Sarıyer Belediyesi'nin içinde bulunan ve Down Sendromlu bireylerin çalıştığı Down Town Cafe'de İZEV'in Genel Sekreteri Merve Kılıç ve Proje Koordinatörü Hakan Kural ile buluştuk. Kılıç ve Kural'la Türkiye'nin yoğun siyasi gündemine rağmen oldukça ses getiren 'Hayvanlar ve Biz' projesini, projenin başarısını, Roger Waters'a ulaşarak Another Brick in the Wall parçasının haklarını alma yolundaki inançlarını ve bundan sonraki hedeflerini konuştuk. izev-sozcu 1989 yılında dernek olarak kurulup 1997 yılında vakıf olan İZEV'in Genel Sekreteri Merve Kılıç, gerçekleştirdikleri projelerin ortak olan bir özelliğin altını çiziyor "Onlara aktif olarak görevler veriyoruz, onları merkeze koyuyoruz ve ajitasyon yapmıyoruz". Vakfın çalışmaları, vizyonu ve üç etaplı projesinden ikincisi olan 'Hayvanlar ve Biz' projesini anlatan Kılıç, çektikleri kliple 10 milyon izlenme hedefi koyduklarını anlattı ve heyecanını paylaştı: "BİZ POZİTİF AYRIMCILIK İSTEMİYORUZ" İZEV olarak sergileri, müzeleri geziyoruz, etkinlikler düzenliyoruz ve onların hayatın her alanında olmalarını istiyoruz. Yaptığımız işlerde bizim en çok önem verdiğimiz şey, onlara aktif olacakları görevler vermek. Biz bir proje kurgulayıp da onları yanımıza dizmiyoruz, hepsini öne sürüyoruz. Onlar zaten algılıyorlar; neyi neden yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Biz onları yeterince tanımıyoruz bence, onlar hakkındaki algılarımız sınırlanmış durumda. İZEV olarak bizim işimiz bu sınırları kaldırmak. Duvarları yıkmak sözü de oradan çıktı zaten. 'Hayvanlar ve Biz' aslında 'Hayat ve Biz' çatısı altında toplanacak üç etaplı bir projenin ikincisi bölümü. Geçen sene ilk etap olan 'Sanat ve Biz' projesini gerçekleştirdik. Bu proje kapsamında 28 adet sergi düzenledik. Yaptığımız işlerin en farklı yanı, bu bireyler ilk defa kıyıda kenarda durup ellerine balon verilip öylece oturmadılar. Gerçekleştirdiğimiz her sergide onlar çalıştı; küratörlük, sosyal medya yönetimi, proje anlatıcısı hep onlar oldu. Milyonlarca kişiye ulaştık ve hiç ajitasyon yapmadık. Projelerde en çok önemsediğimiz noktalardan biri de bu oldu. Biz aşırı pozitif ayrımcılık talep etmiyoruz, yardım istemiyoruz, aidat parası ya da üyelik almıyoruz. Biz istiyoruz ki bir proje yapalım ve gençlerimiz o projenin bir yıldızı olsunlar, merkezde olsunlar, aktif olsunlar ve güçlü yanlarıyla projede yer alsınlar. Projenin tabi ki bir finansal kaynağa ihtiyacı olacaktı. Bu kaynağı da projenin kendisi üretsin istedik. İnsanlardan bağış istemeyelim, ürünlerimiz olsun ve insanlar bu ürünleri alarak bize destek olsunlar istedik. Gençlerimiz, 'Sanat ve Biz' projesinde dünyaca ünlü tablolara modellik yaptı. Onların bu tablolarını defterlere, kupalara koyduk ve ayrıca Nadir Metal'in desteği ile bir koleksiyon hazırladık. Çocuklarımızın yüzlerini, altın gibi çok değer verdiğimiz bir elementin yanına koyduk. Bence bu iş bir tokat gibi çarptı insanların yüzüne. Aynı zamanda gençlerimizle düzenlediğimiz galada, starları getirip onları eğlendirmedik; onları star yaptık. Ünlü isimler sıraya girerek onlardan imza aldı. Zaten 'Starların Starı' mottomuzdu. Bu işlerle insanların silkelendiğini hissettim; çünkü ters köşe bir iş yapmıştık. "ONLAR GÜCÜ VURGULAMADAN DA GÜÇLÜLER"
