17.098.242 kilometrekareyle dünyanın en geniş topraklarına sahip Rusya, kaleleri, sarayları, müzeleri, katedralleri ve doğal manzaraları ile vizesiz olarak seyahat edilebilen tarihi ve turistik ülkelerin en önemlilerindendir. Şimdi Rusya'nın gezilecek yerlerinden bazılarını tanıyalım... RUSYA GEZİLECEK YERLER ST. PETERSBURG / ERMİTAJ MÜZESİ St. Petersburg merkezinde bulunan önemli bir kültür sanat müzesidir. 1764'te kurulan ve yaklaşık 88 yılın sonra halka açılan kurumun hamisi Çariçe II. Katherina olmuştur. 3 milyona yakın sanat eserinin sergilendiği müze, dünyadaki en geniş çizim sergilerini barındırdığı için bu alanda Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeye hak kazanmıştır. Çok geniş koleksiyonları barındırmasına rağmen bu eserlerin cüzi bir bölümü sergilenilebiliyor. Özellikle 13. ve 20. yüzyıllar arası heykel, çizim gibi uygulamalı sanat eserleri içeren müze eski Mısır, Asur, Mezopotamya bölgesi kabartmalarına da sahiptir. Ayrıca 19. yüzyıl Yunan tarzına ait eserlerle birlikte yüz binlerce kalıcı eserin sunulduğu kurumda dönem dönem geçici koleksiyonlar da sergilenmektedir. ST. PETERSBURG / PETERHOF SARAYI Peterhof Sarayı, mimar Jean Baptiste Le Blond tarafından 1714-1721 yılları arasında yapılmış. Resmi açılış tarihi 1723'tür. Muhteşem mimarisi ve büyüleyici bahçesi sayesinde bazı kesimlerce Fransa'daki Versay Sarayı'na atıfta bulunarak 'Rus Versayı' olarak adlandırılmaktadır. Saray, aynı anda Rusya’nın Baltık Denizi’ne çıkmasını sağlamak için yapılan Büyük Kuzey Savaşı’nda kazandığı zaferin sembolü niteliğini taşıyor. 607 hektarlık arazi içine konumlanan sarayda, havuzlar, heykeller, çardaklar, çeşmeler ve yazlık evler yer alıyor. Peterhof Sarayı, UNESCO Dünya Mirasları Listesi'nde yer almaktadır.
Peterhof Sarayı - Foto: Shutterstock Peterhof Sarayı - Foto: Shutterstock
ST. PETERSBURG / AZİZ ISAAK KATEDRALİ Rusya'nın ve Dünyanın en büyük Ortodoks bazilikası ve dördüncü büyük katedralidir. Fransız asıllı meşhur mimar Auguste de Montferrand tarafından tasarlanan katedral, 1786-1858 yılları arasında inşa edilmiştir. Katedralin alanı yaklaşık 4.000 metrekare, yüksekliği ise 101.5 metredir. Genel olarak katedralin mimarisinde Neo-Klasik izler hakimdir. ST. PETERSBURG / KAZAN KATEDRALİ Rus İmparatorluğu’nun Napolyon karşısında zafer kazanması anısına 1801 ile 1811 yılları arasında inşa edilen Kazan Katedrali, Vatikan’daki ünlü St. Peter Bazilikası’nın ikizi olarak biliniyor. Kazan Katedrali’nin 80 metre uzunluğundaki kubbesi bir dönem zamanın en yüksek kubbelerinden biriydi. Nevski Bulvarı üzerindeki katedral yarım daire şeklindeki, sütunlu yapısı nedeniyle Roma’daki Aziz Petro Katedrali’ne oldukça benziyor. 1917 Rus Devrimi’nin ardından ateizmin anlatıldığı bir müzeye dönüştürülen katedral günümüzde dini işlevini sürdürmeye devam ediyor.
shutterstock_690235921-1 Kazan Katedrali - Foto: Shutterstock
ST. PETERSBURG / RUS DEVLET MÜZESİ Rus sanatı ve yaşamına ilişkin en önemli koleksiyonların bulunduğu Rus Devlet Müzesi, 1895’ten bu yana 11. yüzyıldan günümüze dek gelen Rus sanat eserlerinin en önemli koleksiyonlarını içeriyor. Özel koleksiyonların eklenmesiyle önemli ölçüde genişletilen müzede, 18. ve 19. yüzyıllardan kalma kapsamlı bir resim ve heykel koleksiyonu ile 12-14. yüzyıl ikonlarını da içeren görkemli bir erken Rus sanatı koleksiyonu bulunuyor. Rus Devlet Müzesi (State Russian Museum), biri Karl İvanoviç Rossi tarafından 1819-1825 yıllarında inşa edilen Mhail Sarayı, diğeriyse L.N. Benois’nın planlarına bağlı kalınarak 1912-1916 tarihleri arasında inşa edilen bina olmak üzere 2 yapı içerisinde hizmet veriyor. ST. PETERSBURG / PETER VE PAUL KALESİ Zayaçiy Adası'ndaki Peter ve Paul Kalesi, kentin en eski mimari eseridir, kale temelinin atıldığı gün ise Saint Petersburg'un kuruluş tarihi olarak kabul edilir, kentin tarihi de bu günle başlar. Kalenin hatları, adanın şeklinin bir tekrarını oluşturuyor, köşelerindeyse önce ahşap olarak inşa edilen, zaman içerisindeyse taş yapı olarak değiştirilen beşer köşeli savunma kuleleri yer alıyor. İtalyan mimar Domenico Trezzini tarafından tasarlanan kale, kent garnizonuna bir üs olması amacıyla kurulmuştur. Daha sonra yüksek rütbeli ve siyasi mahkumların yattığı hapishane olarak hizmet vermiştir. Hapishanede dönemin tanınmış yazarları Maksim Gorki ve Dostoyevski de yatmış. Bunun dışında, Büyük Peter'in oğlu Aleksey, Lenin'in ağabeyi Alexander ve Troçki de hapisanenin sakinleri içinde yer almış.