1970’li yıllarda İstanbul’un hızla gelişmesi ve Avrupa-Asya arasındaki trafiğin artışı, Boğaz’a köprü yapılmasını da zorunlu hale getirmişti. Mühendisler, Boğaz’ın köprüyle geçilmesi için çok değişik projeler üretse de tümü yıllarca tasarı aşamasında kaldı. Bunlardan biri de dönemin ünlü işadamı Nuri Demirağ’ın projesiydi. Türk mühendisler ve Amerikalı uzmanlar 1940’ta boğaz köprüsünü projelendirmiş ve işe talip olmuştu. Ama dönemin iktidarı “Boğaza köprü olmaz, yıkılır” diye teklifi reddetti. Karayolları İdaresi’nden, Boğaz’da köprü yapımının 9 ayrı yerden mümkün olduğu raporunu alan dönemin Başbakanı Adnan Menderes ise, 25 Mayıs 1960’da bir İngiliz müşavirlik firmasıyla sözleşme imzaladı.
Köprünün temelini Demirel attı.
MALİYETİ 440 MİLYON TL Ancak “27 Mayıs Darbesi” bu projeye de darbe vurdu. Adalet Partisi iktidarı ise, 1967 yılında tarihi hayali gerçeğe dönüştürmek için 4 uzman mühendislik firmasından yeni bir proje istedi. En uygun öneriyi yapan “Freeman Fox and Partners” adlı İngiliz firmasıyla 1968’de anlaşma imzalandı. İnşaatı gerçekleştirecek firmayı seçmek için açılan ihaleyi, “Hochtief AG” adlı Alman ve “Cleveland Bridge and Engineering Company” adlı İngiliz firmalarının oluşturduğu konsorsiyum kazandı. İnşaatına 1970 yılında başlanan köprünün maliyeti o günkü para ile 440 milyon TL oldu. Köprünün temeli 20 Şubat 1970 günü Beylerbeyi’nde Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel tarafından atıldı. 21 pare top atışıyla çalışmalar başladı. Üç yıl içinde tamamlanan İnci Gerdanlık olarak basında geçmeye başlayan köprü 30 Ekim 1973’te, Cumhuriyetin ilanının 50. yıldönümünde hizmete açıldı. Temelini Demirel’in attığı köprünün açılışını yapmak Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e kısmet oldu.
1973’te İstanbullar köprüde yürüdü.
“YATIR” GÜZERGAH DEĞİŞTİRDİ Türk basın camiasının önemli isimlerinden biri olan gazeteci ve foto muhabiri Garbis Özatay, köprünün yapım aşamasında ilginç olaylar yaşandığını anlatmıştı. Yapım sırasında bir ‘Yatır’ nedeniyle güzergah değiştirildi. Kadıköy eski Salıpazarı girişinde bulunan türbenin köprü yolları için kaldırılması gerekiyordu. Bu çalışma sırasında dozerin paleti kırıldı. Olayı duyan dönemin İstanbul Valisi Vefa Poyraz yatırın yanına geldi. Dozere çıkıp operatöre istikamet gösterip “Gidelim’’ emrini verdi. Dozer enkazda ilerlemeye çalışırken paleti ikinci kez kırıldı. Bunun üzerine güzergah değiştirildi. Başlangıçta köprüden sadece motorlu ataçlar geçebiliyordu. 2 Mayıs 1974 günü ise bir lira ücret karşılığında yayalara da geçiş izni verildi. Yayaları yukarıya taşımak için asansörler yapılmıştı. Ancak yaya geçişi istenmedik olaylara neden oldu. Köprüden aşağıya atlayarak intihar edenlerin sayısı artmaya başlayınca, yasak geldi. Ve köprü yayalara kapandı.
Köprünün bir ayağı Beylerbeyi’nde, diğer ayağı Ortaköy’de.

