Batısında ve kuzeyinde Finlandiya Körfezi, doğusunda Rusya ve güneyinde ise Letonya ile sınırları olan Estonya, Sovyetler Birliği'nden ilk ayrılan ve kendi parasını basan ilk ülkedir. Estonya'nın neredeyse yarısı ormanlarla kaplı ve 1400 irili ufaklı göl bulunuyor. Şimdi Estonya'nın gezilecek yerlerinden bazılarını tanıyalım... ESTONYA GEZİLECEK YERLER TALLINN / ESKİ ŞEHİR (OLD TOWN) Ülkenin en popüler tarihi yapılarına ev sahipliği yapan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Eski Şehir, Arnavut kaldırımlı sokakları, geleneksel kıyafetlere bürünmüş Estonya kızları, kiliseden çıkan çan sesleri sayesinde Orta Çağ'ın otantik havasını yaşatıyor. Halkın oturduğu evlerden devlet ve kilise binalarına kadar birçok mimari yapının bulunduğu meydanda, eğlenceli vakitler geçirebilirsiniz.
Tallinn Old Town - Foto: Shutterstock Tallinn Old Town - Foto: Shutterstock
TALLINN / ALEXANDER NEVSKY KATEDRALİ Tallinn’deki katedral tepesi olarak bilinen Toompea Hill’de bulunan Alexander Nevsky Katedrali, 19. yüzyılın sonlarında, 1894 – 1900 yılları arasında inşa edilmiştir. Rus tarzındaki mimari yapısının en önemli sebebi, inşa edildiği yıllarda Estonya’nın Rusya’ya bağlı olması ve henüz bağımsızlığını kazanmamış olmasıdır. Alexander Nevsky Katedrali, Tallinn’de bulunan en büyük ortodox katedralidir. St. Alexander Nevsky adına mimar Mikhail Preobrazhensky tarafından inşa edilmiştir. Alexander Nevsky, 1221 yılında, St. Petersburg’un güneyinde yer alan ve Rusya’nın ilk başkenti olan Novgorod kentinde doğar. Barındırdığı tarihi eserlerle Dünya Miras Listesi’nde yer alan Norgorod’un büyük prensi ve Rus savaş kahramanı olarak bilinir. 1242 yılında, bugün Estonya ile Rusya’nın sınırında yer alan Peipus Gölü üzerine gerçekleşen Peipus Gölü Savaşı’nı (Buz Savaşı) kazanarak Töton Şövalyelerini mağlup etmiş, toprakların korunmasını sağlamıştır. 19. yüzyılda inşa edilen katedral, Tallinn’in Toompea tepesine kurulduğu için şehrin birçok yerinden rahatlıkla kendini gösterir. Katedralin tepesindeki kubbelerde bulunan haçların altında, Rusların Osmanlılara karşı kazandığı zaferi temsil eden hilaller bulunur. TALLINN / KUTSAL RUH KİLİSESİ Tallinn’in en eski kilisesi ve en eski çanına sahip olan Holy Spirit, 14. yüzyılda, 1319 yılında inşa edilmiş. İçerisinde Alman ressam ve heykeltıraş Bernt Notke’un 1483 yılında yaptığı eserlerinden oluşan duvarıyla zenginleştirilen iç dekorasyonu görülmeye değer. Evlere para vermeye gücü yetmeyen yaşlıların kalması için yardım amaçlı kurulan evin ek bir bölümü olarak inşa edilen kiliseye giriş ücretli. TALLINN / KADRİORG SARAYI Kadriorg Sarayı, Petrine barok tarzında dizayn edilmiş turistik rotalardan birisi. Çar Deli Petro'nun girişimiyle 1710'da yılında yapımı tamamlanan göz alıcı yapıtın bir kısmı günümüzde resim galerisi olarak kullanılıyor. İçerisinde yer alan Kadriorg Sanat Müzesi'nde ise 16 ve 17. yüzyıl dönemine özgü sanatsal eserler sergileniyor.
