Kayseri-Sivas kara yolunun 18inci kilometresinde bulunan Kayır Hanı, 1200lü yıllarda Anadolu Selçuklu Devleti tarafından yapıldı. Hana, o dönem Alaeddin Keykubad'ın emirlerinden olan 'Kayır Han' ismi verildi. İpek Yolu üzerindeki han, geçen süreçte birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de 'harf inkılabı' için 20 Eylül 1928de gittiği Kayseri'de, Kayır Hanı'nı ziyaret etti. Atatürk, burada Gesi, Mancusun, Efkere, Vekse ve Isbıdın köylerinin halkıyla bir araya gelip, öğrencilere yeni harflerle ilgili sorular sordu. Öğrencilerin cevaplarıyla mutlu olduğu öğrenilen Atatürk'ün, sonrasında tarihi handan ayrılarak Kayseri'ye gittiği belirtildi. Tarihi han, o süreçten sonra özel mülkiyet olarak kullanılmaya başladı. Ahır yapılan tarihi han görenleri üzüyor. Tarihi hanın bazı bölümlerinin de bakımsızlık nedeniyle tahrip olduğu görüldü. Tarihi han hakkında bilgi veren tarihçi Bilgin Yazlık, şunları söyledi: - Burada harap halde bulunan yapı, aslında bir han. Burası Kayır Hanı. Kayır Hanı isminin, Alaeddin Keykubad döneminde emirlerden birisi olan Kayır Handan geldiğini düşünmekteyiz. Bu han, mevcut haliyle son 100 yıl içinde tadil görmüş bir han. Tabii bu han Türkiye için önemli bir ziyarete ev sahipliği yapmış. Mustafa Kemal Atatürk, 'Harf İnkılabı' olan 1 Kasım 1928den 40 gün önce 20 Eylül 1928de Sivas'tan Kayseri'ye ziyarete geliyor. Gelirken de özellikle öncesinden Gesi, Mancusun ve Isbıdın bölgesindeki öğrencilerden bir grup oluşturuluyor. - Burası Sivas güzergahında olduğu için geçerken uğrayacağı, mükellef sofrası da kurulmuş bir karşılama merasimi düzenleniyor. Atatürk, burada yeni harflerin tetkikini gerçekleştiriyor. Bu bölgedeki öğrencilerin konuya vakıfiyeti, sorulan sorulara verdikleri cevaplar Atatürk'ü son derece memnun ediyor. Hatta bazılarına bu çocuklarda potansiyel var tavsiyelerinde bulunduğu biliniyor. Bu durum o çocukların torunları tarafından halen anlatılır. Atatürk bu ziyaretinden sonra hemen Kayseri'ye devam ediyor. - Kayır Hanı, bugün ne yazık ki kaderine terk edilmiş bir durumda bulunuyor. Şu an özel mülk halinde. Gönül ister ki restore edilsin ve kendi geçmişine layık bir şekilde eğitim müzesi olsun. Eski ihtişamına kavuşturulabilir. Çünkü tanıklık etmiş olduğu tarihi olaylar, son derece değerli. Şu an ne yazık ki gördüğünüz gibi bir vatandaşın mülkü olarak içinde hayvan beslenmektedir. Şu an kapalı ama içine girildiği zaman duvarlarının esnediği görülecektir. Bu şekilde bakımsız, tedbir alınmadan bırakılırsa çok uzun ömrü olacağını düşünmüyorum. Kısa sürede yıkılacağını tahmin diyoruz. (DHA)