Ülkenin başkenti ve en büyük kenti Bişkek sokakları adeta birer canlı müze görünümünde. Şehir merkezinde bulunan sokaklar Sovyetler Birliği ve daha önceki dönemlere ait heykel ve taşlarla tarihi doku canlı tutulmaya çalışılıyor. Bişkek sokaklarında gezerken her köşe başında eski Türkler'e ait birer kalıntı görmek mümkün. Sovyetler Birliği döneminde buranın adı ‘Frunze’ imiş. Ekim Devrimi’nde Bolşevik önderi olan Mikhail Frunze’nin adı SSCB döneminde ona saygı ve adının yaşatılması için konulmuş. Fakat Frunze’ye olan saygı hiç azalmamış. Öyle ki Frunze Caddesi üstünde olan Mikhail Frunze Müzesi, binlerce askeri objenin sergilendiği, Bişkek’teki en önemli turistik merkezlerden. Ancak, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra eski adına geri dönmüş şehir ve şehir insanları. Türkiye’den buraya turistik amaçlı gelecek olanlar için 3 ay süreye kadar vize istenmiyor ancak ilk 5 gün içerisinde yetkili makamlara pasaportunuzu kayıt ettirmeniz gerekiyor. Frunze, Sovyetler Birliği döneminde inşaa edilirken tavla kutusundan esinlenilmiş ve burası dar şehir sokakları ve parkları ile ünlenmiş. Bişkek, Ala-Too Meydanı etrafına kurulmuş. Her santimetrekaresinde Sovyet izi görülen bu devasa meydan, yılın çeşitli zamanlarına yayılmış festivallere ev sahipliği yaptığı gibi, siyasi toplantıların da merkezi. Tarih Müzesi, Parlamento Binası (Beyaz Saray) ve Monument to Manas the Great yine Ala-Too Meydanı’nda bulunuyor. Parlamento Binası’yla Meydan’ın ortasında bulunan Tarih Müzesi, Sovyet Öncesi, Sovyet Dönemi ve Bağımsız Kırgızistan’ın tarihine ışık tutuyor. Kırgızistan’ın diğer şehirlerine nazaran başkent Bişkek’te Kırgızca ve Rusça ağırlıklı konuşuluyor. Kırgız vatandaşlarla Türkçede çok olmasa da konuşabilirsiniz. Şehir içerisinde Türk kafeleri ve alışveriş merkezilerini de görürseniz şaşırmayın. Çünkü, Bişkek’te çok fazla Türk nüfusa sahip olan bir başkent konumunda.