İstinye Üniversitesi'nin düzenlediği bir etkinliğe katılan Dr. Natasha Campbell McBride, GAPS -Bağırsak ve Psikoloji Sendromu konusunda bilgiler sundu. sozcu.com.tr'nin sorularını yanıtlayan Dr. Natasha Campbell McBride, oğluna uyguladığı tedavinin ayrıntıları hakkında detaylı bilgiler verdi. OĞLUNA 3 YAŞINDA OTİZM TEŞHİSİ KONULDU Dr. Natasha Campbell-McBride'ın ilk oğluna, 3 yaşında iken “otizm” teşhisi konuldu. Teşhis sonrası, oğlunun ishal olması ve sindirim sorunları yaşaması nedeniyle, oğlunun otizminin bağırsak kaynaklı olabileceğini düşünen McBride, anormal bağırsak florası (disbiyozis) ve hasarlı, geçirgen bağırsak (leaky gut syndrome) gibi sorunların, toksinlerin, ağır metallerin, katkı maddelerinin, iyi sindirilemeyen besinlerin, bağırsak duvarından kana ve kan yoluyla da beyne gitmesine; bunun da beynin toksinlenmesi yoluyla otizme neden olacağını öngörerek, oğlunun bağırsaklarını ve sindirim sistemini iyileştirmeye odaklandı. dr-natasha-campbell-mcbride-bulten 20. yüzyılın başlarında Dr. Sidney Valentine Haas tarafından ortaya atılan; çölyak hastalarını, ülseratif kolit hastalarını tedavi ettiği Spesifik Karbonhidrat Diyetini daha da geliştirerek oğlunun bağırsaklarını tedavi etti. 2000 yılında, Cambridge’de açtığı kliniğinde psikolojik/psikiyatrik hastalığı olan yüzlerce hastayı, otistik oğlunu iyileştirmek için geliştirdiği doğal tedavi yöntemiyle iyileştirdi. Aynı zamanda sindirim ve bağışıklık sistemi sorunları yaşayan yetişkinleri ve çocukları tedavi ederek bu alanda dünyanın önde gelen uzmanları arasına girdi. Zamanla, geliştirdiği bu doğal tedavi “GAPS Tedavisi”, psikolojik sendromlu hastaları da “GAPS Hastaları” olarak adlandırıldı.  2004 yılında, yazdığı ilk kitap olan 'GAPS Gut and Psychology Syndrome' (GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu) adlı tedavi kitabı yayınlandı. Bu kitabında; kliniğinde geliştirdiği ve kendi oğlu da dahil olmak üzere çok sayıda hastayı iyileştirdiği GAPS Doğal Beslenme Protokolünü, hem teorik alt yapısıyla hem de pratik uygulamasıyla anlattı. Bu kitapta anlatılan GAPS Tedavi protokolünü uygulayan Otizm, Öğrenme Güçlüğü, Dikkat Eksikliği Bozukluğu, Depresyon, hatta Şizofreni hastasının iyileştiği belirtiliyor. GAPS Beslenme Protokolü, bağırsak florasını iyileştirerek sindirim sistemini tekrar sağlıklı hale getirdiği için; sadece mental sorunları olan hastaları değil, aynı zamanda fizyolojik sorunları olan hastaları da iyileştirmektedir. 'GAPS Gut and Psychology Syndrome' (GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu) adlı tedavi kitabı, 17 dile çevrildi. Halen, dünyanın her yanından binlerce GAPS hastası (Otizm, Şizofreni, Epilepsi, Depresyon, Disleksi, Dispraksi, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite) bu kitaptaki tedavi adımlarını uygulayarak tamamen iyileşmeye devam ettiği vurgulanıyor. Dr.Campbell-McBride 2007 yılı sonunda, “Put You Heart In Your Mouth” (Kalbini Ağzına Koy) adlı ikinci kitabını yayınladı. GAPS TEDAVİSİ NEDİR? GAPS tedavisini özetle, hasta bir bağırsak yerine, yeniden sağlıklı bir bağırsak dokusu oluşturmak olarak tanımlayabiliriz.  Başka bir ifadeyle GAPS, toksin üreten, vücudu zehirleyen bir organa dönüşen hastalanmış bağırsak dokusunu, vücudu besleyen bir organa dönüştürmektir. Peki bu nasıl gerçekleştiriliyor? Bağırsakların iç yüzünü, adete bir halı gibi kaplayan ve dengesi bozulan bağırsak florasının yeniden dengeye kavuşturulmasıyla… Yani bağırsaktaki faydalı mikroorganizmaların sayısını, hastalık yapıcı mikro organizmaların sayısından daha fazla seviyeye ulaştırmak gerekiyor. Diğer çok önemli bir konu da; sızdıran bağırsak sendromu adı verilen hastalığa yol açan, bağırsak duvarındaki deliklerin