shutterstock_37894003 Kadriorg Sarayı Foto: Shutterstock
TALLINN / DOME KİLİSESİ Meryem Ana anlamına gelen St. Mary Katedrali (Dome Kilisesi), Toompea Hill’de 13. yüzyılda inşa edilmiştir. İlk olarak 1219 yılında tahtadan inşa edilen yapı yıkılır ve 10 yıl sonra aynı yerde beton bir kilise yapmak için çalışmalara başlarlar. 1240 yılında tamamlanan yapının ismini St. Mary olarak değiştirirler. Yapı aynı zamanda Toompea’da olduğu için Toomkirik (Toom Kilisesi) adını da kullanır. Çünkü Toom, kilise demektir. Alexander Nevsky Katedrali’nin 2 sokak yanında yer alan Dome Kilisesi’nin 17. yüzyılda çıkan bir yangından kurtulan tek yapı olduğu söyleniyor. TALLINN / BELEDİYE MEYDANI Belediye Sarayı Meydanı olarak da isimlendirilen Raekoja Plats (Town Hall Square), şehrin en canlı merkezi noktaları arasında görülüyor. Hansa kentinin aşağı kesiminde bulunan bu meydanda, modern kafelerden dünyaca ünlü mağazalara kadar pek mekan bulunuyor. Meydanda ayrıca açık hava konserleri, fuarlar ve Orta Çağ festivalleri gibi çeşitli kültürel etkinlikler de düzenleniyor. TALLINN / AZİZ OLAF KİLİSESİ 1549-1629 yılları arasında, 159 metre yüksekliği ile dünyanın en yüksek binası ünvanını taşıyan Aziz Olaf Kilisesi, 12. yüzyılda inşa edilmiş. Tarihinde defalarca yıldırım çarpamasına maruz kalan bina, yıldırım nedeniyle 3 kere tamamen yıkılmış. Kilise adını aziz ilan edilmiş Norveç kralı Olav Havaldsson'dan almış. Kilisenin bugünkü yüksekliği 124 metre. Kilisenin kulesinden Nisan-Ekim ayları arasında, muhteşem Tallinn manzarasınaı izleyebilirsiniz. Kiliseye giriş ücretsiz ancak kuleye çıkmak isterseniz ücret ödemek zorundasınız. VİZE ALMAK İSTEMEYENLER İÇİN VİZESİZ ÜLKELER
TALLINN / ŞİŞMAN MARGARET KULESİ Şişman Margaret Kulesi, şehri sahilden gelebilecek saldırılara karşı korumak ve denizden gelen ziyaretçileri etkilemek için inşa edilmiş. Tallinn Eski Şehirin kuzeyinde, limana yakın bir konumda bulunuyor. Şişman Margaret Kulesi ise 16. yüzyılda inşa edilmiş. Şişman Margaret Kulesi günümüzde, Estonya Deniz Müzesi'ne ev sahipliği yapıyor. TALLINN / AZİZ MARY KATEDRALİ Toompea Tepesi'nin merkezinde bulunan Aziz Mary Katedrali'nin tarihi 1233 yılına kadar gidiyor. Defalarce yeniden yapılan katedralin ana gövdesi 14. yüzyıla, barok stilinde inşa edilmiş, kulesi ise 1770'li yıllara uzanıyor. Katedralin içini gezdikten sonra, dilerseniz katedralin 69 metre yüksekliğindeki kulesine çıkarak şehrin manzarasını izleyebilirsiniz. TARTU / OYUNCAK MÜZESİ Old Town’da bulunan oyuncak müzesi Baltıklar'da bulunan en büyük oyuncak müzesidir. Çizgi film karakterlerinden kuklalara kadar 5000’in üzerinde oyuncağı görebileceğiniz Tartu Oyuncak Müzesi daha çok Estonya’ya özgü karakterlerin sergilendiği bir müze görevi görüyor. Oyun ve çeşitli etkinlik odaları ile ziyaretçilerin sıkılmamaları için birçok aktivite bulunduran, Meeri Säre, Mare Hunt ve Tiia Toomet tarafından kurulan Tartu Oyuncak Müzesi, ilk olarak 1994 yılında kurulmuş olsa da Lutsu Street üzerindeki 1770’lerden kalma ahşap bir yapıya taşınması 2004 senesinde gerçekleşmiş. TARTU / BOTANİK BAHÇESİ Dünyanın en eski botanik bahçeleri arasında yer alan bölge bir dönem Tartu Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapan Carl Friedrich von Ledebour tarafından yaratılmış. Yaklaşık 6500 bitkiye ev sahipliği yapan ve Baltık ülkeleri arasında önemli bir yere sahip olan botanik bahçesinde gezerken sıradışı heykellerle de karşılaşabilirsiniz. TARTU / TARTU TARİHİ EVİ Tartu’da, tarihin özgünlüğünü yansıtmak isteyen müzelerden biri de 19. yüzyılda yaşamış bir evin sergilendiği müzedir. 1830’lu yıllarda yaşamın nasıl olduğunu gösteren bu müze, 16 Jaami Street üzerinde bulunuyor ve Tartu’daki en eski ahşap evlerden biri olarak biliniyor. Johann Gottfried Pflug, 1734 yılında babasından miras kaldığı arsasına, 1744 yılında 3 odalı küçük bir yapı inşa etmiş. Yapının bugünkü halini alması 1828 yılında eklenen iki oda ve mutfak ile gerçekleşmiş.1990’lı yıllarda 3 yıllık bir restorasyon sürecinden sonra 1993 yılında müze olarak sergilenmeye başlanan ev hâlâ ziyarete açık.