Fontainebleau, Fransa Orta Çağ’dan kalan bu ihtişamlı saray, tarihi boyunca defalarca değişime uğramış. Kralların av köşkü olarak kullandığı bu şato, Paris’ten 70 km mesafede. Artık Fransa ulusal mirası arasında ve ziyaret edilebiliyor. Château de Chenonceau, Loire, Fransa Nehirdeki eski bir değirmenin temelleri üzerine inşa edilen saray, Rönesans döneminin en romantik yapıtlarından sayılıyor. Uzun yıllar Fransa kralı 2. Henri’nin büyük aşkı Diane de Poiters’nin konutunda klasik sanatın en nadide örnekleri görülebiliyor. Mont Saint Michel, Normandiya, Fransa Kıyıdan 1 km. mesafede, kayalıkların üzerinde yükselen kaleye yılda milyonlarca ziyaretçi geliyor. Gelgit etkisi ile her an anakaradan kopabilen adada sadece 44 kişi yaşıyor. Deniz seviyesinin düşük olduğu anlarda yürüyerek gidilen kayalık, bir zamanlar hapishane olarak da kullanılmış. Sular yükseldiğinde tekneler devreye girdiği için adada mahsur kalınmıyor; ama araba park ederken dikkatli olmakta fayda var. Hearst Castle, Kaliforniya Randolph Hearst tarafından yaptırılmış ihtişamlı bina, Avrupa’nın ünlü saraylarından taşınan parçaların birleşmesi ile inşa edilmiş. Zamanında verilen davetlere Jean Harlow, Clark Gable gibi yıldızlar ve Winston Churchill, Calvin Coolidge gibi politikacılar katılmış. Kütüphanenin tavanı beş yüz yıllık İspanyol bir malikâneden sökülerek getirtilmiş ve artık bu devasa saray rehber eşliğinde gezilebilmekte. Neuschwanstein, Almanya Disney’in sarayına ilham kaynağı olan şato, Bavyera Kralı 2. Ludvig tarafından inşa edilmiş ve Avrupa’nın en ziyaret edilen tarihi yerleri arasında yer alıyor. Şato günümüzde rehber eşliğinde gezilebilir ve kralın paha biçilmez sanat ve obje koleksiyonları görülebilir. Alhambra Sarayı, Granada, İspanya 13. yüzyılda inşa edilen bu ihtişamlı sarayın temelleri çok daha eski sarayların üzerinde yükseliyor. Modern Granada şehrine tepeden bakan saray, kraliyet sarayı olarak kullanılmış ve 19. yüzyılda oryantalist ressamlar tablolarında sıklıkla yer almış. Günümüzde dünyanın en çok ziyaretçi çeken yerlerinden biri. Alcazar Sarayı, Segovia, İspanya Madrid’den bir saat mesafede olan Segovia Kalesi olarak da bilenen şato, Almanya’daki Neuschwanstein ile yarışacak kulelere sahip. Dışı Orta Çağ mimarisine sahip olmasına rağmen, içi Alhambra’yı aratmayacak süslemelere ve Rönesans dekoruna sahip. Chateau de Chillon, İsviçre Bin yıl önce Leman Gölü kenarında inşa edilen gotik şatonun mahzen duvarına kazınmış Lord Byron’un adını, Savoy Ailesinin ihtişamlı davetlerini verdiği büyük salonu ve Bernese ve savaş odasını görmek mümkün. Sarayın bağlarında yetişen üzümlerden ödüllü şaraplar yapılmakta ve şatoda tadım günleri düzenlenmekte. Bu kısıtlı miktarda yapılan şaraplar sadece sarayın mağazasından alınabiliyor. Hohenzollern Şatosu, Bavarya, Almanya Tarihi kayıtlarda 1061 yılında bile bahsi geçen şato, “Almanya’nın en sağlam evi” olarak bilinmesine rağmen 1423 yılında yıkılmış. Bulutların içinde gibi duran saray, aynı yerde inşa edilen üçüncü saray ve Tolkien romanlarından çıkmış gibi duruyor. Ziyarete açık olan sarayda, özel günler için çeşitli etkinliklerde bulunulabilir. Kaynak: Oggusto