Sol Tarafa Yatmak

Lenf Sisteminizi Destekler

Ayurveda öğretisine göre sol tarafa yatmak, vücudumuzun lenfatik kısmı sol kısım olduğu için, lenf bezlerinin lenf sıvısını ve atıkları daha iyi filtrelemesine yardımcı oluyor. Batı tıbbının yaptığı araştırmalar da bu görüşü kanıtlar nitelikte. Elde edilen veriler, sol tarafa yatmanın beyni atık maddelerden arındırma konusunda hızlandırıcı bir etki yarattığını gösteriyor. Buna karşılık sağ tarafa yatmak ise tam tersi etki göstererek lenf sisteminin işleyişini yavaşlatıyor. shutterstock_56412610-custom

Sindirimi Kolaylaştırır

Sol tarafımıza yatmak, yer çekiminin yarattığı etkiden ötürü sindirim sistemimiz üzerinde de olumlu etkiler yaratır. Sol tarafımıza yattığımız zaman midemizdeki besin kalıntıları kalın bağırsaktan inen kolona kolayca geçiş sağlar. Aynı zamanda mide ve pankreasın doğal ve rahat bir pozisyonda durmasını sağlayarak pankreatik enzimlerin ve sindirim sisteminin daha iyi çalışmasına olanak tanır. shutterstock_80758018-custom

Kalbin Daha Sağlıklı Çalışmasını Sağlar

Doktorlar uzun zamandır özellikle hamile kadınlara sol tarafa yatmayı önerir çünkü bu sağlıklı kan dolaşımını sağlar. Elbette bu yalnızca hamile kadınlar için geçerli değildir; sol tarafa yatmak kalbimiz üzerindeki baskıyı hafiflettiği için sağlığımız için oldukça faydalıdır. shutterstock_99084812-custom

Hamileler İçin de Oldukça Faydalıdır

Sol tarafa yatmak hamile kadınlar için yalnızca kan dolaşımını düzenlemekle kalmaz; aynı zamanda bel üzerindeki baskıyı ve rahmin karaciğeri sıkıştırmasını önler ve rahme, böbreklere ve fetüse giden kan akışını artırır. shutterstock_112407683-custom

Sırt Ve Bel Ağrılarını Hafifletir

Sol tarafa yatmak, kronik bel ve sırt ağrısından muzdarip olan kişilere de tavsiye edilen bir yöntemdir. Bu şekilde yatmak omurga üzerindeki yükü hafifletir ve daha rahat bir uyku çekmenizi sağlar. shutterstock_170170049-custom

Reflüyü Hafifletir

Klinik Sindirimbilim dergisinde yayımlanan bir yazıya göre sol tarafa yatmak reflü semptomlarını azaltır. Bunun sebebi ise midenin vücudumuzun sol kısmında yer alması ve yer çekiminin de etkisiyle rahat bir pozisyonda durmasıdır. Sol tarafa yatmanın reflü üzerinde yarattığı etki çok çabuk gerçekleşir. Reflü belirtilerini hissetmeye başladığınız zaman 10 dakika kadar sol tarafınıza yatmak bile faydalı olacaktır. Bunun tam tersi olarak sağ tarafa yatmak, reflü belirtilerinin artmasına sebep olabilir. shutterstock_191155628-custom

Yüz Üstü Yatmak

Yüzüstü yatmak en tehlikeli uyku pozisyonudur. Bu pozisyonda uyumak omurga etrafındaki bağların ve kasların gerilmesine, omurgadan sinirlerin çıktığı deliklerin sıkışmasına sebep olur. Bu da omurga ve disk üzerine yük bindirir. Tüm bunlar ise bel ve boyunda eğriliklerin artmasına bağlı olarak omurgada zedelenmelere ve fıtık gibi sonuçları ortaya çıkarır. shutterstock_292935077-custom

Sırt Üstü Yatmak

Bu yatış pozisyonu vücut ağırlığımızı dengelememize yardımcı olur, iç organlarımızı aynı hizada tutar aynı zamanda boyun ve sırt ağrılarını önler. Sırt üstü yatarken sırtınızın daha rahat etmesini isterseniz, bacaklarınızın altına yastık koyun. Bu şekilde sırtınız çok daha rahat edecek. Ancak uyku apnesi ve horlama gibi sorun yaşayan kişiler genellikle bu pozisyonu tercih etmiyor. Ayrıca boyun ağrısı çeken kişilerin rahat uyumalarını sağlayacak bir yastık kullanması gerekebiliyor. shutterstock_329235812-custom

Sağ Tarafınıza Yatmak

Bir tarafa yatarak uyuma durumunda, yatılan yöne bağlı olarak burun deliklerimizin birisinin tıkanırken, diğerinin açıldığı ve solunumun açık olan burun deliğinden yapıldığı araştırmalarla belirlenmiştir. shutterstock_432830263-custom Ayrıca nefes alınan burun deliği ile beynin yarımküreleri ve sempatik-parasempatik sinir sistemleri arasında da bir ilişki olduğu da çalışmalarla ispatlanmıştır. shutterstock_499266718-custom Sağ tarafa yatılması durumunda, sağ burun deliği tıkanmakta, sol burun deliği açılmaktadır. Sol burundan yapılan nefes alma ile sağ beyin yarımküresinin aktivitesi artar. Sağ beyin yarım küresinin uyarılması, parasempatik sinir sistemimizin faaliyetlerini artırmasına, kalp hızımızın yavaşlamasına, tansiyonumuzun düşmesine ve mide-bağırsak faaliyetlerimizin yavaşlamasına vesile olur. Dolayısıyla kalbimiz daha az yorulur, uykuya dalmamız daha kolaylaşır, bu da istirahatimizin daha iyi olmasına imkan sağlar. shutterstock_549464050-custom