Çocuklarda yeme ve beslenme bozuklukları sindirim sorunu problemleri, bazı sistemik ya da otoümmin hastalıklar nedeniyle ortaya çıkabildiği gibi, genellikle psikolojik sorunlara dayanıyor. Çocukların sağlıklı olarak büyüyebilmesi için yeme ve beslenme bozukluğuna karşı önlem alınmalıdır. Şimdi, çocuklarda beslenme bozukluğu nasıl anlaşılır? Gelin hep birlikte bir göz atalım. ÇOCUKLARDA BESLENME BOZUKLUĞU Yeme ve beslenme bozukluğu ile ilgili ilk akla gelen gençler veya genç yetişkinlerdir, ancak bu durum küçük çocukları da etkileyebilir. 12 yaşın altındaki genç kız ve erkek çocuklarda yeme bozukluğu oranları son yıllarda artmaktadır, bu nedenle ebeveynlerin ve uzmanların bu bozuklukların belirtilerini tanıması ve anlaması önemlidir. Fiziksel büyüme çocukluğun çok önemli bir bileşenidir ve yeme bozuklukları çocuğun vücudunda önemli hasara neden olabilir. Yeme ve beslenme bozukluklarına neyin neden olduğu tam olarak anlaşılamamıştır, ancak hangi risk faktörlerinin bu duruma etken olduğu tahmin edilebilmektedir. Yeme bozuklukları kalıtsal olabilir. Bu nedenle bozukluğu olan çocuğun ebeveyninin, kardeşinin veya başka bir akrabasının yeme bozukluğu varsa, yeme ve beslenme bozukluğu olmayan bir çocuğa göre 7-12 kat daha fazla olabilir. Kronik hastalık teşhisi konan çocuklar, özellikle insüline bağımlı diyabetes mellitus teşhisi konan çocuklar da daha yüksek risk altındadır. Ayrıca, depresyon, kaygı ve diğer akıl hastalıkları ile mücadele eden çocuklar da risk altında olabilir. Çocuklarda görülen beslenme ve yeme bozuklukları DSM-4 tanı dizgesine göre 3’e ayrılır.
Foto: shutterstock
Bunlar: 1. Pika Gıda niteliği taşımayan ve tüketilmemesi gereken maddeleri yeme alışkanlığı olarak adlandırılan pika genellikle 12-24 ay arasında başlar. Kağıt, saç, kum, toprak gibi maddeleri yemek, bebeklerde ve çocuklarda sindirim sistemi sorunlarına, kusmaya ve enfeksiyonlara neden olabilir. 2. Ruminasyon bozukluğu Gıdaların tüketildikten sonra yemek borusundan geri gelerek tekrar ağızda çiğnenerek yutulması olarak tanımlanan ruminasyon bozukluğu, genellikle ek besinlere geçiş sürecinde ortaya çıkar. Ruminasyon bozukluğu mide ile ilgili sorunlara, susuzluğa ya da gelişim geriliğine neden olabilir. 3. Beslenme bozukluğu En az 4 hafta boyunca, gözle görülür kilo kaybı ya da kilo alımının durmasına eşlik eden huzursuzluk, içe kapanma ve ilgisizlik gibi davranışlar çocuklarda beslenme bozukluğuna işaret eder. Beslenme bozukluğunun uzun süre tedavi edilememesi gelişim geriliğine, sosyal uyum sorunlarına ve fiziksel problemlere neden olabilir. DSM-4’te yer almayıp psikolojik nedenlerden veya yanlış ana-baba tutumlarının sonucunda oluşan rahatsızlıklarda vardır. Bunlar: Post-Travmatik Yeme Bozukluğu Ağzı hedef alan bir travmanın ardından veya tıbbi girişim sonrasında ortaya çıkar. Büyük çocuklarda yeme bozukluğuna, yemekle ilgili yoğun kaygı, boğulma ve tıkanma korkusu, boğulma ve ölüme ilişkin kâbuslar ve panik duyguları eşlik etmektedir. Ailede benzer tepkilerin varlığı, çocukta anksiyeteye eğilim olması, geçmişte yaşanmış sorunlar hastalığın ciddiyetini ve seyrini etkiler. Yemeye yönelik korkunun duyarsızlaştırılması için terapiye almak, yeme davranışında değişiklikler planlamak, ayrıca oyun tedavisi, aile tedavisi kullanılır. Dirençli olgularda kilo kaybı ve gelişme geriliği başlarsa ilaç tedavisi kullanılır. Annede yaygın anksiyete bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk gibi bebeğine kötü bir şey olacağı, tıkanacağı korkularının olması uygun gelişim seviyesine paralel beslenme şekline geçişi engelliyecektir. Katı gıda alımı, kaşık-çatal kullanımı, yemeğe dokunma elleme engellenmeye çalışabilir. Çocuk kadar annenin de tedavi konusunda ele alınması gerekecektir.
