İsveç gezilecek yerler: Dünyanın refah seviyesi yüksek ülkelerinden İsveç'in gezi rehberi...

Kuzey Avrupa'daki İskandinavya yarımadasında yer alan İsveç, batı ve kuzeyden Norveç, doğudan ise Finlandiya ile çevrili ve güneyindeki Öresund Köprüsü ile de Danimarka’ya bağlı. İsveç’in başkenti ve aynı zamanda en büyük kenti Stokholm. Stokholm’ü Göteborg ve Malmö kentleri takip ediyor. Topraklarının %15’i Kuzey Kutup Dairesi içinde yer alan ve dünyanın refah seviyesi yüksek olan ülkelerinden İsveç'in gezilecek yerlerinden bazılarını sizler için derledik... İSVEÇ GEZİLECEK YERLER STOCKHOLM / GAMLA STAN Gamla Stan İsveç’çe Eski Şehir anlamına gelir. Gamla Stan üç adadan oluşur. Bu üç ada köprüler ile hem birbirlerine hem de anakaraya bağlıdır. Stadsholmen Adası, üç adanın en büyüğüdür. Stockholm’ün en eski meydanı olan Stortorget, Kraliyet Sarayı, Kraliyet Şapeli, Katedral (Storkyrkan), Bonde Palace (Yüksek Mahkeme), İsveç Kraliyet Akademisi, tarihi alışveriş caddesi Vasterlanggatan bu ada üzerindedir. Riddarholmen Adası'nda Eski Parlamento Binası, Riddarholmen Kilisesi ve Helgeandsholmen Adası'nda ise İsveç Parlamento Binası bulunur. STOCKHOLM / STORTORGET MEYDANI Bu meydan İsveç’in, tarihi 1250 yılına dayanan en eski ve en önemli meydanıdır. Bir çok önemli tarihi olaylara sahne olmuştur. Bu olaylar içerisinde en önemli olanı “Kan Banyosu” adındaki trajik bir katliamdır; İsveç’in bağımsız olması üzerine Danimarkalılar 1520’de, İsveç’in kraliyet ve aristokrat ailelerinden 80 kişiyi bu meydanda katlederek meydanın ortasındaki kuyuya atmıştır. Bunun üzerine Kalmar Birliği dağılmış, hayatta kalan aristokrat ailelerden birinin oğlu olan Gustav Vasa seçimle kral olmuş ve İsveç Danimarka’dan ayrılmıştır. Meydanın üzerinde aynı zamanda 16. yüzyıldan kalma yapılar ve içindeki Nobel Müzesi'ni ziyaret edebileceğiniz İsveç Kraliyet Akademisi vardır. STOCKHOLM / KRALİYET SARAYI İsveç Monarşisi’nin resmi ikametgâhı olan Stockholm Kraliyet Sarayı, Gamla Stan sınırları içerisinde yer alıyor. 13 yüzyılda bir hisarın inşa edildiği tarihi alanda bulunan 600 odalı saray, 1697-1760 arasındaki süreçte günümüzdeki haline gelmiş. Tuğla ve kumtaşı kullanılarak inşa edilen görkemli yapının güneyi Slottsbacken’e, adını Medici aslanları heykellerinden alan rampaların bulunduğu kuzeyiyse Skeppsbron Rıhtımı’na bakıyor. Taht Odası, Şövalye Salonu gibi bölümlerini gezebileceğiniz sarayda 3. Gustav’ın Antika Müzesi, Kronor Müzesi gibi bölümler bulunuyor. Saray 30.000 kişilik Kraliyet Muhafız Ordusu tarafından korunur. STOCKHOLM / VASA MÜZESİ Vasa Müzesi, 1628’de çıktığı yolculukta yakalandığı fırtına nedeniyle batan savaş gemisine ev sahipliği yapıyor. Vasa Müzesi yılda 1.200.000 ziyaretçisi ile İsveç’in en çok ziyaret edilen müzesidir. Bu kalyon, 333 yıl deniz altında kaldıktan sonra çıkartılan, dünyanın en iyi korunmuş tarihi kalyonudur. Vasa’nın 333 senelik suyun altındaki uykusu 24 Nisan 1961’de su yüzeyine çıkartılmasıyla son bulur. 1988 yılına kadar “Wasavarvet” adı verilen geçici tersanede kalır. Bu 17 senelik süre zarfında Vasa özel bir bakım ve onarım görür. 