kapatılması, hasar görmüş duvarın tamiridir. BAĞIRSAK SORUNLARI HANGİ ZİHİNSEL SORUNLARI TETİKLİYOR? Hastalanmış bağırsaklar, yani florası bozulmuş ve/veya delikli bir bağırsak dokusu; her çeşit toksinin, ağır metallerin, sindirilmemiş besinlerin, kimyasal ve endüstriyel katkı maddelerinin, bağırsak etrafını saran kan damarlarına geçmesine izin verir. Bu toksinlerin beyin bariyerini geçip beyne gitmesi ve beyni toksinlemesi sonucunda, çeşitli nörolojik ve psikiyatrik hastalıklara sebep olur. Otizm başta olmak üzere; epilepsi, şizofreni, psikoz, bipolar bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk, depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar yanında; hiperaktivite, dikkat eksikliği, disleksi, dispraksi gibi çocukluk hastalıklarına sebep olur. agri-shutter ÇÖLYAK HASTALIĞINDAN ASTIMA... Sağlıklı bir insan vücudunda belli bir mikrop dengesi vardır. Antibiyotikler, işlenmiş gıdalar, rafine edilmiş gıdalar, kimyasal ilaçlar, gıdalardaki katkı maddeleri, stres, bağırsak duvarında yaşayan mikrop dengesini bozar.  Bu bozulmanın sonucunda kan dolaşımı sistemine binlerce toksin girer. Bu toksinler beyne gittiği zaman psikiyatrik hastalıklar, vücuttaki diğer organlara gittiği zaman fizyolojik hastalıklara ve otoimmünsistem hastalıklarına sebep olur.  Çölyak, ülseratif kolit, ülser dahil bütün sindirim sistemi hastalıkları; alerjiler, astım, diyabet, MS, ALS, romataid artrit, nöropati, fibromiyalji, haşimato tiroiti gibi hastalıklar bağırsak kaynaklı hastalıklardır. 2025 YILINDA HER İKİ ÇOCUKTAN BİRİ OTİZMLİ OLACAK! Dünyanın kirlenmesine, antibiyotik kullanımına ve yanlış beslenmeye bağlı olarak; yukarıda söz konusu edilen bütün hastalıkların oranı her geçen gün artmaktadır. Örneğin, Otizmin hızlı yükseliş trendine bağlı olarak, 2025 yılında her iki çocuktan birinin otizmli olacağını söyleyebiliriz. NE YEMELİ? GAPS Tedavi protokolünün üç temel ayağı vardır: GAPS beslenmesi, besin takviyeleri ve detoksifikasyon, yani vücudu toksinlerden arındırma. Tedavinin en önemli ayağı beslenmedir. Ne yediğiniz çok önemli. Sindirim sistemimiz uzun bir tünel gibi. Oraya ne verirseniz, karşılığını alıyorsunuz. O yüzden gıda bizim en önemli ilacımız aslında. Neler vardır mesela? Fermente sebze, yoğurt, peynir, kefir gibi mayalanmış ürünler; bağırsaklara ihtiyacı olan faydalı mikroorganizmaları sağladığı için son derece önemli. Taze et, balık, yumurta, sakatatlar, et suları, et suyuna çorbalar; bağırsak duvarını tedavi ettiği ve vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besinleri sağladığı için çok önemli. Bunların hepsi beslenme protokolünün olmazsa olmazlarından. "OĞLUM TAMAMEN İYİLEŞTİ" 3 yaşında otizm tanısı konulan oğlum, sonradan GAPS Beslenme protokolü adını alan, özel bir beslenme ile tamamen iyileşti. Şu anda 25 yaşında olan oğlum üniversiteyi bitirdi, çalışma hayatına girdi ve sağlıklı ve normal bir hayat sürüyor. Bu da bana otizmin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu gösterdi. Kliniğimde otistik çocukları olan ailelerle çalışıyoruz. Bugün binlerce çocuk otizm tedavisi alıp, iyileşmiş durumda. UZMANINDAN DESTEK ALIN Evet kitabımda anlatılan GAPS Tedavi protokolünü okuyup, çok iyi anlayıp uygulayarak iyileşen; dünyanın her yerinden binlerce kişi var. GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu kitabım 18 dile çevrildi. Şu anda 5 dile daha çevrilmekte. Ben bu kitabı hastalar için yazdım. Ama dünya genelinde, GAPS Tedavi protokolünün danışmanlığını yapan ve benim yetiştirdiğim 2000 civarında sağlık profesyonelleri var. Bunlardan 354 tanesi sizin ülkenizde; Türkiye'de. Bu uzmanlardan yardım alarak ilerlemek çok daha güvenilir bir yoldur. "GELENEKSEL TÜRK MUTFAĞINA DÖNMELİ" Mümkün olduğu