Op. Dr. Herman İşçi
Evlilik ve hamilelik
Kadınlar yıllarını güvenle geçirebileceklerini düşündükleri erkeklerle hayatlarını birleştirmeye karar verdiklerinde genellikle anne olmak da isterler. Gebeliğin zamanını çoğunlukla kadının annelik içgüdüsü belirler. Kadın gebe kalmaya karar verdikten sonra hiçbir güç önünde duramaz. Bedensel olarak başına neler geleceğini bilmese de, soyundaki belki yüz anneannesinden gelen DNA’sına güvenir.
Hiçbir şey annelik dürtülerini azaltamaz
Beşinci aya kadar bebek ultrasonda görülür, karın büyür ama günlük yaşamda gebelik kendini çok belli etmez. Bir gün birden bire içeride bir şey avuç içindeki kelebek gibi kıpırdar. Artık bütün bu zahmetler somut bir şey içindir. Günler geçtikçe bebek güçlenir. Anne karnında iki katlı bir zarla çevrilmiş amnios kesesi içindeki sıvıda yaşar bebek. Yerçekimi kuvveti, suyun kaldırma kuvvetiyle dengelenir. Yenidoğan dış dünyada kolunu kaldıramaz, başını oynatamaz kadar güçsüzken bu dönemdeki uçan tekmeler çok şaşırtıcıdır. Bazen tekme ve çarpmalar bacaklara giden sinirlere denk gelir. Annenin ağrı duymasına sebep olur. Fakat hiçbir şey annelik dürtülerini azaltmaz. O hareket ettikçe anne keyiflenir, hareketi azalırsa da anne endişelenir.
Prenseslikten kraliçeliğe geçiş
Çoğu kadın yumurtlayacağı dönemi hisseder. Eğer çiftler arasında bir sağlık sorunu yoksa kadınların yüzde 85’i altı ay içinde gebe kalır. Kadının gününün geçmesiyle erkek için sihirli günler biter, kadın prenseslikten kraliçeliğe geçtiği başka bir dünyaya ışınlanır. Artık annelik duygu durumu başlamış, erkek; eşine destek olma, ona muayenelerde eşlik etme veya faturaları ödeme gibi kısmen figüran rollere çekilmiştir.
İlk kalp sesini duymak
Bulantılarla geçen zahmetli iki haftanın sonlarında embriyo görünmeye başlar. Ultrason cihazının gücü bugünlerde kalp seslerini algılar. Odada kalp seslerinin duyulmasıyla gözleri dolmayan anne adayı yok gibidir. Hekimin kalp atımlarının görülmesiyle düşük ihtimalinin iyice azaldığını söylemesiyle anne adayı çok rahatlar.
İlk karşılaşma…
Dokuz ayın sonunda, son birkaç kasılma ve annenin ıkınmasıyla doğum gerçekleşir. Bebeğini ilk gördüğü an hıçkırıklara boğulmayan anne yok gibidir. Artık anne için, fedakarlıklarla dolu bir dönem başlar.
