Medeniyetlerin başkenti olan, tarih sürecinde Ledra, Lidra, Kermia olarak adlandırılan Lefkoşa "Kavaklar şehri" olarak da anılıyor. 4,5 kilometrelik surlarla çevrili Lefkoşa'nın gezilecek yerlerinden bazılarını sizler için derledik... Trodos Dağları ile Beşparmak Dağları arasındaki Mesarya Ovası’nın ortasında, Kanlıdere (Pedias) Irmağı’nın çizdiği kıvrımın içinde yer alan Lefkoşa, tarih boyunca; feodal beylerin, düklerin, kralların, lordların, soyluların, baronların, şövalyelerin, vali paşaların, Beylerbeyi’nin hüküm sürdüğü bir kentti. Kentte; özellikle Lüzinyan Krallığı (192-1489) Venedikliler (1489-1570) ile 370 yıl süren Osmanlı yönetimi (1571-1878) ve İngiliz koloni idaresi (1878-1960) dönemlerine ait tarihsel yapılar dikkat çekmektedir. Bu tarihsel yapıların başlıcaları: Haydar Paşa Camisi (St. Catherine Katedrali); Bedesten (St. Nicholas Katedrali); Sarayönü Camisi, Bayraktar Camisi, Lefkoşa (Venedik) Surları, Cikko Manastırı, St. Georges Katedrali, Büyük Han, Turunçlu Camisi, Sultan Mahmut Kütüphanesi, Bal Kapısı; Mağusa Kapısı, Girne Kapısı, Aziz Efendi Tekkesi, Lüzinya Evi, öteki Bizans kiliseleriyle Osmanlı çeşme ve türbeleridir. Şimdi size bunlardan bazılarını tanıtalım... LEFKOŞA'NIN GEZİLECEK YERLERİ GİRNE KAPISI Girne Kapısı (Porta del Proveditore). Şehre girişi sağlayan 3 kapıdan birisi. 1567 yılında Venedikliler tarafından kenti savunabilmek için yapılmış. Diğer kapılar ise Mağusa Kapısı ve Baf Kapısı'dır. BÜYÜK HAN 1572 yılında Kıbrıs'ın ilk Osmanlı Valisi olan Muzaffer Paşa tarafından inşa ettirilen han, Kıbrıs'ın en büyük hanlarından birisidir. Birbirine benzeyen 68 dikdörtgen şeklinde odadan oluşan, ortasında küçük bir cami bulunan Büyük Han, Anadolu'da bulunan Osmanlı devri çarşı içi iş merkezleri yapısındadır. Birleşik Krallık hâkimiyetinde ilk olarak hapishane, daha sonra ise fakirler için barınak olarak kullanılmıştır. Günümüzde, Kıbrıs’a özgü her türlü antika, elişi ve diğer sanat ürünlerini satan dükkanlara da ev sahipliği yapan Büyük Han, turist enformasyon merkezi olarak da kullanılmaktadır. [old_news_related_template title="Girne gezilecek yerler: Kıbrıs’ın en gelişmiş turizm merkezi Girne gezilecek yerleri" desc="Alışveriş merkezleri, turistik tesisleri, gece hayatı ve eğlence yerleri, restoranlarıyla Kuzey Kıbrıs’ın en gelişmiş turizm merkezi Girne’nin gezilecek tarihi ve turistik yerleri haberimizde..." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/05/iecrop/shutterstock_1100031026_16_9_1527748998.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/seyahat/girne-gezilecek-yerler-kibrisin-en-gelismis-turizm-merkezi-girne-gezilecek-yerleri/"] MEVLEVİ TEKKESİ Lefkoşa Surları’nın Girne Kapısı’nın güneyinde bulunan Mevlevi Tekkesi, Kıbrıs’ın en önemli tarihi ve mimari yapıları arasında yer almaktadır. Mevleviliğin önemli eserlerinden birisi olan tekke, 16. yüzyıla ait. İçinde Mevlevi ileri gelenlerine ait 16 mezar bulunuyor. Tekke, yapıldığı ilk dönemde, semahane, türbe, derviş odaları, mutfak, misafir odaları gibi bölümleri içermekteydi. 