Eğitimini yurt dışında gören, 1968 yılında Türkiye’deki ilk kısa film festivali olan Hisar Kısa Film Festivali’nin organizasyonunda görev alan Robert Kolej Yüksek Okulu Ekonomi Bölümü mezunu Nurdan Arca (71), şu günlerde başka bir heyecan içinde... Arca, büyük bir titizlikle hazırladığı Muazzez Mucizesi 104 Yaşında adlı belgeselini Sia Kitabevi için kitaplaştırma çalışmalarına başladı. 1986 yılında ressam Orhan Taylan’ın hapisteki yıllarıyla ilgili 22 dakikalık Hasret Resimleri adlı belgeseli çeken ve Şeyh Bedreddin Destanı (Uzun İnce Bir Yol) adlı kitabı büyük ilgi gören Nurdan Arca’yla o gün Taksim’de buluşarak Muazzez Mucizesi 104 Yaşında adlı belgeseli ve yeni kitabı Muazzez İlmiye Çığ-Bir Cumhuriyet Mucizesi’ni konuştuk... İşte anlattıkları: ‘BİR SOLUKTA OKUDUM’ - Muazzez İlmiye Çığ’la 2007 yılında Karaburun’da tanıştık. Şeyh Bedrettin Destanı adlı belgeselimin gösterisine katılmıştım. Muazzez Hanım da oradaydı ve kitaplarını imzalıyordu. Yoğun ve tempolu hayatı içinde hiç boşluk yok. Zaten 33 yıl görev yaptığı Arkeoloji Müzesi’nde Sümer tabletleri çalışmasını ancak emekli olduktan sonra kitaplaştırma zamanı bulabiliyor. - 75 yaşından sonra 16 kitap yapmış, imzalatarak aldım ve hepsini bir solukta okudum. Doğrusu onun büyüleyen hayat mücadelesi beni çok etkiledi ve belgesel yapma fikri oluştu. - Sümerler konusu, hayatı ve dünya görüşü konusunda ciddi araştırmalar yaptım. Sonuçta 45 dakikalık bir belgesel hazırlamış oldum. Ancak elimde kendisiyle ilgili o kadar çok malzeme vardı ki, hepsini bu 45 dakikaya sığdıramadım. Şimdi belgesel ve belgesele alamadığım çalışmalarımın hepsini bir kitapta toplamaya karar verdim. Adı da Muazzez İlmiye Çığ-Bir Cumhuriyet Mucizesi olacak.
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ tam bir Atatürk tutkunu.
‘ESPRİLİ VE ZEKİ’ - Esprili, sıcak, cana yakın, son derece zeki bir kadın. Her şeyden önce Muazzez İlmiye Çığ’ın hayatı mucize. 1914 yılında dünyaya gelmiş. Osmanlı’nın son yıllarına, iki dünya savaşına ve cumhuriyetin her dönemine tanıklık etmiş. Bu mucizeyi gençlerin de tanımasını istedim. Bursa Öğretmen Okulu’ndan mezun olmuş. - Atatürk, cumhuriyeti ilan ettikten sonra kadınları üniversiteye girmeleri için teşvik edince Muazzez Hanım da yeni kurulan Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Sümeroloji bölümüne kayıt yaptırıyor. - Muazzez Hanım, Sümerler’in çok büyük bir uygarlık olduğunu, tarihin de onlarla başladığını söylüyor. Çünkü, Sümer uygarlığı yazıyı icad etmiş. EN BÜYÜK ÜZÜNTÜSÜ... - ‘Bir gecede cahil olduk’ denilen dönemde Türkiye’deki okuma yazma oranı yüzde 11... Kadınların okur yazarlık oranı yüzde 4... ‘Cahil olduk’ diyenlerin tersine, latin harflerine geçildikten sonraki 10 yıl içinde Türkiye’deki okur yazar oranı yüzde 38’e yükseliyor. - Atatürk’ü bir keresinde uzaktan görmüş. En büyük üzüntüsü onunla tanışıp konuşamamak... Atatürk’e tutku derecesinde hayran. - Kadınlarımızın şiddete hedef olmalarına, cinayetlere kurban gitmelerine çok üzülüyor. İlgililere hemen her gün mektup yazdığını, ancak ne yazık ki cevap alamadığını söylüyor. - 1933’te cumhuriyetin 10. yılında Eskişehir’de öğretmenlik yaparken kadın-erkek ayrımı nedir bilmediklerini, tesettürlü kadın sayısının azlığını, köylerde ve kentlerde okuma yazma seferberliğinin olduğunu anlatıyor.
Muazzez İlmiye Çığ’ın gençlik yıllarından bir kare.

106 yaşında ama hafızası pırıl pırıl

- Muazzez İlmiye Çığ şu an 106 yaşında. Hayatı boyunca çok çalıştığını ve ürettiğini söylüyor. O kadar yoğunluğun arasında iki çocuğunu da büyütmeyi başarabilmiş. Kıyafetlerini de kendi dikmiş, kendi hazırlamış. Hafızası pırıl pırıl. Uzun yaşamanın sırrıyla ilgili bir şey söylemek istemiyor. ‘Özel olarak yediğim içtiğim bir şey yok’ diyor. Mutlu, sevgi dolu ve üreten insan olmanın çok önemli olduğunu vurguluyor.