Dürtü kontrol bozuklukları genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkar. Erkekler dürtü kontrol bozukluğuna kızlara göre daha yatkındır. Genetik eğilim, kronik uyuşturucu ve alkol kullanımı, travma, istismar, şiddete ve saldırganlığa maruz kalma gibi faktörler tetikleyicidir. Peki, çocuklarda dürtü kontrol bozukluğu nedir? Tanı kriterleri nelerdir? Bilinmesi gerekenleri haberimizde sizler için derledik…. DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUĞU NEDİR? Dürtü her bireyi eyleme geçiren bir hareket olsa da bunu kontrol edememek, kendine engel olamama noktasına gelmek dürtü kontrol bozukluğu olarak nitelendirilir. Dürtü kontrol bozukluğu olan bir kişi, başkalarının haklarını ihlal edebilecek veya toplumsal normlarla çatışma yaratabilecek bir şey yapmak için ani ve güçlü bir dürtüye karşı koyamaz. Bu dürtüsel davranışlar tekrar tekrar, hızlı bir şekilde ve bu davranışın sonuçları dikkate alınmadan ortaya çıkabilir. Başlıca dürtü kontrol bozuklukları şunlardır: Aralıklı patlayıcı bozukluk Kişilere yönelik ciddi saldırılar ya da mülke zarar vermeyle sonuçlanan agresif dürtülerin denetim güçlüğü ile karakterizedir. Saldırganlık davranışı herhangi bir stres faktörü ile açıklanamayacak kadar büyüktür. Ataklar (epizotlar) dakikalar yada saatler sürebilir ancak sonrasında genellikle pişmanlık duygusu yada kişinin kendini suçlaması izler. Ataklar arasında genelleşmiş dürtüsellik yada saldırganlık işaretleri yoktur. Erkeklerde kadınlardan daha sık görülür. Kleptomani (Çalma hastalığı) Gerekli olmayan şeylerin dürtüsel ve gereksiz olarak çalınması kleptomaniyi karakterize eder. Kleptomanisi olan kişilerin genellikle çaldıkları malı alacak paraları olmasına rağmen çalmaktadırlar. Kleptomanide de eylemden önce artan şiddetli bir gerilim, çalma davranışı sırasında yoğun bir hoşnutluk, heyecan yada haz duygusu, çalma davranışı sonrasında ise yoğun bir pişmanlık yada suçluluk duygusu sık görülür. Çocuklarda sadece kleptomani görülmesi nadir olmakla beraber daha çok diğer psikiyatrik rahatsızlıklar ile birlikte görülmesi sıktır.
Foto: shutterstock
Piromani (Kasıtlı yangın çıkarma hastalığı) Genelde ebeveynin olmadığı zamanlar olmak üzere çocuk olur olmaz ateş yakıp yangın çıkarmaktan kendini alamaz. Bu durum normal gelişim esnasında görülen çocukların ateşe olan ilgisinden çok şiddetli derecededir. Ateşe vermeden önce affektif uyarılma, ateş ve itfayecilik ile ilgili eşyalara hayranlık duyma, ilgilenme ve merak duyma sık görülür. Ateş yakmak, yada sonrasında yanma eylemine tanıklık etmekten haz duyma, zevk alma ve rahatlama ile karakterizedir. Erkeklerde kadınlara oranla çok daha sıktır. Patolojik Kumar Oynama Bu durum genelde başka psikiyatrik rahatsızlıklarla beraber görülmekle beraber, sadece kumar oynamaktan kendini alamama şeklinde ise bu tür bir dürtü kontrol bozukluğundan bahsedebilriz. Tekrarlayıcı ve ısrarcı bir şekilde maladaftif tarzda kumar oynama davranışı ile karakterizedir ve davranım bozukluğunun eşlik ettiği şekliyle çocuklarda daha çok görülür. Trikotillomani (Saç yolma hastalığı) Fark edilir saç kaybı ile sonuçlanacak derecede tekrarlayıcı olarak çekilerek saç koparma davranışlarının varlığı ile karakterizedir. Saç çekmeden önce artan gerilim hissi, saç koparma sırasında yaşanan haz, doyum ve rahatlama duygusu bu hastalığın diğer özellikleridir. Kadınlarda daha sık görülmektedir. Anne ve çocuk arasındaki ilişki bozuklukları, yalnız kalma korkusu, yakın zamanda yaşanmış bir kayıp öyküsü sıklıkla duruma eşlik eden kritik etmenlerdir. Sıklıkla saç yolma olsa da kaşlar, kirpikler, sakal ya da genital bölge kılları en çok yolunanlardır. Dürtü kontrol bozukluklarının tedavisi genelde içgörü kazandırmaya yönelik psikoterapi şeklinde uygulanabilir. Bu durumun şiddetine göre gerekirse ilaç tedavisi yapılmalıdır. Eşlik eden psikiyatrik bir durumun tedavisi önemlidir. Aynı zamanda okul ile işbirliği önemlidir. Anne babalara yapılacak danışmanlık ile çocukların bu durumdan kurtulmaları kolaylaşmaktadır. DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUĞU TANI KRİTERLERİ - Kendileri yada başkaları için zarar verici bazı eylemleri yapmak konusundaki dürtü ya da tahriklere direnemezler. - Eylemi gerçekleştirmeden önce giderek artan bir gerilim yada uyarılma duygusu hissederler. - Eylemi uygularken zevk, memnuniyet yada rahatlama hissederler. - Eylemden hemen sonra gerçek pişmanlık, kendini kınama yada suçluluk duyabilirler. Psikodinamik, biyolojik ve psikososyal etkenler bu hastalıkların etyolojisinde rol oynamaktadır. Bazı hastalarda anormal EEG sonuçları karışık serebral dominansi veya silik nörolojik bulgular dikkati çekebilmektedir. Alkol kullanımı bu kişilerin dürtü denetimini daha da güçleştirmektedir.