İncirliova'da ailesinin yanında çocuk yaşlarda çiftçiliği öğrenen Gülcan Altıner, liseyi tamamladıktan sonra farklı sektörlerde çalışmaya başladı. Ancak hep tarımla uğraşıp ticaret yapmak istediğini belirten Altıner, 6 yıl önce bu hayalini gerçekleştirmek için ilk adımı attı. Ailesine ait 5 dönümlük bir araziye marul ekti. Ürettiği marulları kendi imkanlarıyla pazarlarda satan Altıner, işleri iyi gidince başka üreticilerin ürünlerini de alıp, satmaya başladı. Altıner, bir süre sonra büyük marketlerle anlaşıp, ürün vermeye başladı. Gülcan Altıner, 3 yıl önce kendisi gibi üretici olan Serhan Altıner ile marul almak isterken tanıştı. İkilinin arkadaşlığı kısa sürede aşka dönüşüp, nikah masasına taşındı. Evlilikle birlikte işlerini ve arazilerini de birleştiren Altıner çifti, dev marketlerin aranan isimleri oldu. SIKI PAZARLIK EVLİLİKLE BİTTİ İşini severek yaptığını belirten Gülcan Altıner, özel hayatı ve iş hayatındaki başarıya giden yolu şöyle anlattı: "Elimde marul kalmamıştı. Satın almak için bir aracı vasıtası ile benim gibi marul yetiştiren Serhan'a başvurdum. Marulun tanesine 1 lira istemişti. Ben ise 80 kuruş teklif ettim. Önce kabul etmedi. İçimden ne kadar gıcık biri demiştim. Sıkı pazarlığın ardından aracıyla 85 kuruşa kadar indiğini bildirince, anlaştık. İlk marulu kesmek için tarlaya gittiğimde kendisi ile tanıştık. Tanışmamızdan sonra bana yardımcı olmaya başladı. Kişiliklerimizin de uyuşmasıyla iyi anlaştık. İkimizin hayali de aynıydı. Bu arkadaşlığımız evlilikle sonlandı. Şimdi 2 çocuğumuz var. Evlilikle birlikte arazilerimizi ve işlerimizi de birleştirdik. Böylelikle işi büyüttük. Çocuklarımızın da bizim gibi tarıma gönül vermelerini istiyoruz. Onlar da bizim gibi apartman değil bahçe hayatını çok seveceğini düşünüyoruz. Tarımın ne kadar önemli olduğunu biz zaten biliyorduk. Şu günlerde bunu tüm insanlar da anladı. Tarım insan hayatında olmazsa olmaz. Tarım biterse her şey biter. Üretim ve yetiştirmek çok önemli" dedi. 'BAŞKA ÇİFTÇİLERİN ÜRÜNÜNÜ DE PAZARLIYORUZ' Eşiyle birlikte kendilerinden başka birçok çiftçinin ürününü de pazarladıklarını belirten Altıner, "Ürün olarak kendi ektiğimiz enginar, domates, biber, fasulye, marul, dereotu, roka, karnabahar, kırmızı lahana gibi benzeri ürünleri yetiştiriyoruz. Toplam 60 dönüm arazimiz var. Bunun 12 dönümü kapalı sera alanı. Burada üretimimizi aralıksız sürüyor. Her ürünü kendimiz yetişemiyoruz. Üreticilere planlı bir şekilde ekim ve dikim yaptırıp, yetiştirdikleri ürünleri biz alıp, pazarlıyoruz. Büyük marketlere ürün veriyoruz. Ama son günlerde yaşanan salgın hastalık nedeniyle internet üzerinden de sipariş alarak sokağa çıkamayan vatandaşların evlerine kadar istedikleri ürünleri götürmeye başladık. Web sitemizi salgından bir hafta kadar sonra kurduk. Gönderdiğimiz ürünler taze olunca büyük ilgi gördü" diye konuştu. 'KAYBETMEKTEN KORKMAYIN' İlerleyen zaman içinde hedefinin kadın kooperatifi kurup, yeni üretim alanları açmak olduğuna dikkati çeken Altıner, "Bu işte tırnaklarımla kazıyarak bir yerlere geldim. 'Keşke biz de senin gibi olabilsek' diyenler var. Onlara öncülük yapmak istiyorum. Önümüzdeki süreçte KOSGEB'e paketleme ve ayıklama sistemleri için proje sunacağız. İçinde soğuk hava deposu da olacak. Kadınlardan kaybetmekten korkmamalarını istiyorum. Kalbiniz, niyetiniz güzel olduktan sonra iyi bir yerlere gelirsiniz.  Kadının gücünü her yerde göstermeliyiz" diye konuştu. Serhan Altıner de 25 yıldır çiftçilik yaptığını vurgulayıp, "Benim baba mesleğimdir. Bu işi severek yapıyorum. Bundan 3 yıl önce eşimle tanışıp evlendik. Arazilerimizi birleştirerek işlerimiz daha da büyüterek birlikte çalışıyor ve başarıyoruz" dedi.  DHA