Muğla Bodrum’da yaşayan küresel iklim aktivisti ve grafik tasarımcısı Yasemin Sayıbaş Akyüz sel ve orman yangınları felaketinin ardından küresel ısınma ve iklim krizi gerçeği ile yüzyüze kaldığımızı belirterek ciddi uyarılarda bulundu. Akyüz şöyle konuştu: Türkiye’nin neresindesiniz? Yangınların devam ettiği, sellerin herşeyi önüne katıp götürdüğü bir yerde mi? Yoksa olan biteni haberlerde izleyip üzülenlerden misiniz? Bugünlerde herkes şu kelimeleri bolca duyuyor. Küresel ısınma, iklim krizi. Evet, iklim krizi burada. Aslında çoktandır burada da ateşe bürünüp yakınca, suya bürünüp sele dönüşünce, kuraklığıyla kavurup, dolusuyla tepemize yağınca dillendirilir oldu. Bilim insanları yıllardır seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bunların olacağı zaten uzun zamandır söyleniyordu. İklim krizi ne koronaya ne de ekonomik krize benzer. Öyle kolay kolay geçmeyecek. Önümüzdeki yıllarda bu yaşanan afetler gittikçe artan şiddette ve sıklıkta karşımıza çıkacak. DÜNYA YANIYOR Akyüz, iklim krizini kendine dert edinmiş bir “aktivist” olarak şimdi ne yapmak gerektiğini şu sözlerle anlattı: Eline bir kitap alıp iki sayfa okumaya vakti olandan, sosyal medyada hergün zaman geçirebilene, günlük haberleri takip edenden televizyonda hergün birkaç dizi seyredene kadar herkes araştırıp öğrenmeli. Bu en az çocuğumuzun ilerde seçeceği mesleği dert etmeniz kadar önemli. Oy vermeden oy vermeye seçim sandığına gidip, arasında dünya yansa umrumda değil zamanları geçti. Çünkü gerçekten dünya da yanıyor. Artık, takip etmek, bilmek ve seçtiğimiz yöneticilerden yasal zeminlerde gerekeni talep etmek zamanı. Bunun için sivil toplum kuruluşları, kent konseyleri var. Paris İklim Anlaşması acilen meclisten geçirilerek onaylanmalı. Ülkemiz de en yakın zamanda net sıfır emisyon tarihini açıklayarak iklim krizi ile küresel mücadeleye katılmalı. GIDA KRİZİ YOLDA Sel, heyelan bölgeleri, dere yatağı gibi yerlerdeki yeni yapılaşmaların acil olarak durdurulması ve şehirleşme planlarının iklim krizi gerçeklerine gore yapılması gerektiğine dikkat çeken Akyüz sözlerine şöyle devam etti: Şehirleşme planları iklim krizi gerçeklerine göre yapılmalı. Sıcak hava dalgaları, seller, yangınlar göz önüne alınmalı. Mesela ormanlık alanlarda otel, tesis, termik santral vs. yapılmamalı. Su kaynaklarına, tarım arazilerinin olduğu yerlere yapılacak çılgın projelere değil, akılcı planlara ihtiyacımız var. Kalan ormanlık alanlar gözümüz gibi korunmalı, yanan alanlar bilim insalarının söylediği şekilde korunmalı, kesinlikle imara açılmamalı. Su kaynaklarımız çok iyi korunmalı, susuzluk kapıda. Gıda krizi geliyor. Sağlıklı tarım arazilerimiz varsa karnımız doyar, yoksa açız. Modern sulama yöntemleri acil olarak devreye alınmalı. Afetler kapıda değil artık evin içinde. Doğru ve yerinde uygulanan iklim eylem planlarına, afet eylem planlarına ihtiyacımız var. Yangınlar başladığında ne durumda olduğumuzu hepimiz gördük. Artık afetler hayatımızın gerçeği. Başımıza gelmeden de ne kadar hazırlıklı olduğumuzu bilmeliyiz. Gerekenler yapılmıyorsa yetkililerden istemeliyiz.
Termik santraller doğayı kirleten faktörlerin başında geliyor.

İkizköy’e destek olmak zorundayız

Akyüz acil olarak alınması gereken önlemleri ve son felaketleri şöyle sıraladı: - Koskoca Marmara müsilaja teslim oldu. Doğayı ne kesip biçecek, kazıp yok edecek ne de atıklarımıza boğacak lüksümüz yok.  İklim krizine neden olan fosil yakıtlar; kömür, petrol ve doğalgaz en kısa zamanda bırakılmalı. - İklim krizi kapitalist sistemin dünyayı getirdiği noktadır. Yenilebilir enerji dönüşümüne de kar öncelikli değil, ihtiyaç temelli bir anlayışla yaklaşılmalı. - Endüstriyel hayvancılık da krizi körükleyen önemli konulardan. Hem hayvan hakları hem de neden olduğu sera gazı salımları dikkate alındığında kesinlikle bırakılmalı. -  Toplu ulaşımı tercih etmeli, daha az uçağa binmeliyiz. - Hep birlikte doğayı korumak için seferber olmalıyız. Madene, taş ocağına, HES’e, termik santrale vs. verecek tek bir ağacımız bile yok. Zaten yoktu. - Muğla İkizköy’de Akbelen Ormanı var. Arkasında son 40 yılda 12 köyü yutmuş, yüzlerce insanın erken yaşta hayatını kaybetmesine neden olmuş, hayvanları ve yaşam alanlarını, tarlada ürünü yok etmiş 3 termik santral ve kömür maden alanları var O maden Akbelen Ormanı’nı da yutarsa bölge için çok önemli yeraltı su kaynaklarını ve tarım arazilerini de kaybedeceğiz. İkizköy Direniyor! Destek olmak lazım. - İklim kriziyle mücadele için yapılabilecek çok şey var. Yapılmaması gerekense bunca afet olurken ‘Küresel iklim krizi var, bizim sorumluluğumuz yok” demek!