Bir ilişkinin bitmesi oldukça acı verici ve yıkıcı olabilir. Ortak alınmış bir ayrılık kararı sürecin kolay atlatılmasını sağlarken, en ağırı terk edilen taraf olmaktır... Çünkü birçok yaşanmışlığın ve alışkanlığın olduğu bir beraberliğin bittiğini kabullenmek zordur.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, ayrılık acısıyla başa çıkma yollarını şöyle sıraladı... HANGİ SORUNLAR YAŞANIR? Ayrılık sonrasında beyin; düzenli dopamin, serotonin ve oksitosin besinini kaybeder ve nörolojik açlığa neden olur. Madde ve alkol bağımlılığında olduğu gibi, bu hormonlara yeniden şiddetle ihtiyaç duyulur ve yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Bu kimyasallar beynin ilişki süresince alışkın olduğu seviyelere gelmediğinde, endişeli, depresif ve yalnız hissedersiniz. Klinik araştırmalara göre, bu yoksunluğu azaltmak için insanlar ayrılık dönemlerinde beynin yine ödül merkezini çalıştıracak kötü alışkanlıklara yönelebilir, adrenalini uyandıran maceralara atılabilir, eski partnerlerine dönmeye çalışabilir ve düşünmeden yanlış romantik ilişkilere atılabilirler. Ayrıldığı kişinin sosyal medya hesaplarında dolaşmak, eski fotoğraflara ve hediyelere bakmak yaygın davranışlardır. Bu davranışların hepsi, dopamin açlığında olan beyinde, ödül merkezini canlandıran hafif hareketlenmelere neden olur. Ancak bu davranışların hiçbiri, beyni uzun vadede yaşadığı yoksunluktan kurtarmaya yardımcı olmaz, aksine alışmasını zorlaştırır.

İŞTE EN ETKİLİ 4 TÜYO

Ayrılık sonrası beynimiz iyileşmek ve daha akıllıca karar vermek için çabalıyor. Ayrıca, gelecekte yaşanacak ayrılıklarla nasıl baş edeceğini, hafızasına alıyor. Bu yüzden, bazı davranışlardan kaçınarak ve günlük hayatımızda ufak değişiklikler yaparak beynimize ayrılığı atlatmasında yardımcı olabiliriz. Eski eşinizin veya sevgilinizin resimlerine, hediyelerine veya diğer duygusal hatırlatıcılara bakmamaya çalışın ve birlikte vakit geçirdiğiniz yerlerden kaçının. Bu davranışlar, dopamin yoksunluğu hissini arttırır ve beynin bağlayıcı hormonları çözmesini zorlaştırır. DOĞADA VAKİT GEÇİRİN Yeni bir egzersiz rutinine başlayın. Sevdiğiniz bir sporla uğraşın ya da her gün evinizin yakınında yürüyüşe gidin. Fiziksel egzersiz, endojen opioidler ve dopamin gibi beyin kimyasallarının salınmasını sağlar, depresyon ve anksiyeteyi (kaygı) önler, enerjinizi arttırır. Stres hormonları dalgası, uyku ve beslenme düzeninizi bozabilir. Ayrıca, bağışıklığınızı zayıflatarak çeşitli hastalıklara neden olabilir. Bu yüzden, uyku düzenini sağlamak, bol bol meyve ve sebze tüketmek, yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak çok önemlidir. Stres seviyelerinizi mutlaka azaltmalısınız. Her gün 1 saati rahatlamak, meditasyon yapmak veya doğada vakit geçirmek için ayırabilirsiniz. Dopamin depolayın Dopamin ve serotonin yoksunluğu, sizi adrenalini uyandıracak mantıksız maceralara atlamaya, yanlış ilişkiler kurmaya yönlendirebilir. Bunun yerine bu eksikliği, daha faydalı dopamin tetikleyicileriyle doldurmalısınız. Arkadaşlarınızla eğlenceli planlar yapma, sizi heyecanlandıran bir hobinize vakit ayırma, evcil bir hayvan edinme, ailenizle vakit geçirme gibi aktiviteler faydalı olabilir. Ayrılık sonrasında, ne kadar kendinizi eve kapamak cazip gibi gelse de, pandemi tedbirlerini de dikkate alarak programınızı daha da doldurmalı ve vakit bulamadığınız faydalı maceralarla dopamin eksikliğinizi kapamalısınız.