Baltık ülkesi Letonya'nın başkenti Riga, tarihi dokusuyla ziyaretçilerini büyülüyor. Son dönemde seyahat için Avrupa'yı tercih edenlerin gözdesi olan Riga, mükemmel korunmuş yapıları ve zamanda yolculuk hissi yaşatan sokaklarıyla ziyaretçilerinin büyük beğenisini kazanıyor.
1201 yılında Alman şövalyeler tarafından işgal edilip kurulmaya başlanan şehir, 1997 yılından itibaren
UNESCO dünya kültür ve mirasları listesinde yerini aldı.
Elit Avrupalılar için bir kültür ve sanat merkezi olma yolunda emin adımlarla yürüyen Riga'da sanat merkezlerinin yanı sıra sokaklar da mimari eserleriyle çevrili. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında etkili olmuş
Art Nouveau akımının en çarpıcı örneklerini Riga'da görebilirsiniz. Riga'da 800 civarında Art Nouveau bina görmeniz mümkün.
Riga denilince akla ilk gelen mimari yapı Karakafalar Evi. 13. yy’ da Riga’da ticari faaliyet gösteren bekâr Alman tüccarların kurduğu esnaf loncasına ev sahipliği yapan Karakafalılar Evi, ortaçağ gotik mimarisinin en iyi örneklerinden sayılıyor. Karakafalılar Evi, yılbaşı ağacının ilk süslendiği meydan olarak bilinen Central Market Hall’de bulunuyor.
II. Dünya savaşı esnasında harabeye dönen muhteşem yapı 1999 yılında aslına uygun olarak yeniden yapıldı.
Letonya'nın yüzde 60'ı ormanlarla kaplı. Finlandiya'ya işlenmemiş ağaç ihraç ediliyor. Devlet ormanların korunmasına yönelik titiz bir çalışma içinde. Riga'da da yeşil alanların çokluğu hemen fark ediliyor. 1023 km üzerindeki uzunluğuyla Rusya’da doğup, Beyaz Rusya toprakları üzerinden geçerek Letonya’ya varan ve başkent Riga’yı ikiye bölerek Baltık Denizi’ne dökülen Dugava Nehri görkemiyle büyülüyor.
Riga'yı özel kılan en önemli özelliği hiç şüphesiz 'Beyaz Geceler'i. Letonya'nın genelinde mayıs ayının son günlerinden temmuz ayının son günlerine kadar hava geç saatlere kadar aydınlık. Beyaz geceleri sadece Petersburg'da yaşayacağını sananlar Riga'nın bu doğa olayına dair en önemli şehirlerden biri olduğundan habersiz. Riga'da beyaz geceler döneminde neredeyse hava hiç kararmıyor.
Nüfusunun yüzde 30'u Rus olan Letonya'da okuma yazma oranı yüzde 100. Ülkede neredeyse herkes Letonca'nın yanı sıra Rusça ve İngilizce konuşuyor. Alman hakimiyetinde Hıristiyanlaşmış olsalar da eski pagan kültürünü koruyan Letonlar milliyetçi kimlikleriyle öne çıkıyor.
Nüfusu yaklaşık 2 milyon olan ülkede suç oranı çok düşük. Avrupa'nın hatta dünyanın en güvenli şehirlerinden biri Riga. Baltıkların en büyük şehri Riga'da polis görmek neredeyse imkânsız.
Letonya'da yazları ılık kışları ise hayli soğuk geçiyor.
Kuzey ülkesi olması nedeniyle yaz aylarında hava çok geç kararıyor. Riga'da dillere destan bir gece hayatı var. Geleneksel barlardan tekno kulüplere kadar seçenek mevcut. Gece kulüplerinde güvenliğe büyük önem veriyorlar.
Riga, diğer birçok Avrupa şehrine nazaran daha ucuz bir kent. 5 Euro'ya da 25 Euro'ya da karnını doyurabilirsiniz.
Özellikle market alışverişleri çok cazip olduğu, pazar seçenekleri de zengin.
Ülkenin önemli gelir kaynaklarından biri amber. Kehribar olarak da bilinen bu doğal taş en çok satılan turistik eşya olarak dikkat çekiyor.
Baltıkların bu büyülü şehrine ilgi her geçen sene artıyor. Şehir fotoğrafçılar için de adeta bir açık hava stüdyosu gibi.. Bu şehirde birbirinden çarpıcı fotoğraflar çekmeniz mümkün.
