Ankara Barosu'nun, Twitter hesabından Yeni Şafak gazetesinin 29 Ekim'e özel hazırlanan manşetini paylaşarak Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret eden Fatih Tezcan hakkında suç duyurusunda bulunduğu belirtildi. Baro, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak "şüphelinin eyleminin 5816 sayılı kanuna muhalefet içermesi nedeniyle hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılması" talebinde bulundu.

GEÇMİŞTE ATTIĞI TWEETLER NEDENİYLE SORUŞTURMA TALEP EDİLMİŞTİ

Tezcan hakkında geçmişte attığı tweetler nedeniyle 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'a aykırılık iddiasıyla soruşturma başlatılması talep edilmişti. Söz konusu suça 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. Suçun basın yoluyla işlenmesi sonucu ceza yarı yarıya artırılıyor.

NELER YAŞANDI?

Tezcan, 29 Ekim'de Yeni Şafak gazetesinin 29 Ekim'e özel hazırlanan manşetini paylaşarak "Cumhuriyet'i getiriyorum' yalanıyla başa geçtikten sonra Devlet ve Millet düşmanlarına verdiği sözlerin gereği olarak 15 sene Cumhur'dan kaçan, Millet'in Egemenliği'nden rakı bardaklarına sığınan bir İslâm Düşmanını, 3 kuruş için tepenize oturtmaya değer miydi" ifadelerini kullanmıştı. Tezcan gelen tepkiler üzerine ise "Düşünebiliyor musunuz... Ülkedeki bütün Kemalistler ve yalakaları bu twite karşı 100 binlerce tepki twiti attılar ama 1 tanesi bile "Bunlar yalandır! Doğrusu şudur" diyemiyor ve inkar edemiyor! Yayında kaynakları da verdim ama sıfır cevap sırf küfür! ELHAMDULİLLAH! PUT KIRILIYOR!" demişti. Baro şikayet dilekçesinde şu ifadeler yer aldı: "Yenişafak gazetesinde Cumhuriyetimizin 96 yılının kutlandığı 29.10.2019 günü sürmanşette yer alan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin yer alması üzerine; aynı gün şüpheli twitterda @fatihtezcan kullanıcı adlı hesabı üzerinden; “Cumhuriyet’i getiriyorum” yalanıyla başa geçtikten sonra Devlet ve Millet düşmanlarına verdiği sözlerin gereği olarak 15 sene Cumhur’dan kaçan, Millet’in Egemenliği’nden rakı bardaklarına sığınan bir İslam Düşmanını, 3 kuruş için tepenize oturtmaya değer miydi…@yenisafak” şeklinde paylaşım yapmıştır. Yukarıda bahse konu tweet ile Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk “halka yalan söyleyen, devlet ve millet düşmanlarının işbirlikçisi ve İslam düşmanı” bir kişi olarak nitelendirilmiştir. Bu paylaşımın 5816 sayılı Kanuna muhalefet teşkil etmektedir. Konunun Sayın Savcılıkça değerlendirilerek şüphelinin cezalandırılması için iş bu şikayetimizin kabulü ile gerekli soruşturma yapılarak kamu davası açılmasını talep etmekteyiz. 1- Şüphelinin paylaşımının Türkiye Cumhuriyeti’nin 96. yılının kuruluşunun kutlanması amacıyla ulusal basına verilen reklamda yer alan Atatürk resmi dolayısıyla doğrudan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik düşünce açıklamasını aşan, Atamızın şahsına yönelik hakaret içeren ifadelerden oluştuğu ortadadır. Şüphelinin eylemi 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunu’nun 1. ve 2. maddesini ihlal etmektedir. 5816 sayılı Atatürk Aleyhine işlenen Suçlar Hakkında Kanunu’nu; “Madde 1 – Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır. Madde 2 – Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır. Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır. Madde 3 – Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır. Madde 4 – Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 5 – Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.” hükümlerini içermektedir. 2- Şüpheli şikayete konu paylaşımı ile düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırları dışına çıkarak, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e iftira ederek, O’nu “yalancı”, “İslam düşmanı” gibi yakıştırmalara maruz bırakarak, manevi hatırasına hakaret etmiştir. Anayasamızın 26. maddesinde düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ile bu hürriyetin sınırları hakkında düzenleme yapılmıştır. MADDE 26 - Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.” 3- Anayasanın 2,13,14 ve 26/2 maddeleri AİHS’nin 10/2. ve 17. maddeleri ile birlikte değerlendirildiğinde, hürriyetlerin demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenlik, toprak bütünlüğü, kamu güvenliği ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın, ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli kalması gereken haberlerin yayılmasına engel olunması veya yargı gücünün otorite veya tarafsızlığın korunması için kanunla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara tabii tutulacağı açıktır. İftira, küfür, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, nefret, ayrımcılık, düşmanlık yaratmaya yönelik bulunan ifadeler, düşünce özgürlüğü ve ifade hürriyeti bağlamında hukuki koruma görmemekte, suç sayılmak suretiyle cezai yaptırımlara bağlanmaktadır. Yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen tespit olunacak nedenlerle; şüphelinin eyleminin 5816 sayılı Kanuna muhalefet içermesi nedeniyle şüpheli hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılmasına karar verilmesini saygılarımızla vekâleten arz ve talep ederiz."