Çanakkale sınırlarını kapsayan ve antik çağda Troas olarak adlandırılan bölgenin güneyindeki volkanik bir yanardağ üzerinde, Midilli Adası'nın tam karşısında M.Ö. 2000'li yıllarda kurulmuş olan Assos, akropolis üzerindeki Athena Tapınağı'ndan izlenen 360 derecelik manzarasıyla her yıl yüz binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Antik kentin kuzey yamacında, 1. Derece Arkeolojik Kentsel Sit Alanı ve antik surların içinde kalan Behram köyünde, sadece eski konutların restore edilmesine izin veriliyor. Koruma altındaki konutlar, tıpkı antik kalıntılar gibi buranın yerel bir taş türü olan gri renkli andezitten inşa edilmiş.
FOTO: DHA
Behram ya da antik çağdaki adıyla Assos; otel ve restoranların yer aldığı antik limanı, akropolis üzerindeki Athena Tapınağı, güney yamacındaki amfi tiyatrosu, bugünkü köy içerisinde kalmış olan Hüdavendigar Camii, Murat Hüdavendigar Köprüsü, tarihi kalesi ve taş evleriyle her yıl yüz binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Şu anki nüfusu 705 olan Behram köyünde, akropolis üzerinde ilk aile çay bahçesini açan ve bugün köy ilkokulu yanında restoran işleten Hasan Cengiz, bazıları asırlık olan taş evlerin en önemli özelliğini yazın serin, kışın da sıcak olması olduğunu söylüyor. Köy sokaklarına kurdukları stantlarda gelen ziyaretçilere hediyelik eşyaların yanı sıra kendi yaptıkları gıda ürünlerini satan Behram köyünün kadınları ise, bu şekilde ev ekonomilerine katkı sağlıyor.
FOTO: DHA
"4 BİN YILDIR YAŞAM KESİNTİSİZ DEVAM EDİYOR" Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izin ve desteği yanında Türk Tarih Kurumu ve İçdaş tarafından da desteklenerek 12 ay boyunca devam eden Assos kazı çalışmaları, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Nurettin Arslan başkanlığında yürütülüyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, Assos'un, 4 bin yıldır kesintisiz yaşamın devam ettiği ender kentlerden birisi olduğunu belirtti. Asırlar önce bu bölgede bir kent kurulmasının en önemli sebebinin, özellikle Edremit Körfezi'ne bakıldığında gemilerin sığınabileceği doğal bir limanın bulunmayışı olduğunu anlatan Arslan, şunları söyledi: "Buharlı gemilerin icat edildiği tarihe kadar, hiçbir gemi için kuzey rüzgarları estiği zaman Assos Limanı dışında sığınabileceği tek bir liman yoktur. Bu kenti önemli kılan, Kuzey rüzgarlarına karşı korunaklı bir limana sahip olmasıdır. Bu nedenle kentin Osmanlı döneminde de önemini koruduğunu görmekteyiz. Assos, özellikle 18'inci yüzyıldaki gezginler tarafından dünyadaki en güzel Yunan kent örneği olarak görülüyor. Gerek konumu, gerek çevresi ve antik yapıların korunmasıyla nadir kentlerden biri olarak kabul ediliyor. Daha sonraki süreçte de buradaki insanlar aynı malzemelerden evlerini yaptıkları için gerek antik gerekse modern yaşam bir arada yaşayabiliyor. Bazı kentler vardır, antik dönemde çok önemlidir. Daha sonra terk edilmiş bir ören yeri halindedir. Assos'un da, antik dönemdeki kadar büyük ve önemli olmasa da bir köy olarak yaşamını devam ettirdiğini görmekteyiz" dedi.
FOTO: DHA
"TÜRKİYE'NİN EN TEMİZ KIYILARINA SAHİP" 1990'lardan itibaren Behram köyünün bütün bu insanların ilgisini çekip, cazibe merkezi haline geldiğini ifade eden Arslan, "Akropolise çıkıp etrafına baktığınız zaman, saatlerce 360 derecelik manzarayı izlemeye doyamazsınız. İnsanlar sık sık akropolise çıkıp saatlerce bu manzarayı izliyor. Pansiyonlar ve köy kültürünü yaşamak isteyenler için ideal bir merkez, yaşayan bir kent. Assos, gerek antik limanı, gerekse Kadırga Koyu ile belki de ülkemizin en temiz, en güzel kıyılarına sahip." diye konuştu. "KÖY VE ANTİK KENTİN BİRLEŞTİĞİNİ GÖRÜYORUZ" "Behram'ın içine girdiğiniz zaman köyün ve antik şehrin birleştiğini görüyoruz. Çünkü köy, surlar içinde kurulmuş bir şekilde" diyen Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
FOTO: DHA
"Burası 1'inci Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak geçiyor. Bütün köy koruma altında. Bu köy içine girdiğiniz zaman, görebileceğiniz yapılardan biri kaledir. Bu kalenin dışında kuzeydeki kayaların üzerinde Hüdavendigar Camisi var. Bu, erken Osmanlı camilerinin en güzel örneklerinden birisidir. Burada bir minare yok, bunun nedeni ise, önündeki kayalığın üzerine çıktığınızda sesinizi en uzak yere kadar duyurabilmenizdir." (DHA)