Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın TBMM'nin 24. Dönemi'nde hazırlanan ancak, 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nden önce yasalaşmayan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu tasarısı tekrar tartışılmaya başlandı. Tasarının oluşturulduğu günlerde hayvan haklarıyla ilgili STK'lar tasarıya şiddetle karşı çıkmış, yasalaşması halinde hayvanlara fayda değil, zarar getireceğini açıklamışlardı.
'ŞEHİRLERDE HAYVAN BIRAKMAYACAKLAR'
HayKonfed Yönetim Kurulu Başkanı Nesrin Çıtırık, tekrardan gündeme gelen tasarıyla ilgili bir açıklama daha yaptı. Tasarının "şehir sokaklarında kedi ve köpek bırakmayacak" maddelerini gizlediğini savunan Çıtırık, "Yunus parklarının kapatılması, hayvanlara kötü muamelenin TCK kapsamına alınması gibi maddeler öne çıkarılıyor. Kaldı ki bu da doğru değil. Çünkü 3 yıla kadar olan cezalar idari para cezasına çevriliyor ya da hükmün açıklanması erteleniyor" dedi.
Tasarının yasalaşması sonucunda hayvanların şehirlerden atılacağını, şehir dışında hızla üreyeceğini, hastalık kapacağını ve sonunda telef edileceğini söyleyen Çıtırık, "Tasarıda 'Hayvanlar, okul, hastane, ibadethane, çocuk oyun alanı gibi toplumun yoğun olarak kullandığı yerler hariç alındığı ortama bırakılır' hükmü var. Toplumun yoğun olarak kullanmadığı neresi var?" diye sordu. Sahipsiz hayvanların bu yasayla birlikte deney işkencesine yollanabileceğini da sözlerine ekleyen Çıtırık, tasarının sorunlu maddelerini şöyle sıraladı:
İŞTE SORUNLU MADDELER
"Tasarının 3. maddesi ile kedi ve köpekler şehirlerden uzaklaştırılacak. Ekolojik denge de bundan zarar görecek. Yaban hayatına atılan kedi ve köpekler, kuduz hastalığına yakalanarak, bu hastalığı tekrar şehre getirebilir.
Tasarının 8. maddesi ise hayvanların üremelerini önleyecek kısırlaştırma merkezlerinin, sadece nüfusu 100 binden fazla olan şehirde kurulmasını hükme bağlıyor. Nüfusu 100 binden az olan 970 belediyede kısırlaştırma merkezi kurulmayacak, kısırlaştırılmadan şehir dışına atılan sahipsiz hayvanların sayısında adeta patlamalar olacak ve bu popülasyonu tekrar düşürmek için katliamlar başlayacak.
Tasarının 10. maddesi de 'Ev hayvanı satış yerlerinde ev hayvanı bulundurulamaz, ancak bu yerlerde hayvan üretim çiftlikleri ve bakımevlerindeki hayvanların satışı yapılabilir' hükmü ile bakımevlerindeki hayvanların petshop'larda satılmasını içeriyor. Sahipsiz hayvanlar böylece sahipli olarak tanınacak ve 'bilimsel' kılıf altında işkence olan deneylerin de yolu açılıyor.
24. Dönem TBMM Çevre Komisyonu'nda evde beslenen hayvan sayısına sınırlama getirilmesi de gündemdeydi. Bu durumda, sokak hayvanı sayısını da hızla artıracak. Hayvanını vermek istemeyen insanlar ile kurumlar arasında ciddi sorunlar yaşanacak. Böylece sadece hayvan hakları değil, insan hakları da ihlal edilmiş olacak."
'TEKRAR HAZIRLANMASINI İSTİYORUZ'
5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişiklikler içeren tasarının Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın bürokratları tarafından masa başında hazırlandığını anlatan Çıtırık, tasarısının TBMM Çevre Komisyonu'ndan da emrivaki ile geçirildiğini, ancak 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar yasalaşmadığını anımsattı. Tasarının tekrar gündeme getirilmek istendiğini söyleyen Çıtırık, "Bu tasarının Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na geri gönderilip, STK'ların, baroların hayvan hakları komisyonlarının ve meslek odalarının da katılımı ile görüşülüp yeniden hazırlanmasını istiyoruz" dedi.
[old_news_related_template title="Hayvanların yardımlaşması" desc="En yakın dostlarımız olan hayvanların birbirleriyle yardımlaşmalarının görüldüğü bu video sosyal medyada büyük ilgi görüyor." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/03/dayanisma.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/hayvanlarin-yardimlasmasi/"]