Foto: shutterstock
Aşırı Beslenme Bebeği gereğinden çok ve bebeğin isteği dışında zorla yedirme şeklinde görülür. Nadirde olsa kliniklere, çocuk çok kustuğu ya da anne çocuk ilişkisi bozulduğu için başvurulur. Burada anne bebeğin her ağlamasını açlığa yormakta ve çocuğunu yeterince büyütüp büyütemediği ile ilgili kaygılar yaşamaktadır. Her soruna yaklaşımı beslemek şeklindedir. Bebek Anoreksiya Nervozası Yiyecek reddi, aşırı seçicilik gözlenir. 6 ay ile 2 yaş arası ortaya çıkar. Bebeğin isteklerine annenin tutarsız ve uygunsuz yanıtlarının bebekteki ayırt ediciliği ketlediği, ilişkilerinde ikili çatışmaların gözlendiği, karşılıklılığın az olduğu, duygusal yoksunluk yaşandığı ve negatif duygulanımın yoğun olduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Seçici Gıda Reddi Bebek belirgin şekilde ve sürekli bazı besinleri almayı reddeder. Sık rastlanan bir durumdur. Anoreksia nervoza gelişimi için risk faktörüdür. Davranışçı yöntem kullanılır. Kolik Beslenme bozukluğu olmasa da açlık ve beslenme ile ilişkilidir. Doğumu izleyen 2. 3. haftadan itibaren bebek sıklıkla ve ısrarla ağlar. Bağırsak kramplarından acı çeker gibidir. Bacaklarını karnına doğru çeker, kıvranır, sürekli ağlar. Anne çocuğun aç olduğunu düşünerek yeniden beslemeye başlar. Kolik tekrarlar, anne-çocuk bir kısır döngü içine girer. Anne gerginleştikçe bebek ağlar, bebek ağladıkça anne daha fazla gerilir. Anne-bebek ilişkisindeki gerilim, belirsizlik, ikircikli duyguların tabloyu arttırıcı ve uzatıcı etkisi vardır. Bebek obezitesi Bebeğin aşırı kilolu olması yani beklenen normal kilo değerinin % 20 üstüne çıkmasıdır. Genetik yapı ile ilişki kurulsa da daha çok kalori alımı ile ilgilidir. Annenin bebeğin beslenmesine ilişkin kaygıları, bebekten gelen her uyaranın açlık olarak algılanması, çocuğun kilosu normalken bebeğin vücudunu bozuk beden algılaması olarak zayıf görme bozuklukları ile ilişkilidir. ÇOCUKLARDA BESLENME BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ - Anemi - Kilo kaybı, kas kitlesinde azalma ve güçsüzlük - Kuru, pul pul olmuş deri - Ödem - Doğal rengini kaybetmiş saçlar - Kırılgan ve şekli bozuk (kaşık tırnak) tırnaklar - Kronik ishal - Yara iyileşmesinde yavaşlama - Kemik ve eklem ağrısı - Büyüme geriliği (çocuklarda) - Zihin bulanıklığı ve huzursuzluk gibi zihinsel değişiklikler - Guatr Besleyici maddelerin eksikliğinden doğan bazı karakteristik hastalık belirtileri vardır. Örneğin; B12 vitamini eksikliği el ve ayaklarda (sinir hasarına bağlı) karıncalanma, uyuşma ve yanma hissine yol açabilmektedir. A vitamini eksikliği ise gece körlüğü, ışığa karşı aşırı duyarlılığa; D vitamini eksikliği de kemik ağrısı ve şekil bozukluklarına neden olabilmektedir. Hasta belirtilerinin şiddet derecesi eksikliğin yoğunluk ve süresine bağlıdır. Kemik ve sinirlerde oluşan bazı değişiklikler geri dönüşsüz olabilir.