Gülseren Budayıcıoğlu ünlü bir psikiyatr… Ekranlarda reyting rekorları kıran, Kırmızı Oda, Masumlar Apartmanı ve Camdaki Kız gibi dizilerin uyarlandığı kitapların da yazarı olan Budayıcıoğlu, “Eskiden psikiyatriste gitmek ayıp olarak görülürdü. Bizim gizli odalarımız vardı. Hele bir siyasi, ünlü bir oyuncu falan gelecek aman işte duyulmasın.  Şimdi ise psikiyatristlere başvurularda ciddi artış oldu” dedi. TBMM’de kurulan kadına yönelik şiddet ve alınması gereken önlemler konusunda kurulan Meclis Araştırma Komisyonunda Milletvekillerine bilgi veren Budayıcıoğlu, karşılaştığı olaylardan ve hastalarından örnekler verdi, şunları söyledi: ÇOK TANIK OLUYORUM “Çok küçük bir azınlık hariç ülkemizde yaşayan çocuklarımız mutlaka şiddetle tanışıyorlar. Kadın ya da erkek, bu insanlar yetişkin oldukları zaman o şiddeti hayatlarına mutlaka bir şekilde dahil ederler. Şiddet gören biri, şiddet gösteren kişiyi gözünden tanır. Bir evde bir taraf daha baskınsa o, şiddet gösteren taraf olur, öbürü de şiddeti güya reddeder. Kocasından dayak yiyen ama devam eden evliliklere çok tanık oluyoruz. Bir profesör hanım, bölüm başkanı. Eşi de doktor. Yıllardır devam eden evlilikleri var, çocukları haykırıyor ‘anne ayrıl’ diye ama bu evlilik devam ediyor. Çünkü insanlar bir şekilde bu şiddeti hayatlarının bir yerinde bulunduruyor.” ŞİDDET ZİNCİRİ “Bir erkek ya da bir kadın şiddeti bir kere uyguladıysa bunu tekrar yapma ihtimali çok yüksek, neredeyse yüzde 100’dür. Ben buna şiddet zinciri diyorum. Mesela Müge Anlı’nın, Esra Erol’un yaptığı ve kadınların çok izlediği programlar var. Kadını getirsek, onu dinlesek. Sonra o şiddet gösteren adamı dinlesek. En kolay empati başkası üzerinden yapılandır. Bunu filmlerde, dizilerde anlıyoruz. Reytingleri yüksek olsa da bu programların halkımızı çok iyi etkilediğini söyleyemiyoruz. Hiç olmazsa kadına şiddet konusunda bize hizmet eden programlar olması lazım.”

Benim hobim de işim ve yazılarım, öyle mutluyum

Budayıcıoğlu “Biz psikiyatristlerin çok akıllı ve normal olduğu ne kadar söylenebilir bilmiyorum” dedi ve ekledi:  “Ben 45 yıldır birtakım sorunların içindeyim. Bunlar beni yüzde yüz etkilemiştir. Eminim, diğer insanlardan farklı yönlerim vardır. Buna ister ‘daha akıllılık’ diyebilirsiniz ya da ‘iyice delilik’. Halimden memnunum. Hayat bizi şaşırtmaya, yepyeni şeyler öğretmeye devam ediyor. Kimi psikiyatrist arkadaşım değişik hobiler bularak, sık seyahatlere giderek, spor, rejim falan yapar. Benim hobim de işim ve yazılarım. Bu sene 3 ay yazlıkta kaldım. Günde bir saat bile kendime ayırmıyordum ama olsun; hiç olmazsa denize bakıyorum, arada bir denize giriyorum.” ACUN ILICALI GELİR Budayıcıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Acun Ilıcalı bizim kliniğe çok gelir. Baktım hemen alamıyorum, meşgulüm, ‘Aman Acun Bey’i özel bir odaya alalım’ dedim. Çünkü çok ilgi olur onun üzerinde. Acun’a gidip demişler ‘Sizi başka odaya alalım’ diye. Acun kavga çıkarmış, “Ne münasebet, beni buraya yakıştıramadınız mı? Ben burada oturacağım” diye. Adam memnun hayatından, yani o psikiyatriste gitmek ayıp konusu bizim geçmişten gelen eski vesvesemiz.’’