Tarihi şifa kaynağı Mesir Macunu ve meşhur Sultaniye Üzümü ile Ege Bölgesi'nin en büyük 2. şehri Manisa'nın gezilecek tarihi ve turistik yerlerini sizler için derlerdik... SPİL DAĞI MİLLİ PARKI Spil Dağı 1969 yılında milli park ilan edilmiştir. Milli park dağcılık sporuna uygun ve önemli bir rekreasyon alanıdır. Mitolojide Kybele, Niobe, Tantalos ve Pandereos ile ilgili öykülerde adı geçen Spil Dağı'nın eteklerinde Tantal Kalesi kalıntıları, bereket tanrıçası Kybele'nin rölyefi, Niobe Ağlayan Kaya ve Bizans Dönemi'nden kalma Magnesia Kalesi'nin kalıntıları yer almaktadırlar. Dağın en ünlü bitkisi kümeler halinde yetişen Spil ya da Manisa Lalesi adıyla anılan lalelerdir. 1995 yılında turizm merkezi ilan edilen ve milli parkın Atalanı Mevkii'nde dağ evleri, piknik – oyun alanları, bir kır kahvesi ve lokanta bulunmaktadır. Günübirlik kullanımın yanısıra, ziyaretçilerin çadır ve karavanlarıyla kalmaları veya rezervasyon yaptırmak suretiyle dağ evlerinde konaklamaları mümkündür. SARDES ANTİK KENTİ Lidya medeniyetinin en önemli şehirleri bugünkü Manisa sınırlarında yer alır. Tarihte ilk altın parayı basan Lidyalıların başkenti Salihli’deki Sardes Antik Kenti’dir. Sart beldesi sınırlarında bulunan Sardes, sikkenin doğum yeri ve ismi zenginlikle özdeşleşmiş Karun’un (Krezüs) doğum yeridir. Şehir, kent planlaması konusunda emsalsiz olup, Mezopotamya dışındaki en büyük savunma duvarı ile çevrelenmiştir. Günümüze kadar koruna gelmiş olan dünyanın belki de en görkemli İon düzeni tapınaklarından birine ev sahipliği yapan antik kent, korunmuş Roma yapıları içerisinde anıtsal bir hamam-gymnasium kompleksi ve antik dünyanın en büyük havrasına sahiptir. Lidyalıların başkenti ve tek şehri olan Sardes'ten başka hiçbir şehir ortadan kalkmış bu uygarlıkla doğrudan bağlantılı değildir. Marmara Gölü'nün güney kenarında yer alan ve Lidya tümülüs mezarlık alanı olan Bin Tepeler, dünyanın en büyük tümülüs alanıdır.
manisa-gezi-rehberi Sardes Antik Kenti
MURADİYE CAMİİ III.Murat adına 1583-1592 yılları arasında yaptırılan külliye cami, medrese, imarethane ve dükkanlardan oluşmaktadır. Projesi Mimar Sinan'a ait olan külliyenin inşası Mimar Mahmut Ağa tarafından başlatılmış ve ölümü üzerine Mimar Mehmet Ağa tarafından tamamlanmıştır. Kesme taştan yapılmış ters T planlı cami, klasik Osmanlı mimarisinin en zarif örneklerinden biridir. Medrese, Osmanlı medrese plan ve şekline bağlı kalınarak yapılmıştır. Giriş kapısı batıda olup revakların gerisinde kuzey, güney ve batı yönlerinde odalar yer almaktadır. İmarethanenin planı medrese planına benzemekte olup revakların gerisinde avluyu “U” şeklinde saran mutfaklar, yemekhaneler ve erzak depoları yer almaktadır. Medrese ve imarethane bölümleri günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.