1981 yılında İsveç hükümeti Vasa için kalıcı bir yer yapmaya karar verir ve binası için bir yarışma düzenler. Yarışmanın birincileri mimar Månsson and Dahlbäck şu anki Vasa müzesini yaparlar. 1988 yılında Vasa yarı tamamlanmış müzeye aktarılır ve 2 sene sonra müze resmi olarak ziyarete açılır. 1956 yılında bulunan batığın %95 oranında korunarak sergilendiği müzede yüzen saray niteliğindeki gemide yer alan 700 heykeli de görmek mümkün. STOCKHOLM / STADHUSET Kungsholmen Adası üzerinde yer alan bu bina Stockholm’ün Belediye Binası'dır ve şehrin bir numaralı simgesidir. Binanın mimari tarzı Venedik, romantik ve İsveç geleneksel tarzlarının karmasıdır. Tüm kartpostallarda ve Stockholm siluetinde Stadshuset’in devasa kulesini görebilirsiniz. 1911-1923 yılında yapılan bina suyun üzerinde yüzen bir kuğuyu andırır. 106 metre yükseklikteki kulesi kuğunun boynudur. Binanın dünyaca tanımasının bir sebebi de Nobel Bilim ve Edebiyat ödüllerinin her yıl 10 Aralık’ta bu bina içinde verilmesinden gelir. 8 milyon adet tuğladan yapılmış olan binanın dış avlusundan Stockholm'ün eşsiz manzarasını fotoğraflayabilirsiniz. STOCKHOLM / DROTTNINGHOLM SARAYI İsveç’in 17. Yüzyıldan kalma en iyi korunmuş sarayı olan Drottningholm İsveç Kral ve Kraliçesinin hem özel rezidansı hem de yazlık rezidansıdır. Ana kapıdan girdiğinizde solda kalan kanat (güney) kral ve kraliçenin yaşadığı bölüm olduğundan bu kısım ziyarete açık değildir. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınan saray Stockholm’ün dışında, 12 kilometre mesafedeki Drottningholm Adası'ndadır. Sarayın arkasında, ücretsiz girebileceğiniz çok güzel bir bahçesi vardır. Bahçenin sağ tarafı bir gölün etrafındaki İngiliz Bahçeleri, sol tarafı ise Versay Sarayı’ndan örnek alınarak tasarlanmış barok Fransız Bahçeleri’dir. STOCKHOLM / NORDİSKA MÜZESİ 1520’lerden günümüze, İsveç kültürüne ve etnoğrafyasına adanmış çok büyük bir müzedir. Müze binası son derece etkileyici bir mimariye sahiptir. Tuğla ve granitten inşaa edilmiştir. Mimari tarz olarak Hollanda ve Danimarka Rönesanas mimarisinden etkilenmiştir. Sergi alanları 126 metre uzunlukta çok büyük bir ana salonun etrafında toplanmıştır. Müzede 1.5 milyon parça sergilenir. Bunların arasında geleneksel kıyafetler, örtüler, ev eşyaları, beşikler, mutfak aletleri, takılar gibi İsveç folklörünün ve kültürünün ilginç parçalarını görebilirsiniz. Ayrıca 6 milyon fotoğraflık bir arşiv ile çok zengin bir kütüphanesi vardır. STOCKHOLM / ABBA MÜZESİ 2013 yılında kurulan ABBA Müzesi, ABBA grubunun 1972-1983 yılları arasında yayınladıkları albümlerle pop müziğin zirvesine çıkmış grubun kostümlerini, kazandıkları ödülleri, kullandıkları eşyaları ve interaktif alanları içeriyor. Özellikle grubun hayranlarının Stockholm gezilecek yerler listelerinde mutlaka yer verdikleri Djurgarten üzerindeki müze aynı zamanda İsveç Müzik Onur Listesi’nin en çok ilgi çeken daimi sergilerinden birisini oluşturuyor. GÖTEBORG / GÖTEBORG KATEDRALİ Göteborg’un en eski kilisesi, Kral Gustav II. Adolf’un şehri almasıyla (1621) hemen inşasına başlanıyor. Kilise daha çok bir saat kulesini andırmakta ve klasik mimariyle bulunduğu bölgede dikkat çekiyor. Zaman içinde zarar gören kilise binasının günümüze ulaşan hali 1815 yılında yapılmış.