VATANDAŞLAR AKIN ETTİ KÖPRÜ SALLANDI

Boğaziçi Köprüsü 30 Ekim 1973’te hizmete açıldı. İlk günden itibaren yoğun bir trafik akışına sahne oldu. İlk 24 saatte köprüden 28 bin 126 motorlu araç geçti. Bu sayı 402 bin araba vapurunun taşıyabileceği araç miktarına da eşitti. İlk gün vatandaşların köprüye ilgisi de büyük oldu. Ancak on binlerce insanın köprüye akın etmesi ve o sırada çıkan rüzgardan dolayı köprü sallanmaya başlayınca kısa süreli panik yaşandı.
İstanbullular Boğaziçi Köprüsü’nden geçmek için izdiham oluşturdu.

EN UZUN 4’ÜNCÜ KÖPRÜYDÜ

Açıldığında dünyanın en uzun 4. asma köprüsü olan Boğaziçi Köprüsü artık “15 Temmuz Şehitler Köprüsü” adını taşıyor. Ortaköy ile Beylerbeyi arasındaki köprü, Avrupa ve Asya kıtalarını ayıran İstanbul Boğazı’ndan geçişi sağlayan ilk köprü olma özelliğini taşıyor.
Avrasya Koşusu ile yüzlerce insan köprüden yaya olarak geçebiliyor.

BİR YAKADAN DİĞERİNE HER YIL KOŞU YAPILIYOR

Boğaziçi Köprüsü yapıldığı zaman ortaya atılan fikirlerden biri de insanların bir kıtadan diğerine koşarak geçmesiydi. Bu fikir ilk kez 1979 yılında bir grup Alman turistin girişimiyle gerçekleşti. Daha sonra her yıl sonbahar aylarında yerli ve yabancı binlerce kişinin katıldığı geleneksel Avrasya Koşusu’na dönüştü. Maratonda İstanbullular yılın 364 günü araçları ile geçtikleri köprüden bazen koşarak, bazen yürüyerek geçiyor ve Boğaz’ın eşsiz manzarasının tadını çıkarıyor. Vatandaşlar Boğaziçi Köprüsü üzerinde hatıra fotoğrafları çekiyor. Boğaziçi Köprüsü futbol kulüpleri için de ayrı anlam taşıyor. Şampiyon futbol kulübünün bayrağının Boğaziçi Köprüsü’ne asılması geleneği çok uzun yıllardan beri sürüyor. İstanbul Valiliği’nden alınan izin sonrası, şampiyon kulübün görevlileri takımlarının bayrağını köprüye asıyor. Bu yıl da Medipol Başakşehir’in dev bayrağı, köprüde dalgalandı.

DENİZDEN 64 METRE YÜKSEKLİKTE

İnci Gerdanlık olarak diye bilinen Boğaziçi Köprüsü’nün toplam uzunluğu bin 560 metre. İki kule arasındaki uzunluk ise bin 73 metre. Dünyaca ünlü Boğaziçi Köprüsü deniz yüzeyinden 64 metre yüksekte tasarlandı. Köprünün genişliği ise 33 metre olarak kayıtlara geçti.

TÜRK FİLMLERİNİN VAZGEÇİLMEZ MEKANI OLDU

Boğaziçi Köprüsü filmlere ev sahipliği yaptı. Türkan Şoray ve Tarık Akan’ın “Sisli Hatıralar” filminin bazı sahneleri köprüde çekildi. Filiz Akın ve Kartal Tibet’in rol aldığı “Zambaklar Açarken”, Kemal Sunal’ın oynadığı “En Büyük Şaban” yine burada çekildi. Boğaziçi Köprüsü’nde en son “Son Uyanış” adlı film çekildi.

HOLLYWOOD KÖPRÜYÜ ÇOK SEVDİ

Köprü, ünlü filmlerde de yer aldı. Fatih Akın’ın ‘Köprüyü Geçmek’ isimli filminde, Boğaziçi Köprüsü’ne yer verildi. “The World is Not Enough” adlı James Bond filminde de Pierce Brosnan İstanbul’da dünyayı kurtardı.