1873 yılı itibariyle tekkede, mesnevi han, şeyh ve dervişlerden oluşan 36 kişi görev yapmaktaydı. 1954 yılından sonra işlevini yitiren tekke şu an müze olarak kullanılmakta, Mevlevi giyisileri, müzik aletleri ve etnografik malzemeler sergilenmektir. VENEDİK SÜTUNU Venedikliler tarafından 1550’de dikilen, 6 metre yüksekliğindeki sütunun alt tarafında 6 İtalyan ailesinin armaları var. Sütunun Salamis’teki bir mabetten getirildiği sanılıyor. Osmanlılar döneminde Sarayönü Camii'nin avlusuna kaldırılan sütun, 1915 yılında, İngilizler döneminde, şimdiki yerine yerleştirilmiştir. Eskiden üzerinde St. Mark aslanı bulunan sütuna sonradan bakır küre ilave edilmiştir. KUMARCILAR HANI Eski adı “Buğday Pazarı” olan şimdiki Asmaaltı Meydanı’nın kuzeyinde yer alan kesme taştan yapılmış, yamuk planlı küçük bir handır. Lefkoşa’nın Büyük Han’dan sonra gelen en büyük ve en eski hanıdır. Tipik bir Osmanlı hanı olan yapının 17. yüzyılda inşa edildiği sanılıyor. Orijinalinde 52 oda olan handa günümüze ulaşan 44 oda var. Odalar, orta avluyu çevreleyen yuvarlak sütunlu kemerlerin alt ve üstünde yer almaktadır. Alt odalar depo ile ahır amacıyla kullanılırken, üst odalar ise yatı amacıyla kullanılmış. TÜRKİYE'DEN 5 GÜZEL MAVİ YOLCULUK ROTASI
ST. SOPHİA KATEDRALİ (SELİMİYE CAMİİ) 1208-1326 yılları arasında Lüzinyan döneminde inşa edilen katedral, adadaki en önemli Gotik mimari yapılardan birisi. Lüzinyan kralları önce Lefkoşa’daki St Sophia Katedrali’nde Kıbrıs Kralı olarak, sonra da Mağusa’daki St Nicholas Katedrali’nde Kudüs Kralı olarak taç giyerlermiş. DERVİŞ PAŞA KONAĞI Konak, Lefkoşa surlar içinde tarihi çevre dokusunu en yoğun biçimde koruyan Arabahmet Mahallesi’nde bulunmaktadır. 19. yüzyıl yapımı olan konak, Kıbrıs’ta ilk Türk gazetesi olan "Zaman" gazetesini çıkaran Derviş Paşa ismi ile anılmaktadır. İki katlı konağın alt katı taştan, üst katı ise kerpiçten inşa edilmiştir. Derviş Paşa Konağı, 21 Mart 1988 yılında iç düzenleme çalışmaları tamamlandıktan sonra Etnografya Müzesi olarak hizmete açılmış. BARBARLIK MÜZESİ 25-26 Aralık 1963’te Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nda görevli Binbaşı Nihat İlhan’ın ailesinin içinde bulunduğu ev, Kıbrıs Rumları’nın kurduğu silahlı bir çete olan EOKA’lı çeteciler tarafından basılmış ve Binbaşı İlhan’ın ailesi burada kurşuna dizilerek öldürülmüş. Binbaşının evi sonradan Barbarlık Müzesi olarak ziyarete açılmış. [old_news_related_template title="Datça'nın gezilecek yerleri: Bozulmamış doğasıyla Datça'nın turistik yerleri" desc="Geçmişi M.Ö. 2000’lere kadar uzanan Datça'nın, Osmanlı padişahlarından Sultan Reşat döneminde adı Reşadiye olarak değiştirilmiş, Cumhuriyet ile birlikte tekrar Datça olmuş. Şimdi, bozulmamış doğası, 235 kilometrelik sahil şeridi ve 52 koyu, zengin flora ve faunası ile turizm cennetlerimizden biri olan Datça'yı yakından tanıyalım... " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/05/iecrop/datca-gezilecek-yerler_16_9_1527745052.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/seyahat/datcanin-gezilecek-yerleri-bozulmamis-dogasiyla-datcanin-turistik-yerleri/"]