SOFYA / BANYABAŞI CAMİİ Avrupa'nın en eski camilerinden biri olarak kabul edilen yapının inşa tarihi olarak 1566 yılı kabul ediliyor. Mimar Sinan tarafından tasarlanan tuğla taş sıraları ile yapılan binanın en dikkat çekici özellikleri arasında geniş kubbesi ve minare yüksekliğidir. Yapıdan Evliya Çelebi’nin notlarında da bahsediliyor. Banyabaşı Camii’ni Molla Efendi Kadı Seyfullah adında bir hayırsever yaptırdığı için bazı kaynaklarda onun adıyla da anılmaktadır. Seyfullah Efendi Camii de denir. VARNA / KATEDRAL Varna’nın en büyük ve en ünlü Bulgar Ortodoks katedralidir. Sofya’daki Alexander Nevski Katedrali’nden sonra Bulgaristan’ın en büyük katedralidir. Şehrin en önemli simgesidir. 19. yüzyılda Ortodoks Hristiyanlar için bir ibadethane olarak inşa edilen katedral renkli kubbeleri, freskleri, seramikle süslenmiş zemini ve 1.5 ton ağırlığındaki devasa çanı ile dikkat çekiyor. VARNA / TAŞ ORMANI Varna’nın 19 kilometre batısındadır. Taş Ormanı çöl benzeri bir kaya oluşumudur. Bulgaristan’daki tek çöldür. Taşların en yükseklikleri yaklaşık 5 – 7 metre civarıdır. Bu ufak çölde sık sık kum fırtınaları çıkmaktadır. Avrupa’da doğal olarak oluşan iki çölden biridir ve Doğu Avrupa’da doğal olarak oluşan tek çöldür. Varna’da mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. VARNA / EVKSİNOGRAD SARAYI 19. yüzyılda Viyanalı bir mimar tarafından tasarlanmış olan görkemli saray, günümüzde resmi görüşmelerin yapıldığı bir kamu binası olarak kullanılıyor. Evksinograd Sarayı‘nda (Euxinograd palace) kabul odasında Bulgar ressamlara ait çeşitli tablolar bulunuyor. Sarayın diğer bölümlerinde ise Çin porselenleri, otantik mobilyalar, çariçenin ve çocuklarının yaşadığı döneme ait kişisel eşyalar sergileniyor. PLOVDİV - FLİBE / CUMA CAMİİ Cuma Camii ya da Hüdavendigâr Camii, Roma Stadyumunun yanında Rayko Daskalov Caddesi’nin hemen başında yer alıyor. Cami Balkanlardaki en büyük cami olma özelliği taşıyor. 1425 yılında Murat Hüdavendigâr tarafından yaptırılan camii, depremde yıkıldıktan sonra I. Abdülhamid tarafından tekrar yaptırılmış.
Flibe Cuma Camii - Shutterstock Flibe Cuma Camii - Shutterstock
PLOVDİV / ROMA STADYUMU Taksim Tepe ile Sahat Tepe arasında Cuma Camii’nin hemen yanı başındaki bu stadyum Romalılar zamanında olimpiyatlar için yapılmış. MS. 117 yılında Trajan tarafından yaptırılan tiyatro 7 bin izleyici kapasitesine sahip. Günümüzde sadece bir kısmı bugüne ulaşmış durumda. PLEVNE / NİKOPOL KALESİ Nikopol Kalesi Tuna nehrinin manzarasını seyretmek için mükemmel bir yerdir. Kale yıkılmış haldedir. Kalenin sadece giriş kapısı ve bir kaç duvarı günümüze ulaşmıştır. PLEVNE / ST. GEORGE FAHRİ ŞAPEL TÜRBESİ St George bir mezarlık ve kilisedir. 1877 yılında Pleven Kuşatmasında hayatını kaybeden Rus ve Romen askerlerin anısına inşa edilmiştir. Bu askerlerin çoğunun kalıntıları türbe içerisinde korunmaktadır. Savaşta ölenlerin anısına kilisenin önünde yanmakta olan bir ateş vardır ve bu ateş 365 gün hiç sönmeden yanar.