Colmar, Fransa
Colmar, üzüm bağları arasında yer alan geleneksel evleri, kanalları, çeşmeleri, dört bir yanda açmış rengârenk çiçekleri, harika mutfağı ve ünlü şaraplarıyla sizi kendisine âşık edebilir.
16. ve 17. yüzyıldan kalma yarı ahşap evleri ile ünlü bu şehirde her yapı bir ressamın elinden çıkmış gibi görünüyor. Her mevsim kültür, sanat, mutfak ve doğayla ilgili etkinliklerin de yer aldığı Colmar’ın fotoğraflarıyla yetinmenize gerek yok. Sadece bir hafta sonunuzu ayırın, uçak biletinizi alın ve yola koyulun, 3 saat sonra o fotoğrafın içinde yerinizi alın.
Ancak giderken yanınıza büyükçe bir bavul alsanız iyi olur. Çünkü şehrin tarihi merkezinin her caddesinde, Alsace yapımı kaliteli ve benzersiz ürünler sunan birçok dükkan ve butik bulunuyor. Ne alacağınıza karar vermek bir hayli zor olabilir.
Hallstatt, Avusturya
Salzburg’un güneydoğusunda bulunan ve Alp Dağları’nın kuşattığı bu küçük köy, Avusturya’nın belki de en büyüleyici yerlerinden biri. Gölün camsı sularına parıltılı yansımalar yapan, dağlarla çevrili, pastel renkli evlere sahip olan Hallstatt’ın güzelliği, şöhretini garantilemek için yeterli olacaktır.
Hallstat’a gittiğinizde dünyanın en eski tuz madenlerini görme şansına erişebilirsiniz. Ayrıca Hallstatt mezarlığının yanında yer alan Beinhaus’ta tam olarak 1200 adet insan kemiği ve kafatası, boyanmış ve renkli motiflerle süslenmiş olarak sergileniyor. Bunun yapılış amacı ise köyün çok küçük olmasından ötürü mezarlıkta yer kalmaması ve dört yılda bir mezarların açılarak özel bir törenle kemiklerin çıkarılması.
Köy halkı bu geleneği 1700’lerden beri sürdürüyor. Bu masalsı köyü kendi gözlerinizle görmek isterseniz, Tatilsepeti’nin düzenlediği Avrupa Köyleri Turları’nı gözden geçirebilirsiniz.
Kapadokya, Türkiye
Doğa ve tarihin kusursuz bir biçimde bütünleştiği yurdumuzun bu güzel bölgesini henüz görmediyseniz şimdi tam sırası. Kapadokya‘nın manzarası; peri bacaları, vadiler, mağaralar ve erozyonla şekillenmiş yumuşak volkanik kayalardan oluşuyor.
Toprağın bu denli yumuşak ve kolay işlenebilir olması da yüzyıllar boyunca insanların evlerini topraktan ve kayalardan inşa etmelerini sağlamış. Böylece bölgeye has bir taş işçiliği oluşmuş. Kapadokya’ya giderseniz tabii ki sadece bu yöresel evleri ve Peri Bacaları’nı görmeyeceksiniz.
Aynı zamanda Aksaray’da bulunan Ihlara Vadisi’ni, çanak çömlekleriyle ünlü Avanos’u, Göreme Milli Parkı’nı ve geçmişten kalma birçok kilise ve manastırı da görme olanağınız olacak. Bir hafta sonunuzu da Kapadokya’nın otantik mağara otellerinde geçirmek istemez miydiniz?
Amalfi Sahili, İtalya
Mavi gökyüzünün ve pırıltılı denizin arasında büyülü bir şekilde asılı duran Amalfi sahili, görür görmez insanı etkisi altına alan bir yer. Adını kıyıya veren Amalfi kasabası, İtalya’nın Denizcilik Cumhuriyeti‘nin ilk bölgesidir ve burada uzun zaman boyunca Doğu ile ticaret yapılmıştır.
Asırlık bir denizcilik geleneğine sahip diğer bir sahil köyü olan Conca dei Marini, Akdeniz bitki örtüsü ve “Sfusato Amalfitano” limon bahçeleriyle süslenmiş, teraslı bahçelerle çevrili, denize bakan doğal bir balkondur. Diğer yanda UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınan, heykelleriyle ünlü Ravello kasabasını gördükten sonra geri dönmek istemeyeceksiniz.
Ayrıca İtalya’nın güzeller güzeli, meşhur Capri adası da Amalfi’ye sadece bir tekne uzaklıkta bulunuyor. Limon çiçeklerinin tatlı kokusu eşliğinde unutulmaz bir tatil için yıl boyu süren kampanyalı turları ve uçuşları takip etmeniz yeterli.
Ashikaga, Japonya
Çiçek ve bahçe düzenlemesi Japon kültüründe çok önemli bir yere sahip. Japonlar 6. yüzyıldan beri çiçek bahçeleri düzenliyorlar ve bu konuda tam anlamıyla muhteşemler. Eğer Japonya’ya giderseniz, Ashikaga’ya mutlaka uğrayın.
Ashikaga çiçek parkında, Japonya’nın en büyük Wisteria (morsalkım) ağacını görme olanağı bulabilirsiniz. Yaklaşık 2000 m2’ye yayılmış olan bu görkemli ağacın altında kendinizi bir masal diyarında gibi hissetmemeniz imkânsız. Ayrıca park alanının hemen her köşesi, yüzlerce renkli LED ışıkla ve yaratıcı objelerle donatılmış. Müzikle senkronize ışık gösterileri, fuji çiçeklerinden yapılmış tüneller de cabası…
Parkı gezdikten sonra dilerseniz Tengu Dağı’na da tırmanabilir ve buradan Fuji Dağı’nı da görebilirsiniz. Vize almanızı gerektirmeyen, bu büyüleyici ziyaret için en uygun zaman ise Mayıs ve Haziran ayları. O yüzden bu aylarda düzenlenen tur programlarına göz atmayı unutmayın.
Kaynak: Tatil Sepeti
[old_news_related_template title="Çocukla yurt dışı tatiline gitmeden yapmanız gerekenler" desc="Çocukla yurt dışı tatiline gitmeden önce yapmanız gerekenler listesinde ilk adım; seyahatten en az 10 gün önce çocuğunuzun aşılarını tamamlamak ve pasaport çıkartmak. Çocuklar için pasaport ve vize alma süreci tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi işler. Ekstra olarak anne ve babadan noter onaylı muvafakatname istenir. İşlemlerinizi tamamladıktan sonra çocuğunuzun valizini hazırlamaya başlayabilirsiniz." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/05/iecrop/c5-2_16_9_1527590591.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/seyahat/cocukla-yurt-disi-tatiline-gitmeden-yapmaniz-gerekenler/"]
