Elazığ'da yaşayan 65 yaşındaki maden mühendisi Nusret Çoban, 30 yıldır biriktirdiği maden cevherleriyle iş yerini adeta müzeye dönüştürdü. Çoban, Türkiye'nin farklı yerlerinden topladığı maden cevherlerini sergiliyor. “MADEN TAŞLARINA OLAN İLGİM ÖĞRENCİLİK YILLARINDA BAŞLADI” Maden taşlarına olan ilgisi öğrencilik dönemlerinde başladığını belirten maden mühendisi Nusret Çoban, ”İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesinden mezunuyum. Genç yaşlarda işimi büyük bir zevkle yapıyordum. Mühendislik alanında ilk çalışmalarımı Şırnak'ta kömür ocaklarında yaptım. Mesleğimi çok sevdiğim için gittiğim her yerde topladığım maden cevherlerini iş yerimde topladım.  Uzun yıllardır iş yerim müze şeklindedir. Metalik mineraller, endüstriyel ham maddeler ve fosil çeşitleri bulunuyor. 700'ü aşkın mineral çeşidi var. 30 yıldır maden alanında çeşitli çalışmalar yürütüyorum. Türkiye ve dünyadaki bazı maden cevherlerini iş yerimde biriktirdim. Maden kültürünü halkımıza kazandırmak ve maden mühendisliğinde okuyan öğrencileri de bilgilendirmek istiyorum” diye konuştu.
Çoban, 30 yıldır Türkiye’nin farklı yerlerinden toplandığı maden cevherlerini iş yerinde sergiliyor.
“HAYALİM DOĞAL TAŞ MÜZESİ KURMAK” 700'a yakın cevher örneğini bir araya getirdiklerini belirten Çoban, şöyle konuştu; ”Bir maden mühendisi olarak mesleğimi çok seviyorum. Ancak maden mühendisliğinden ve jeoloji mühendisliğinden mezun olan gençlerimizin alanları ile ilgili çok ciddi eksiklikleri olduğunu gördüm. Maalesef genç meslektaşlarımız eline aldığı cevheri tanımıyor.  Bir maden mühendisi cevherlerin büyük bir kısmını eline aldığında tanımak zorundadır. İşte bu müzeyi kurmak istememizdeki amaçlarımızdan biri de budur. Vatandaşlarımıza cevherlerin ham halini gösterirken yeni mühendislerimizin de cevherleri tanımasını istiyoruz. Şehrimizde bir Doğal Taş müzesi kurmak istiyoruz. Kurmak istediğimiz bu müzenin dünyada sadece bir iki tane örneği bulunuyor. Bu değeri ilimize kazandırmak için elimizden geleni sonuna kadar yaptık.  Bundan sonraki süreci Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlığı ve Elazığ Valiliği nezdinde devam ettiriyoruz. Müzemizde bölgemizin yanı sıra ülkenin dört bir yanından gelen cevherler bulunacak. Ülkemizin cevherlerinin bulunacağı müzemizde başka ülkelerden getirebildiğimiz cevherlere de yer vereceğiz” “HAYALİNİ KURDUĞUM MÜZE İÇİN GEREKLİ DESTEĞİ ALAMADIM” Doğal taş müzesinin hayata geçirmek için ciddi bir çaba sarf ettiğini ifade eden Çoban sözlerini şöyle sürdürdü; ”Hayalini kurduğumuz müze kurulduğunda nasıl bir yapıya sahip olacağını göstermek için uzun yıllar biriktirdiğimiz doğal taşların bir kısmını büromuz içerisinde müze formu vererek sergilemeye çalıştık. Kurmaya çalıştığımız müzemizi uluslararası alanda ilk üçe girecek bir yapıda olacak. Bu müzenin kurulması için ciddi çaba sarf ediyoruz.  Bürokrasi bu noktada bize destek verirse uluslararası alanda söz sahibi olacak bir müzeyi ilimize kazandıracağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.  Bu müzemizin kurulması için Sakarya’ya atanan valimize bir dosya sunmuştuk. Ancak her ne hikmetse tam 1,5 yıl boyunca müzemizin küçük bir formunu oluşturduğumuz büromuza gelmedi. Valimiz gelmeyince projemiz de doğal olarak askıda kaldı. Bu projemizi İstanbul, Ankara yada İzmir'de gerçekleştirmemiz halinde çok sayıda iş adamızı destek vermeye hazır olduklarını ifade ettiler. Ancak biz bu eseri ilimize kazandırmak istememize rağmen gerekli desteği bir türlü göremiyoruz” “YURTDIŞINDAN GELEN İNSANLAR MÜZEMİZE İLGİ GÖSTERİYOR” Vatandaşların müzelere karşı ilgisiz olduğunu söyleyen Çoban, ”Şuanda yurtdışındaki arkadaşlarımızın kurulacak müzemize bağışladığı cevher örneklerimiz bulunuyor. Müzemizi kurmayı başarabilirsek inanın müzemiz her geçen gün daha da büyüyecek ve cevher çeşitliliği artacaktır.  Maalesef vatandaşlarımızın müzemize gösterdiği ilgi çok zayıf. Ancak yurtdışından mini müzemizi görmeye gelen çok sayıda misafirimiz oluyor. Cevherleri gördüğü anda büroda minimum 3 saat zaman geçirerek cevherleri, doğal taşları ve fosilleri inceliyor. Elazığ'da yaşayan vatandaşlarımızın böylesine önemli bir değerin bulunduğunu artık bilmesini istiyorum.  Çünkü vatandaşlarımız bu değeri sahiplenirse bürokrasi de atması gereken adımları daha hızlı atar diye düşünüyorum. Kapılarımızın vatandaşlara sonuna kadar açık olduğunu ifade etmek istiyorum.  Büromuzdaki mini müzemizi görmek isteyen vatandaşlarımız zaman fark etmeksizin büromuza gelebilirler. Bundan büyük bir mutluluk duyacağımız belirtmek istiyorum” diye kaydetti. ÇOBAN, İLGİSİZLİKTEN ŞİKAYETÇİ Fırat Üniversitesi’den bu alanla ilgilenen hiçbir akademisyenin ofisinde kurmuş olduğu müzeye ilgi göstermediğini belirten Çoban, ”Bugüne kadar üniversitemizden bir tane bile akademisyen gelip de büromuzdaki taşları incelemedi. Bizim böyle bir değeri Elazığ’a kazandırmaya çalıştığımızdan hepsinin de haberi var.  Ancak bu adam ne yapmaya çalışıyor deyip de gelip incelemede bulunan bir kişi çıkmadı.  Üniversitede okuyan birçok gencimiz bu müzemize geldiler. Ancak üniversiteden beklediğimiz ilgiyi göremedik. Hatta üniversitemize iş birliği teklifinde bulunduk. Müzeyi üniversite içerisinde kuralım dedik. Üniversiteye bu müzenin kurulması için bir miktar paranın da geldiğini biliyorum. Ancak bu para nereye harcandı bilmiyorum.  Güzel şeyler yapılabilirdi. Ancak bu diyalogu kuramadık. Umarım bundan sonra hem üniversitemiz, hem bürokrasimiz hem de vatandaşlarımız gerekli duyarlılığı gösterir” ifadelerini kullandı.