Bergama Krallığı’nın mirası olan ve yaz kış sıcaklığı 36 derecede sabit kalan bu antik havuza, ister antik havuzların kralı, isterseniz de 'Kleopatra'sı demeniz mümkün.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Bergama Krallarından II. Eumenes tarafından MÖ II. YY. başlarında kurulduğu ve Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera'dan dolayı, Hierapolis adını alan bu esşiz kent Pamukkale Travertenleri'yle olduğu kadar termal şifalı sularıyla da oldukça ün yapmış bir bölge.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Kleopatra Havuzu olarak da anılan ve geçmişi M.Ö. II. yüzyıla kadar uzanan tarihi havuzun, depremler sonucu oluşan bir çukura bölgede bulunan yapıların yıkılması, şifalı ve sodalı termal suyun bu çukuru doldurmasıyla oluştuğu söyleniyor.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Tarih boyunca insanlar çeşitli hastalıklarına şifa bulmak için bu termal havuza gelmiş.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Günümüzde de şifa dağıtmaya ve turizme katkı sağlamaya devam eden havuzda yapılan araştırmalar sonucu Antik Havuz’un termal suyunun kalp hastalığı, damar sertliği, tansiyon, romatizma, deri, göz, raşitizm, felç, sinir ve damar hastalıklarına, içildiğinde ise spazmlı midelere iyi geldiği görülmüş.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Bu özelliklerinden dolayı tarih boyunca birçok hastalığın tedavisi amacıyla bölgeye hamamlar kurulmuş.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Hierapolis Roma döneminden sonra Bizans döneminde de çok önemli bir merkez olmuştu. Bu dönem, MS IV. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS 80 yıllarında, Hz. İsa’nın havarilerinden olan, Aziz Philipin burada öldürülmesinden kaynaklanmakta.
Foto: Meriç Ulukuş/DepoPhotos
Hierapolis, XII. yüzyıl sonlarına doğru Türklerin eline geçmişti.