İZEV'in 'Hayvanlar ve Biz' koleksiyonu İZEV'in 'Hayvanlar ve Biz' koleksiyonu
İkinci seri 'Hayvanlar ve Biz'de de yine özgün bir iş çıktı, hiçbir yerden esinlenmedik ve tamamen kendi kurguladığımız görsellerden oluşturduk. Bu bir fotoğraf sergisi oldu. Görselleri incelediğiniz zaman hepsi ile ayrı ayrı empati kuracaksınız ve hiçbiri hakikaten tesadüfi olarak ortaya çıkmadı, ince ince çalıştık üzerlerinde. 14 gencimizi seçtik, 14 hayvan seçtik ve 14 de kavram seçtik. Onları karakteristik özelliklerine, hayattaki duruşlarına göre bir araya getirdik ve böyle bir sergi oluştu. Bu projede de diyoruz ki "Onlar güçlüler ve onlar gücü vurgulamadan da güçlüler. Onlar iktidar talep etmeden iktidarlar. Onlar bizdeki egoyu barındırmadan egonun en temiz halini yaşıyorlar." Hayvanları seçtik çünkü doğada aslında insanın temsil ettiği duyguların tamamının en saf haliyle taşıyan canlılar onlar; tıpkı bizim çocuklarımızda, gençlerimizde olduğu gibi. Herkes çok etkilendi, aileler başka bir dünyaya geçtik dediler. Ailelerin en etkileyici yorumu şu oldu; "Eskiden çocuğumuzla birlikte bir yere gittiğimizde ve o günü sorunsuz atlattığımızda, 'aferin sen bugün iyi bir çocuk oldun' derdik. Ama şimdi bizim çocuklarımız röportaj veriyor. Bu inanılmaz bir duygu'. Biliyoruz ki projelerimizle ailelerin sosyal yaşamını da desteklemiş olduk. FARKLI BİREYLERİN FARKINI ÖNE ÇIKARAN FARKLI BİR PROJE Biz onları ayrıştırmıyoruz, sadece onları farklı bireyler olarak tanımlıyoruz. Bu proje de farklı bireylerin farkını öne çıkarak farklı bir proje oldu. Projemizi yurt dışı ile de bağlantılı hale getirip Türkiye'den dünyaya uzanan bir sosyal sorumluluk projesi olarak çıkarmak istiyoruz. Bu bireylerin yaptığı işleri insanlar profesyonel işler olarak görmüyor. Ama biz buradaki işlere bakarken birçok farklı alanda ödül alabilecek işler yapabildiklerini gösterdik. YIKILMAK ZORUNDA OLAN ZİHİNLERDEKİ DUVAR Proje Koordinatörü Hakan Kural, 'Hayvanlar ve Biz' projesi için çektikleri Yaşam Hakkı-Duvar klibinin ortaya çıkış sürecini anlattı. Herkesin 'imkansız' dediği bir işe imza atarak, projede verdikleri mesaja öncelikle kendilerinin ne kadar çok inandığını ispatladıklarını söyleyen Kural, Roger Waters'ı da zaten bu inançla ikna ettiklerini söylüyor. Waters'ın 1979 yılında yaptığı ve etkisinden hiçbir şey kaybetmemiş olan Another Brick in the Wall şarkısını kendilerine tek seçenek olarak seçtiklerini anlatan Kural, projenin bundan sonraki hedeflerini anlattı: Aslında bu projedeki 'Yaşam hakkı istiyoruz' söylemi şu anki gündeme de çok uyuyor. Duvarların yıkılma fikri de öyle... Hepimizin sesi oldu bu söylem. Tabi ki Roger Waters'tan Another Brick in the Wall şarkısını istemek, o dev parçaya söz yazmak çok büyük bir risk. Ama illa da bu parça olsun istedik çünkü projeyi yansıtabilecek bir duruşa sahipti. "İSTERSENİZ BAŞKA ŞARKI BAKIN" izev-sozcu-1 Herkes imkansız gözüyle baktı tabii ama biz vazgeçmedik. Öncelikle Türkiye'de Pelikan Müzik'e gittik bu talebimizle. Orada Nur Hanım'ın ilk söylediği şey şu oldu "İsterseniz başka bir şarkı bakın". Biz de