Hayrat olarak Ankara Ahilerinden Ahi Hüsameddin ve kardeşi Ahi Hasaneddin tarafından yaptırılan yapıyı Ahi Hüsameddin’in oğlu Ahi Şerafettin 1290 yılında ahşap ustası olan Dülger Ebubekir oğlu Mehmet’e tamir ettirmiş ve boyutlarını büyütmüş. Kufe planlı bir cami olan Aslanhane caminin asıl adı Ahi Şerafettin Camii olsa da, doğusunda bulunan türbe külliyesi duvarına gömülü antik aslan heykeli sebebiyle halk tarafından Aslanhane Camii olarak adlandırılmış. Tek katlı cami 24 ahşap ayak üzerinde duruyor. Ceviz ağacından yapılma bu ayakların yani sütunların her birinin sütun başlıkları, devşirme mermer Roma-Bizans malzemelerinden oluşuyor. Tek şerefeli minare, camiinin kuzeydoğu duvarına bitişik olup, taş kare kaideli ve silindirik tuğla gövdeli. Minare kaidesinde Roma devri malzemesi dikkati çekiyor. Haremin kuzeyinde yine ahşap olan kadınlar mahfili yer alıyor. Camiinin biri doğuda biri batıda, diğeri de kuzeyde olmak üzere 3 girişi bulunuyor. Camii içi, ahşap Selçuklu camilerinin 13. yüzyıldan kalan güzel bir örneğini vermekte. Çini mozaik ile alçı kabartma tekniklerinin bir arada kullanıldığı mihrabı, Anadolu’daki en önemli çini mozaik örneklerinden birine sahip. Hatta bu özelliğiyle Anadolu’da ilk örnek. Alçı kabartmaları 12 ve 13. yüzyıl Büyük Selçuklu alçı kabartma işçiliğinin bir yansıması gibi olan Aslanhane Camii'nin iç mekanı oldukça süslü ve güzel tasarlanmış.