Muğla’nın Marmaris ilçesinde 1923 yılında doğan eski süngerci ve kaptan Hasan Karayiğit, tam bir yaşayan tarih. ‘Torununun torunu’ dahil ailesinden beş nesille yaşayan, “Akli melekelerim şükür yerinde” diyen Karayiğit, evinin kapılarını SÖZCÜ HaftaSonu’na açtı. Marmaris ilçesine 61 kilometre uzaklıktaki Bozburun Mahallesi’nde yaşayan Hasan Karayiğit, dalgıçlık, balıkadamlık yaptıktan sonra hâlâ kendi teknelerinde kalafat ustalığını sürdürüyor. Dört neslin kaptanlık yaptığı Karayiğit, İstanbul ve İzmir’de de akrabalarının bulunduğunu, geniş bir sülaleye sahip olduklarını anlattı. O SÜNGER YER İNSANI Denizle oyun olmayacağını, en küçük bir yanlışın insanın hayatına mal olacağını belirten 98’lik delikanlı şunları söyledi: “Derinlere inmişsin ama yerini bilmen lazım. Derinlerdeyken bir metre ötedeki süngeri görüp almaya kalkarsan vurgunu yersin. O sünger şeytandır, yer insanı. Aç gözlülük adamı götürür. Her şeyi bilinçli yaparsan sıkıntı yaşamazsın. 20 sene dalgıçlık yaptım. Torbalı’da 82 metreye indim. Bozcaada’dan Akdeniz’e kadar dalmadığım yer kalmadı. Babamın tavsiyesine uydum ve hiç vurgun yemedim. Ben yelkenli de kullandım. Kimsenin denize çıkmak istemediği havalar bana vız gelirdi. Daha karşıdan üçerlemeyi (rüzgarlı havalarda denizde oluşan ve peş peşe gelen üç büyük dalga) gördüğüm zaman teknenin yolunu kesip dalgalara usturuplu girer çıkardım.” KALAFAT ÇOK ÖNEMLİDİR Balık ağı örmeyi de iyi bilirim. Hani o top sahalarında fileler vardır. Onları da örmeyi beceririm. Teknelerin kenarlarına süs olsun diye ağ örerdim. Teknelerin kalafat işlerinde de aşağı yukarı 55 sene çalıştım. Kalafatlama ahşap yatlar için çok önemlidir. Düzgün ve dikkatli yapılmalıdır.”

Yanlış armuz tekneyi bitirir

Her armuz (Gemilerde güverte ve borda kaplama tahtalarının aralarındaki boşluk) arasına göre farklı kalınlıkta kalafat demiri kullanılır ve kalafat yapılırken armuzların bozulmamasına çok dikkat edilmeli. Bunu yanlış yaparsan tekne biter. Sargının kuru olması, iyi yapılması şart. Çünkü dıştan birbirini bulan ama içten açık armuzlara kalafat tutmaz. Armuzlar sargının dışında hafif aralık, fakat içeriye doğru kapalı olmalı.”

Her gün yürüyor bahçeyle uğraşıyor

Sabahları çok erken kalktığını da sözlerine ekleyen Hasan Karayiğit, bir gününün nasıl geçtiğini şöyle anlattı: “Her gün mutlaka yürürüm. Havalar soğuksa kendime dikkat ederek yürürüm. Hâlâ evin ufak tefek alış verişlerini yaparım. Torunlar gelir, onlarla otururuz. Evin içinde 15 kişiye kadar oluruz. Bizde sohbet boldur. Elim ayağım tutuyor. Soba odunu lazım olunca kimseye bırakmam, ben kırarım. Elim ayağım tutuyor. Daha biz ölmedik. Bahçeyle uğraşırım. Teknelere kalafat yapmaya giderim.”

İnsanlık insana insan kazandırır

İnsansan sen de insan kazanırsın. Baba nasihati ‘Kuru ekmeğini bile ihtiyacı olanla paylaş’ lafını hiç unutmadım. Sen birinin altına kıl kilim serersen o zamanı gelir sana döşek serer. Benim hanım başkasının düğününe gelenlere bile bakardı. Bunları Atatürk’ten duyduk.” [custom_content title="İşte 5 nesil Karayiğitler" desc="1. nesil: Hasan Karayiğit (98) ikisi kız üç çocuğu, beş torunu var. 2. nesil: Oğlu Salih Karayiğit (68). Kızı ve oğlu var. Dört torun sahibi. 3. nesil: Torun Zafer Karayiğit (48). Kızı ve oğlu var. Bir torun sahibi. 4. nesil: Torunun çocuğu Gizem Karayiğit Ünlü (28). Bir oğlu var. 5. nesil: Torunun torunu Salih Karayiğit 1.5 yaşında."]