kadar doğal ve organik beslenmeye önem vermeli; işlenmiş gıdalardan ve market ürünlerinden uzak durulmalı. Rafine bitkisel yağları tamamen hayatlarımızdan çıkarmalıyız. Hayvansal yağ ve soğuk sıkım bitkisel yağlara yer vermeliyiz. Fermente edilmiş; yani yoğurt, kefir, peynir, turşu gibi mayalanmış gıdalara her öğün tüketilmeli. En önemlisi de şekeri hayatımızdan tamamen çıkarmalıyız. kefir Vücudumuz, kendi kendini iyileştirme mekanizmasına sahip. Vücudun aslında bir doktora, ilaca, diyete de ihtiyacı yok. Vücut kendi kendini aslında iyileştiriyor yeter ki o mekanizma için doğru aracı verin. İşte o da beslenmedir. Mesela, eski geleneksel Türk mutfağına baktığımızda, tüm sağlıklı yemekleri, tarifleri buluyoruz. Eski tarifleri bulup, onları canlandırmamız lazım. Çünkü eskiden insanlar gayet sağlıklı yaşıyordu. Tekrar o tariflere dönebilirsek bunu yine yapabiliriz. OTİZM BELİRTİLERİNE DİKKAT! Otizm, anne sütünden veya sütten kesilip katı yiyeceklere geçildiği zaman kendini belli eder. Yeni çocuğu olan ailelere özellikle vurgulamak istiyorum: Çocuklarınızda tuhaf davranışlar gözlemliyorsanız; başkalarıyla göz teması kurmuyorlarsa; ismi söylendiğinde bakmıyorsa; söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa; parmağıyla istediği şeyi göstermiyorsa; oyuncaklarla oynamayı öğrenemiyorsa; akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa; bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa ya da farklı iletişim bozukluğu gözlemliyorsanız,  zaman kaybetmemek gerekiyor… Bu durumun ne olduğunun bilinmesi ve teşhis konulması için çeşitli tetkiklerin peşinde gereksiz zaman kaybediliyor. Böylece çocuklar için en değerli zamanlar harcamış oluyor. Oysa çocuklarındaki bu tür anormal durumları fark ettikleri anda, çocuklarının bağırsaklarını iyileştirmek için zaman vermiş olurlarsa, tetkiklerle kaybettikleri bu süre içinde çocuklarının otizmini iyileştirebilirler. Tüm hastalıklar sindirim sisteminde başlıyor. Ebeveynler, çocuklarının sağlıklı bir bağırsak florası geliştirmesi için, bebek doğduğu andan itibaren bu noktaya çok önem vermeliler. Öncelikle, çocuk yapmaya karar verildiği zaman; bireyler vücutlarını toksinlerden temizlemeli ve bağırsak floralarını düzenlemeliler. Normal doğum yapmaya, bebeklerini anne sütüyle beslemeye, fermente gıdaları, et, balık, yumurta ve hayvansal yağ tüketmeye önem vermeliler. [old_news_related_template title="Otizm nedir? Otizm spektrum bozukluğu (ASD) nedir?" desc="Otizm, günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluktur. Erkeklerde kadınlardan daha sık görüldüğü tespit edilen Otizm spektrum bozukluğu (ASD-autism spectrum disorders) nedir? İşte konuya ilişkin ayrıntılar..." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/04/iecrop/otizm-sozcu.com__16_9_1524727601.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/saglik/otizm-nedir-otizm-spektrum-bozuklugu-asd-nedir-2371988/"] [old_news_related_template title="Otizm belirtileri nelerdir? (2 Nisan Otizm Farkındalık Günü)" desc="Çocukları otizm tanısı almış ailelerin akıllarına ilk gelen ve onları en çok zorlayan soru şu oluyor; kendi başına bir yaşam sürebilecek mi? 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü ile ilgili bilgiler veren İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Prof. Dr. Barış Korkmaz, ailelere bu konuda önemli bir öneri sunuyor. Otizmin belirtileri ve tedavisinde gelinen noktayı aktaran Korkmaz, erken tanı için ilk 3 yaşın önemli olduğunu söyledi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/04/iecrop/shutterstock_1027260934_16_9_1522652265.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/saglik/otizm-belirtileri-nelerdir-2-nisan-otizm-farkindalik-gunu-2305679/"]