Edirne, "Der-i Saadet" (Mutluluk Kapısı) bir "Şenlikler Şehri"dir. 17. yüzyılda İstanbul, Londra, Paris ve Roma’dan sonra Avrupa’nın en büyük şehirlerinden biri olmuştur. Mimar Koca Sinan'ın "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii gibi birçok tarihi eserin bulunduğu dünyaca da bilinen Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin yapıldığı, Edirne'nin gezilecek tarihi ve turistik yerlerini daha iyi tanıyalım... EDİRNE'NİN GEZİLECEK YERLERİ SELİMİYE CAMİİ KÜLLİYESİ Osmanlı İmparatorluğunun eski başkenti Edirne'nin silüetine hakim olan II. Selim tarafından yaptırılan Selimiye Camii ve Külliyesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun en seçkin mimarı olan Sinan'ın büyük eserlerinin içinde yaratıcı zekasının bir şaheseri olarak doruğa ulaşmasını temsil etmektedir. Dört yükselen ince minaresi, muhteşem bir şekilde dekore edilmiş iç mekanı, el yazması kütüphanesi, titiz işçiliği, parlak İznik çinileri ve mermer avlusu ile birlikte tek bir büyük kubbeye çıkan heybetli cami, medreseleri, dış avlu ve kapalı çarşı ile birlikte bir sanat formu ve 16. yüzyıl İslam mimarisinin en görkemli eseridir.
shutterstock_1024076140 Selimiye Camisi
ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ Müze, Selimiye Camii'nin doğu kapısının 50 metre uzağında yer alır. Edirne’de ilk müze, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 1925 yılında Selimiye Camisi avlusu içinde bulunan, 1569-l575 yılları arasında Selimiye Camisi ile beraber yapılan Dar-ül Kurr’a Medresesinde açılmıştır. Edirne'nin en fazla eser barındıran müzesi Arkeoloji ve Etnografya olarak iki kısma ayrılmıştır. Etnoğrafya Bölümü: Girişte sol tarafta yer alan bölümde; tuğralı gümüş eserler, ev eşyaları, Selimiye Camii mihrabına serilmiş olan Gördes tipi halı seccade ve 19 uncu yüzyıl Şarköy Kilimleri bulunmaktadır. Ayrıca, Osmanlı döneminde basılan sikkeler, temel kazılarında çıkan defineler ve yurt dışına kaçırılırken yakalanıp müzeye getirilen sikkeler de bulunmaktadır. Arkeoloji Bölümü: Atatürk'ün emriyle 1936-1939 yılları arasında gerçekleştirilen tümülüs kazılarında çekilen fotoğraflar ve Trakya'daki antik bölgelerle ilgili harita bulunur. SONBAHARDA GİDİLMESİ GEREKEN 5 YER
SAATLİ KULE (MAKEDONYA KULESİ) 1884 yılında Vali Hacı İzzet Paşa'nın emriyle Edirne Kalesi'nin en büyük kulelerinden biri olan Makedonya Kulesi'nin tepesine bir saat kulesi yaptırılmıştır. Bu 48 metre uzunluğundaki kule, her seviyede pencereleri olan sekizgen planlı bir yapıya sahiptir. Fransa'da üretilen saati, 1886 yılında monte edildi. Orijinal ahşap yapı, yangınla tahrip edildiğinde, kule 1894 yılında taş ve tuğladan yeniden inşa edildi ve saat 1926'da yenilendi. Neo-Klasik mimarisi nedeniyle diğer Osmanlı saat kulelerinden farklı bir görünüme sahipti. 1953 yılında meydana gelen bir deprem neticesinde kısmen yok oldu. Kuleyi inceleyen İstanbul Teknik Üniversitesi'nin raporunu takiben, 6 Temmuz 1953'te tamamen yıktırıldı. ADALET KASRI Adalet Kasrı Kanuni Sultan Süleyman zamanında 1561 yılında kırkpınar gürelerinin yapıldığı tarihi Sarayiçi mevkiinde yaptırılmıştır. O dönemlerde dilekçe ve arzuhallerin Bostancıbaşı'ya iletilmek üzere, bu kasrın önünde bulunan iki taş sütundan biri olan Seng-i Hürmet Taşı'na (Saygı Taşı) bırakıldığı için bu kuleye Adalet Kasrı denilmektedir. Bir diğer taş sütun olan Seng-i İbret Taşı'nda ise (İbret Taşı) boğdurulan devlet büyüklerinin başları padişahın görmesi için sergilenirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezi yönetim örgütü Divan-ı Hümayun toplantılarında Kanuni Sultan Süleyman'ın imparatorluğun yasalarını bu kulede bir araya toplayarak bir Kanunname oluşturması Adalet Kasrı'nın önemini ortaya koyması açısından önemlidir.
shutterstock_1058639441 Meriç Köprüsü
ÜÇ ŞEREFELİ CAMİİ Osmanlı sanatının erken ve klasik dönem üslubu arasında yer alan Üç Şerefeli Camii, 1433-1447 yılları arasında Sultan II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Caminin mimarları Muslihuddin ve Şehabeddin ustalardır. Burada ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılmaktadır. 24 metre çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar paye olmak üzere altı dayanağa oturur. Yanında daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler vardır. Enine dikdörtgen bir yapıdır. Bu plan Mimar Sinan tarafından İstanbul'daki camilerinde daha gelişmiş bir şekilde uygulamıştır. Üç Şerefeli Camii, kendisinden sonra yapılan camiler için öncü olmuştur. Özgün kalem işleri Osmanlı camilerindeki en eski örnekleri olarak kabul edilir. Camiye adını veren üç şerefeli anıtsal minare, 67,62 metre yüksekliğindedir. Her şerefeye ayrı yollardan çıkılır. Cami pek çok kez onarılmıştır. 1777 yılında Sultan III. Mustafa tarafından tamir ettirildiği bilinmektedir. Ayrıca yakın bir tarihte de restore edilmiştir. BAYRAM TATİLİNDE GİDEBİLECEĞİNİZ 5 YER
MURADİYE CAMİİ Muradiye Camii, 1426-1436 yıllarında, binaya adını veren Sultan II. Murad'ın emriyle inşa edilmiştir. Bu caminin duvarları ve mihrabı son derece güzel çinilerle süslenmiştir. Sultan Murat, Mevlevi düzeninin kurucusu olan Rumi Jalîl-i Muhammed'in bir rüyasından esinlenerek, kardeşi için bir ibadet ve barınma yeri kurmasını istedi. Ancak yapının orijinal tasarımını değiştirerek, camiye dönüştürdü ve dervişleri de yakındaki bir bahçenin içinde artık yok olan başka bir tekkeye taşıdı. Cami kompleksi içinde bir imaret ve mekteb de bulunuyordu. Ancak bu yapılar günümüze ulaşamamıştır.