Ülkemizin eski Cumhurbaşkanı ve Başbakanı merhum Turgut Özal’ın yakın koruma müdürlüğünü yapan Musa Öztürk, Adana Kozan’daki çiftlik evinin kapılarını Sözcü HaftaSonu’na açtı. Öztürk, bir dönem Adana Milletvekilliği ve Kozan Belediye Başkanlığı yapsa da Türkiye onu Özal’ın yakın koruma müdürü olarak tanıdı. Hayatının büyük bölümünü Özal’ın yanında geçiren Öztürk, “Türkiye’de ihracatın, ithal edilen akaryakıtı bile karşılamadığı yıllarda Özal hükümeti teslim aldı. ÜLKE ŞAHA KALKTI İthalatı yasak olan bazı ürünleri Türk Parası Koruma Kanunu’ndan başlayarak vergi yasalarıyla birlikte yasal hale getirdi. Ondan sonra Türkiye’nin her tarafı şantiyeye döndü. Bir yanda GAP, diğer tarafta Aliağa ve Tüpraş gibi dev tesisler, ardından toplu konut hamlesi geldi. Telsiz ve telekomünikasyonda yapılan yeniliklerle birlikte Türkiye şaha kalkmıştı. O dönemde bir gezi için gittiğimiz Küba’da, efsanevi Devlet Başkanı Fidel Castro ile de 25 dakikalık bir görüşme vardı. [caption id="attachment_5952995" align="alignnone" width="1200"] Musa Öztürk; kızları, torunları ve çalışanlarıyla birlikte objektifimize poz verdi.[/caption] 1 SAAT FAZLA SÜRDÜ Castro ile tanışacağım için heyecanlıydım. Yine o meşhur üniformasıyla toplantıya geldi. Castro’ya, beni, ‘Özal’ın özel polis müdürü’ olarak tanıttılar. 25 dakikalık görüşme, 1 saat 25 dakika sürdü. Castro, bana, ‘Özal, büyük bir devrimcidir. Türkiye’de yaptıklarını hayranlıkla izledim. Onunla arkadaş olmayı ve fikirlerinden istifade etmeyi çok isterdim’ dedi. Okyanusun ötesinden Castro’nun takdir ettiği bir liderin, biz kıymetini bilemedik” diye konuştu.

Masrafları cebinden karşılardı

Turgut Özal’ın, çıkılan gezilerde, devlete fazla yük olmamak için kendisinin ve ekibinin masraflarını karşıladığını belirten Musa Öztürk, “Geziye giderken Özal, ‘Devlet bize harcırah veriyor, ben 50 dolar veriyorum, siz de 10’ar dolar verin’ derdi. Hepimiz 10’ar dolar verirdik. Peynir, sucuk, çay gibi yiyecek ve içecekleri cebimizden alırdık” ifadelerini kullandı... [caption id="attachment_5952996" align="alignnone" width="1200"] Musa Öztürk, hayatının büyük bir bölümünü Turgut Özal’la geçirdi.[/caption] Öztürk, basına karşı Özal’ın hep hoşgörülü olduğunu söyledi:

Karikatürlere kızmaz, gülerdi

Hakkında çok ağır karikatürler olmasına rağmen Turgut Özal’ın bunları hoşgörü ile karşıladığını ve basına hep yakın davrandığını dile getiren Musa Öztürk, “Başbakanlık Konutu ile ofis arasında 10-12 metrelik bir üst tünel geçit yaptırmıştık. Ankara’da kış sert yaşandığı için buzda kayma olmasın diye. Bu tünele, kendisi hakkında çıkan karikatürleri çerçeveletip astırmıştı. Sabah işe giderken bu karikatürlere bakanlar, gülümseyerek gelirdi. Özal sadece namaz kılarken ve yemek yerken fotoğraf çekilmesine kızardı. Kendisi hakkındaki ekonomik ve siyasi eleştirilere değil ama ailesiyle ilgili yapılan eleştirilere çok üzülürdü” dedi. [caption id="attachment_5952997" align="alignnone" width="1200"] Öztürk, Sözcü HaftaSonu ekibinden Mehmet Serbes’i, Adana Kozan’daki çiftlik evinde ağırladı.[/caption]

Hayallerim gerçek oldu

Günlerinin büyük bölümünü Çukurören Köyü’nde yer alan 120 dönümlük narenciye bahçesine yaptığı çiftlik evinde geçiren Öztürk, şunları söyledi: “40 yıllık birikimimi buraya, toprağıma gömdüm. Emekli olduktan sonra burada böyle yaşamaya karar vermiştim. Hayallerim gerçek oldu. Bazı arkadaşlarım ‘Yazlığı aldım, çocukları evlendirdim, Kuşadası’ndayım, Didim’deyim’ diyor. Peki buralar, ata yurtları ne olacak. Gelecek kuşaklar bu işleri nasıl öğrenip devam ettirecekler.”

Gelecek nesillere toprağı anlatmalıyız

Torunları için “Benim en iyi arkadaşlarımdır” diyen Öztürk, “Onlara ağaç ve sebze çeşitlerini anlatıyorum. Biz gelecek nesle bunları öğretmezsek toprağı kim ekip biçecek” şeklinde konuştu.