Ergenlik dönemi fiziksel olarak hızlı büyüme ve ikincil seksüel gelişimin olduğu insan hayatında özel bir dönemdir. Metabolizma ve gelişim hızı yüksek olduğundan bu dönemde önemli sağlık sorunları oluşabilir. Büyüme ile ilgili boy kısalığı, büyüme hızının az olması, aşırı uzun boyluluk, beslenme bozuklukları, zayıflık, şişmanlık gibi; ergenlik gelişiminin kendisi ile ilgili olarak erken ergenlik, geç ergenlik, tempolu ergenlik, ergen erkeklerde göğüs büyümesi yani jinekomasti, kızlarda adet düzensizliği, az ya da çok kanama, kıllanma, amenore gibi sorunlar olabilir. Bunlara ek olarak guatr, hipotiroidi, diyabet gibi sistemik hastalıklar, duruş pozisyonunda bozukluklar, skolyoz, kifoz gibi iskelet sistemi ile ilgili rahatsızlıklar da sık oluşur. Vücut için çok tempolu olan ergenlik döneminde önemli sağlık sorunları oluşabileceğinden dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekir. EN ÖNEMLİ YAŞLAR ergen-1 Ergenlik dönemi yaş aralığı genel olarak 10-20 yaş arasındadır. Ergenlik dönemi kişiden kişiye değişiklik gösterse de fiziksel ve psikolojik açıdan oldukça zor bir süreçtir. Bu gelişme sürecinde takip edilmesi gereken belirli kriterler bulunur. Ergenlik döneminde bireyin boyunda, kilosunda hızlı bir artış olur, vücut şekli değişir. Cinsel organında gelişme, kıllanma, erkeklerde ses kalınlaşması, kızlarda meme gelişimi ile ikincil cinsiyet özellikleri gelişerek fertil erişkin özelliklerine değişim olur. Tüm bu önemli değişiklikleri ergenlikte artarak bir yetişkinin sahip olması gereken seviyeye ulaşan HORMONAL etkiler kontrol eder. Örneğin ergenlik dönemindeki boy ve kilodaki hızlı artış tiroid hormonları + büyüme hormonu + androjenlerin veya östrojenlerin eşzamanlı olarak salgılanmasıyla görülebilir. Kızlarda fiziksel gelişim yaklaşık 4 yıl içinde tamamlanırken erkeklerde yaklaşık 6 yıl içinde tamamlanır. Ergenlikte her çocuğun bireysel gelişimi farklıdır. Bu nedenle her ergenin endokrin uzmanı tarafından en az bir kez gelişiminin yaşı ile uyumlu olup olmadığı açısından değerlendirilmesi ve gerekirse izlenmesi gereklidir. NELERE DİKKAT ETMELİ? Ergenlik süreci bireyin boyu, kilosu, vücut kompozisyonu, cinsel gelişim ve olgunlaşması, dolaşım sistemi, solunum sistemi ve diğer sistemlerde belirgin fizyolojik değişiklikler içerir. Ergenlik dönemi tabiri caizse hormonların patladığı ve hormonların yönettiği bir dönemdir. Bu süre zarfında adrenal bezlerde adrenarche, cinsel bezlerde (yumurtalık-testis) gonadarche olarak bilinen süreçler tamamlanır. Kızlarda göğüs ve kalça gelişimi, erkeklerde sakal, bıyık, vücut kıllarının gelişimi, ses kalınlaşması olur. Her iki cinsiyette de pubik kıllanma, koltuk altı kılı ve ter bezlerinin gelişimi görülür. Testisler esas olarak testosteron salgılar ve yumurtalıklar östrojen salgılar. Bu hormonların üretimi, cinsel olgunluğa ulaşılıncaya kadar kademeli olarak artar. Kızlarda menstruasyon dönemi 12-13 yaşlarında, erkeklerde ilk boşalma yaklaşık 13-14 yaşlarında başlar. Erkeklerde yüz kılları ortalama 14 yaşlarında çıkmaya başlar. Bu gelişimlerin erken ya da geç olması, az ya da çok olması hormonal problemlerle ilişkilidir. Hormonlar tarafından oluşturulan bu önemli gelişmelerin ergenin yaşı ile uyumlu olup olmadığının endokrin uzmanı tarafından irdelenmesi önemlidir. ERKEN ERGENLİĞİN ZARARLARI NELER? Prof. Dr. Nesibe Andıran; ergenlik dönemi her çocukta farklı olsa da kızlarda 8, erkeklerde 9 yaşından önce ergenlik belirtilerinin başlaması erken ergenliktir. Çoğunlukla kızlarda meme gelişimi, erkeklerde ise testis hacminin artması ilk bulgudur. Kızlarda daha sık gördüğümüz erken ergenlik tedavi edilmez ise kız çocuğunun erken adet görmesine, boyunun kısa kalmasına ve ciddi psikososyal problemlere neden olur. Toplu/şişman kızlarda meme gelişimi yağ dokusu nedeni ile tam anlaşılamayabilir. Yine zamanında başlayan bir ergenliğin ilerleme hızı(temposu) da önemlidir. Çok hızlı gidip, erken dönemde ergenlik tamamlanabilir ki bu da boy kaybı ve psikolojik problemler oluşturur. Mümkünse ergenlik başlamadan ya da en azından hemen başında her çocuk endokrin uzmanı tarafından değerlendirilmeli ve gerekirse izlenmelidir. Bu olmadı ise yine ergenliğin herhangi bir anında gelişiminin yaşına uygunluğu açısından her ergen endokrin uzmanı tarafından en az bir kez görülmelidir. Böylece geç kalınmışlıklar, tedavi şansı ve faydasının kaybedilmesi önlenmiş olur. [old_news_related_template title="Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Uyuşturucu kullanan çocuk aşık olmuş insan gibidir" desc="Son günlerde gündemi en çok meşgul eden sorunlardan biri uyuşturucu kullanan gençler. Çocuklar artık çok az parayla bu maddelere ulaşırken, uyuşturucu ile mücadele konusunda başta ailelere ve aslında hepimize çok iş düşüyor. Sokaklarda daha fazla bonzaiden bayılmış gençler, çocuklar görmemek için, geleceğimizin güvencesi gençlerimizi bu bataklıktan kurtarmak için neler yapmalıyız? Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan bağımlılıkla mücadelede ailelere önemli bilgiler verirken Yeşilay'ın bu konuda yetersiz kaldığını şu çarpıcı sözlerle aktardı: Yeşilay’a bu konu bırakılmışsa daha çok çocuk ölecek demektir." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/06/bonzai-3.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/prof-dr-nevzat-tarhan-uyusturucu-kullanan-cocuk-asik-olmus-insan-gibidir/"]