Özellikle yaz aylarında çocukların eğlenmek ve serinlemek için çokça kullandığı havuzlar, ciddi tehlikeler barındırıyor. Bunlardan biri boğulma diğeri ise daha sinsi olarak ortaya çıkan ikincil boğulma... Peki bu ikincil boğulma nedir, belirtileri nelerdir ve anne babalar bu durumda neler yapmalı? sozcu.com.tr okuyucularına önemli uyarılarda bulunan Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Ahmet Akgül, "Çocuğunuz boğulma tehlikesini atlatsa bile, her şey yoluna girdi zannetmeyin" diyor. ABD'de yaşanan bir olayda, havuzdan çıkan küçük bir kız çocuğunun garip davranmaya başlamasıyla dikkat çekici bir durum yaşanıyor. Küçük kız havuzda boğulma tehlikesi yaşıyor ve kurtarılan kızda daha sonra fiziksel ve mental değişiklikler gözlemleyen aile, çocuklarını derhal acile götürüyor. İşte tam da bu noktada ikincil boğulma tehlikesinin ortaya çıktığını belirten Akgül, yetişkinleri de ilgilendiren tehlike ile ilgili önemli bilgiler paylaştı. Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Ahmet Akgül, "Çocuğunuz boğulma tehlikesini atlatsa bile, her şey yoluna girdi zannetmeyin" diyor. ABD Missouri’de yaşayan ailenin küçük kızı Lizzie havuza düştü. Küçük kız 13 yaşındaki abisi Sam tarafından kurtarıldı... Sam, KFVS-TV’ye, “Suratı kaskatı kesilmişti. Dudakları mavileşmişti. Gözleri yerinden fırlayacak gibiydi. Ağzından su çıkarıyordu. Ne olduğunu anlayamadım. Kalp masajı yaptım. Gerçekten çok korktum” açıklamasını yaptı. Olayla ilgili konuşan anne “Halası ‘Uyumasına izin verme’ dedi. Bense, ‘Neden?’ diye sordum ve bana ‘Çünkü uyursa bir daha uyanamaz dedi..." ve ekledi "Çok korkutucu bir durumdu.” Yaşanan bu olay, çoğu kişinin bilmediği bir tehlikeye karşı bizi uyardı. Akgül, olayın önemini şöyle anlatıyor: EĞİTİMLİ AİLELER BİLE YETERLİ BİLGİYE SAHİP DEĞİL Kendi branşımız olan Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü, kanın ve özellikle oksijenli kanın vücutta dolaşımı için tüm sistemlere hakim olunmasını gerektirir ki bu işin başında da akciğerler gelir. Bu haberi etrafımdakilere gösterince birçok “eğitimli” ailelerin bile ikinci boğulma veya diğer isimleriyle boğulayazma, sessiz, kuru boğulma (near drowning" and "secondary drowning) hakkında bir şey duymadıklarını gördüm. Biraz açıklayınca özellikle anneler telefonlarına sarıldılar ve evdekilere “bugün çocuğu havuza gönderme” dediler. Böyle bir tepki ve paniğe gerek yok tabi, amacımız konuyu açıklamak ve ailelerin özellikle çocukların başına gelen bu “ikinci boğulma” konusu hakkında bilgilendirmektir: BOĞULMA NEDİR? İKİNCİL BOĞULMA NEDİR? Boğulma, su veya başka sıvı içinde kalmaya bağlı solunum bozulması ve buna bağlı hayat kaybına kadar gidebilen bir süreçtir. Boğulma, su veya başka sıvı içinde kalmaya bağlı solunum bozulması ve buna bağlı hayat kaybına kadar gidebilen bir süreçtir. İkincil boğulmada ise su altında boğulma tehlikesi geçiren kişinin bu süreci atlatmasından sonra ortaya çıkan sorunları kapsar. Yani havuzda boğulma tehlikesini “atlatan” bir çocuğun, normal bir şekilde hayatını sürdürürken sinsi gelişen bir durumdur. Boğulma 15 yaş altı ölümlerin en sık nedenlerindendir. Özellikle gelişmekte olan toplumlarda yaz aylarında görülür. Pratik olarak anlatırsak, çocuk havuza atlar, suyun yüzeyine çıkıp nefes alamaz ise ve su içinde belirli sürenin üzerinde kalırsa, kanda karbondioksit seviyesi artar, oksijen seviyesi düşer ve bu durumda nefes borusuna “hava yolunu aç” emri gelir. Halbuki çocuk su yutmasın yani suyun akciğerlerine gitmesin diye nefes borusu kapıları kapatmıştı ama kanda oksijen seviyesi belirli bir seviyenin altına düşünce, refleks olarak gelen emirle nefes borusu kapıları açılır. Su akciğerlere dolar. Su akciğerlere girince oksijenin kana geçme şansı biter ve kandaki oksijen hızla düşer, bilinç kaybolur ve kalp durur. Buraya kadarki durum bildiğimiz boğulma olaylarında görülür ve hemen kişi tedaviye alınıp hastaneye götürülür. İkincil boğulma çok sinsi bir durumdur İkincil boğulmada ise durum bu kadar “kötü” değildir, bir miktar su yutulmuştur, kişi hemen havuzdan çıkarılmış, öksürtülmüş ve çeşitli manevralar ile bilen-bilmeyen kişilerce destek olunmuştur. Sonra biraz dinlenince her şey “düzelmiş” görülür ve aile “verilmiş sadakamız varmış” diyerek eve gider. İşte sorunlar bundan sonra başlar. Çünkü çocuk su içinde o kısa sürede su yutmuş ve bu su akciğerlerde toplanmıştır. Kan oksijen seviyesinde bir miktar azalma olmuş çocuğun dudaklarında hafif morarmalar başlamıştır ama ailesi fark etmeyebilir. “Çocuk havuzda üşüdü” denir ve geçilir. 6-12 saat içinde vücut kimyası değişir ve asidoz denen tablo gelişir. Yani çocukta beyin fonksiyonlarında farklılaşma olur. Kasılmalar, nöbetler, bilinç bulanıklıkları, uykuya eğilim gelişir. İşte tam bu noktada aile “çocuk bugün havuzda çok yoruldu, bizi de panik yaptı, uyusun da dinlensin, biz de bir huzura kavuşalım” derse, çocuk için çok riskli bir döneme girilir. Çünkü “farkedilebilecek” izler uykuda çok belli olmaz ve çocuk büyük bir oranda bir daha uyanmayabilir. cocuk-acil Bu tablo çok ürkütücüdür, bu bilgiler panik yapılması için değil, bilinçli olunması içindir. Çocuğunuzun su ile her temasında ister küvet, ister havuz, ister deniz olsun, ailelerin gözü bir an için bile başka yerde olmamalıdır. Eğer boğulma tehlikesi geçirdiği anlaşılırsa mutlaka acil servislere gidilmelidir. Yani “boğulma tehlikesi geçirdi ama atlattı çok şükür” denmemelidir. Diyelim ki böyle oldu fakat siz konudan habersizsiniz çocuğunuzun dudaklarında morarma, bilinç kaybı veya bulanıklığı, kasılmalar görürseniz derhal acil servise gitmelisiniz. Bu durum çocuğun şu veya bu şekilde kanında oksijen düştüğü ve asidoz tablosu gelişmekte olduğunu gösterir ki artık alarm seviyesi kırmızı hatta kırmızı üstüdür.