projemizi anlattık ona, neden illa o parçayı istediğimizi, klibimizin senaryosunu, çocuklarımıza balyozla duvar yıktıracağımızı anlattık. Zaten 15-20 dakika sonra Nur Hanım da inanmaya başladı ve yazışma sürecini başlattık. Çok heyecanlı bir dönemdi. Roger Waters'tan cevap gelir mi, ne zaman gelir, beğenir mi bilmiyorduk. Belki aylarca, belki yıllarca bekleyecektik... Dediğim gibi vazgeçmedik ve 4-5 ay kadar beklemenin sonunda haber geldi. Roger Waters gönderdiğimiz dosyayı incelemiş ve çok beğenmişti. Bize onayı verdiği haberini ilettikten sonra hemen şarkı sözlerini istediler. Ben daha önce marka danışmanlığı yaptığım için reklam müziği tecrübem vardı. Ayrıca bir şarkı sözü yazarına projemizi anlatmamız, onun her ayrıntısını bilmesi ve bizi anlatacak bir şarkı yazması için gereken süre yoktu elimizde. Ben de iki gece sabahladım ve bu sözleri yazdım. 'Yaşam Hakkı' bizim için önemli bir ifade. Bizim bu projeyle yapmak istediğimiz şey, onlara acıyarak değil, onların kaliteli olabilecek işlere imza atabileceğini göstermek. Bu bizim için çok önemli. Onlar merkezdeydi, tam bir star gibilerdi; özel makyajlar, kostümler, hazırlıklar... Her şey profesyonelce yapıldı. ROGER WATERS PARA TALEP ETMEDİ Roger Waters projeyi çok beğendiğini söylemiş. Bize "şarkı için sizden çok para ister" dediler ama hiç para talep etmedi. Düşünsenize, yıllarca çocuğu gibi koruduğu şarkının iki yıllık hakkını verdi bize. Herhalde içeriği çok beğenmese bunu yapmazdı. Ona çok güzel bir sunum hazırladık ve Tan ve Gökhan onun için harman dalı oynadı. Bunun çok büyük etkisi oldu bence (gülüyor). İŞTE ROGER AMCA İÇİN OYNADIKLARI HARMAN DALI VİDEOSU
  Roger Waters için 14 adet özel hatıra altını yaptık. Yani bir 'For Roger Waters' koleksiyonu hazırladık; içlerinde bir gram altın var. Önümüzdeki bir iki ay içinde Waters'ın yanına gitmeyi ve bu koleksiyonla birlikte sergimizdeki fotoğrafları ona götürmeyi planlıyoruz. Gençlerimizin fotolarının onun evinde ya da ofisinde olması zaten zihinlerdeki duvarın yıkılması demek bizim için ve biz bunu da başarabileceğimize inanıyoruz. Eğer bir araya gelebilirsek, ondan konserlerinde bu şarkıyı Türkçe versiyonunu göstermesini de isteyeceğiz ve ayrıca onu Türkiye'ye de davet edeceğiz. Dediğimiz gibi biz zaten söylemimizin arkasındayız, duvarları yıkmaya başladık, vazgeçmedik. Bundan sonra hiçbir projenin giremediği yerlere sergimizi götüreceğiz, acıyarak baktığımız bu çocukların sesini tüm dünyaya duyuracağız. Projede ayrıca bir hedefimiz daha var; bu şarkıyı ünlü doktorlara, edebiyatçılara, sporculara da okutmayı planlıyoruz. Yani her alanın bu projeye sahip çıkmasını istiyoruz. Klibimizin 10 milyon tıklanmaya ulaşmasını hedefliyoruz ki bence 30 milyonu bile bulabilir. ÜÇÜNCÜ PROJE İÇİN STİNG'E GİDECEĞİZ Biz şu an dünyanın en önemli projelerinden birini yaptığımızı düşünüyorum. Projemizin üçüncü etabı 'Tarih ve Biz' olacak. Burada da 14 adet dünya tarihinde önemli rollere sahip ismi gençlerimizle bir araya getireceğiz. Bu proje için de Sting'e gitmeyi planlıyoruz. Sting'in böyle projelere olumlu baktığını biliyorum. Fragile ya da Desert Rose parçası için onun da kapısını çalacağız.