5 yıl aradan sonra yaptığınız defileden sonra sizi gerçekten özlediğimizi anladık. Neler yaptınız bu dönemde? Ne kadar güzel bir özlem… Bu süreç içerisinde sadece modadan biraz uzak kaldım. Onun dışında ful bir tempo ile devam ettim aslında. Birçok markaya proje tasarlayan Fikriperver Ajansı'nı kurdum. Seyrantepe’deki yeni merkez binamız Perveran’ı açtık, Kapadokya’da Muhterif adında bir konsept mağaza ve restoran açtım, yine Kapadokya'da Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi'ni kurduk. Ayrıca 2012 yılından beri koruma altındaki çocuklarla ilgili gönüllü çalışmalarda bulunduğum için 2018 yılında koruyucu aileliğin farkındalığı ve koruma altındaki çocukların gelişimleri için Kırmızı Çocuklar Derneği’ni ve marka olarak da Kırmızı Karavan'ı kurduk. Bu arada biri biyolojik dört çocuk annesi oldum. Her zaman olduğu gibi şimdi de yine bir kadın hikayesi ile karşı karşıyayız... Bu kez koleksiyonda nasıl bir hikaye anlattınız? Kimi zaman bir Cumhuriyet kadını kimi zaman da bir Şaman kadını defilelerimin karakteri oldu. Bu defile benim için çok özel bir organizasyon. Çünkü içinde sanat var, tarih var, moda var, sosyal sorumluluk var. Yeni mekânımız Hangarist’teki gece ‘Kapıları Aralayan Kadınlar’ sergisi ile başlayan sonrasında Anadolu’dan özel topladığımız kapı koleksiyonu ile dekorunu hazırladığımız alanda teatral bir defile sunduk. Koleksiyon kaç parçadan oluşuyor? Kapıları Aralayan Kadınlar'dan biraz bahseder misiniz? Koleksiyon 27 look 50 parçadan oluşuyor. Tabi ki vazgeçilmezimiz deri ama deriyi elegan kumaşlarla kombinleyerek avangart bir şıklık sergiliyor olacağız. Pul payetler, ışıltılı kumaşlar, deri işlemeler koleksiyonun ana hatlarını oluşturuyor. Defile esnasında bir de sergi oldu... Bu sergi benim için çok değerli. Ben son 6 senedir yurtta yetişen ve yurttan çıkmış çocuklarla ve gençlerle ilgileniyorum. İki sene öncede kendi derneğimi kurarak bu süreci daha kurumsallığa ve profesyonelliğe taşıdım. Yurttan çıkan gençlerin en önemli ihtiyacı kendilerine yol gösterecek hikayeleri sunabilmek. Ülkemizde çok değerli başarılara imza atmış kadınlarımız var. Ve bu kadınların hikayeleri çok değerli. Yeni nesil gençler için sen de yapabilirsin mesajını barındıran örnek hikayeler. Bu yüzden 11 kadının hikayesini bir fotoğraf sergisi ile anlatıyoruz. Ve serginin geliri ile yurtta yetişmiş kızlarımızın eğitimine aktarıyor olacağız. Bu sergi ve defile ile ne mesaj vermek istediniz? En önemli mesaj ‘Ben kapıları araladım sen de yapabilirsin’. Her ne kadar bir süre uzak dursanız defile yapmasanız da, uzun yıllardır moda dünyasının içinde olan tecrübeli bir isimsiniz. Dışardan baktığınızda ülkemizdeki moda kavramı değişti mi sizce? Moda kavramı tasarım kavramı tabii ki değişiyor. Çok güzel gelişmelere tanık oluyoruz. Ama dünya da paralel ilerliyor. Bu yüzden daha çok ileriyi görmek gerekiyor. Daha içerikli projeler gerçekleştirmek gerekiyor. Aslında moda dışında konuşulacak pek çok konu var sizinle... Örneğin Kırmızı Çocuklar Derneği... Evet benim en değerli projem. 6 yıl önce Darülaceze’nin kapısından girmemle başladı bu hikayem. Yurttaki çocuklara gönüllü annelik yapmaya başladıktan sonra fark ettim ki yapacak çok şey var. Bu yüzden iki sene önce derneği kurduk. Dernekte neler yapıyorsunuz? Çocuklar için yeni aileler bulmasına da yardımcı oluyor musunuz? Derneğin en önemli 3 misyonu var. Birincisi koruyucu aileliği anlatmak, anlatmak, anlatmak... Bu çok önemli çünkü en köklü çözümlerden biri koruyucu ailelik. İkinci misyonumuz dernek merkezimizde bilim ve tasarım merkezi kurduk. Yurtta yaşayan çocuklar için workshoplar düzenleyerek yurt dışında sosyalleşmelerini sağlıyoruz. 3.misyonumuz ise 18 yaş üstü yurttan çıkan gençler. Çok fazla ihtiyaç konusu var. Kimisi için burs kimine barınmak için ev kimine eşya kimine staj gibi. Tüm bu konular için çok geniş bir gönüllü ekibi kurduk. Sizin de biri biyolojik olmak üzere toplam 4 çocuğunuz var. Koruyucu anne olmaya nasıl karar verdiniz? Koruyucu aile olmaya Darülaceze’deyken karar verdik. Oradaki çocukları görünce anladım ki anne olmak için doğurmaya gerek yok. Her şey kan bağı değil can bağı aslında. 3.5 yaşında ailemize gelen oğlum şimdi 8 yaşında ve bize verilmiş en güzel hediyelerden biri. Sonrasında 18 yaş üstü gençlerle görüşmeye başlayınca 2 tanede 22 yaşında kızımız oldu. Çocuklar anlaşabiliyor mu? Çocuklar o kadar güzel anlaşıyor ki. Dışarıdan gören herkes hayranlıkla bakıyor. Çünkü en saf duyguya kardeşliğe sevgi ile bağlılar. Bu da bence hepsi için en güzel hediye… Koruyucu aile olabilmek için ne gibi vasıflara sahip olmak gerekir? T.C. Vatandaşı olan, sürekli Türkiye’de ikamet eden, 25- 65 yaşları arasında, en az ilkokul düzeyinde eğitim almış ve düzenli gelire sahip olan, çocuğun öz anne-babası ya da vasisi olmayan, evli ya da bekâr, çocuklu ya da çocuksuz herkes koruyucu aile olmak üzere ikamet ettiği ilde bulunan il müdürlüğüne başvurabilir.