Uzun bir aradan sonra yeniden ekranlara dönmek hem film hem dizi ile hayranlarınızı da sevindirmiş olmalı… Aslında uzun bir ara vermedim. Sanırım çektiğim filmler üç buçuk milyon izlenmeyince böyle düşünülüyor. Örneğin Çakal filmi çektim 80 bin izlendi. Sonra Kafes'i çektik 250 bin kişi izledi. Ayrıca popüler yaşamayı da sevmediğim ve sadece işimle insanların gözünün önünde olmayı tercih ettiğim için insanlara sanki ekranlarda yokmuşum gibi geliyor... Ayla filmi ile yollarınız nasıl kesişti? Filmin önce belgeseli çekilmiş sanırım bundan 10 yıl önce. Bir gün senarist Yiğit Güralp beni aradı. Belgeselden bahsetti ve ‘Güzel bir film olmaz mı?’ diye sordu. Dedim ‘harika olur.’ Ardından bir metin yazdı ve benim de o metni seslendirmemi istedi. Çünkü bu 15 dakikalık görüntü ile yapımcı arayacaktı. Üç ya da dört kişi ile görüştükten sonra en son Mustafa Uslu ile anlaşıyorlar. Meğer Mustafa Abi de daha önce izlemiş belgeseli ve o da bir şeyler yapmayı düşünüyormuş. Nitekim her şey denk gelince Süleyman Amca’ya ulaştık. 400 -500 fotoğraf gösterdi bize. Anılarını dinledik ve Yiğit senaryoyu yazdı, altı buçuk ayda da çekimleri sürdü.
Röportaj: HALE CEYLAN BARLAS Fotoğraflar: MUSTAFA KIZGINYÜREK İsmail Hacıoğlu ile Beşiktaş'ta buluştuk. Fotoğraflar: MUSTAFA KIZGINYÜREK
Süleyman Bey ile tanışınca neler hissettiniz? Çok heyecanlandım. Çünkü belgeselden çok etkilenmiştim ve karşımda görmekten mutluluk duydum. Aslında siz Süleyman Amca’yı bir de Kore’de görün. Tam bir Rock Star gibi. Herkes tanıyor onu. Çekimlerde sizi en çok ne etkiledi? Süleyman Amca’nın yaşadıkları çok sert ve her anlattığı anıdan etkileniyorsunuz. Ama sanırım Ali ile vedalaşmak benim için de zordu, biraz canım acıdı. Süleyman Bey hala hastadene ve durumu ciddi... Evet çok hasta, durumu ağırlaştı. Kendisine buradan da acil şifalar diliyorum. Umalım da bir mucize olsun. Böyle insanlar artık kalmadı dünyada… En azından filmi izleyebildi… Gösterimden sonra neler söyledi size? Çok korkuyordum aslında ondan gelecek yorumlar için. Tabii çok beğenmiş. ‘Ne yapıyorsun oğlum sen’ dedi ama güzel bir yorum olarak söyledi… img_8565 HESABI BİZE DEĞİL SİYASETÇİLERE SORUN Film gösterime girdiğinden itibaren çok yazıldı, çizildi. Örneğin son olarak filmdeki savaşın insanlara yanlış yansıtıldığı, aslında sadece NATO'ya yaranmak için gidildiği söylendi... Bu bir gerçek hikaye ama sonuçta bir film. Biz burada 20 bin Türk askerinin savaşa gitmesinden bahsediyoruz. Keşke olmasaydı ama böyle bir zulüme yardım ediyor olmak, sorgusuz sualsiz savaşa gidiyor olmak geçmişe dönüp baktığımda gurur veriyor bana. O dönemin koşullarıyla düşündüğümde bu olay başıma gelse sorgulardım. Yani ‘Neden gidiyoruz’ diye sorardım. Ne var ki, bunu bugün sorgulamak, yazmak saçma geliyor. Aradan geçmiş 70 sene...Emparyalizm ile kapitalizmin, sağ ile solun, siyah ile beyazın olduğu gibi savaşın her türlüsü kötü. Bir şeyleri hep ötekileştirdiğinizde bunlar oluyor maalesef. Bunu yapan da siyasetçiler. O nedenle bu yaklaşımları bize değil siyasetçilere savaşı çıkaranlara sormak lazım. img_8577Peki bugün olsa, savaşa çağırılsanız siz gider misiniz sorgusuz sualsiz? Kendi çıkarlarımız için birilerinin acısını kullanıyorsak, bu büyük bir sıkıntı. Ama işin içinde yardım varsa, amaçsız bir şekilde bir Türk vatandaşı olarak söylüyorum her zaman hazırım savaşa giderim. Yani Süleyman Amca gibi ben de sormam giderim. İNSANLARIN İLGİSİNİ BEKLEMİYORDUK Film tamamen Kore’de yaşananları anlatıyor ama ilginç ki Kore’de gösterime girmiyor. Nedir bunun sebebi? Açıkçası konu ile ilgili makamlar uğraşıyor. Konu siyasi makamlara da çıkmış durumda. Biz tabii ki filmin gösterime girmesini çok istiyoruz. Şu an için net bir bilgi yok ama filmin gösterime girmemesi için yoğun bir şekilde birilerinin çalıştığını duydum. Engel olmaya çalışanların filmi izlemesini çok istiyorum. Biliyorum ki o zaman engel olmaktan vazgeçecekler… Kore'de gösterime giremese de ülkemizde 5 haftada 3.5 milyonu gördünüz… Bekliyor muydunuz bu rakamları? ‘İnsanların ilgi duyacağını bekliyor muydunuz’ derseniz hayır ama ‘Gişe bekliyor muydunuz’ derseniz evet bekliyorduk. 1509782712__ayla___smailh_614a7982ÖNCE ÇOCUKLARIN HAKKINI VERECEKLER UNICEF ile olan ortak projenizden nasıl dönüşler aldınız? Çok güzel tepkiler alıyoruz ve özellikle UNICEF bize güzel dönüşler yapıyor. Belli bir para toplandı evet ve daha da katlanarak toplanmaya devam ediyor. Toplanan para ile neler yapılacak? Kore’deki gibi okul ya da okullar açma gibi bir düşünce var mı? 28 milyon savaş mağduru çocuk var ve bunun bir buçuk milyonu ülkemizde. Bu bir buçuk milyon çocuğun eğitim, barınma ve hayat koşulları için harcanıyor. Bunun dışında bizim önce kendi çocuklarımıza da sahip çıkmamız gerekiyor. Yetimhanelerimizin, okullarımızın sosyal alt yapısını ülkemizde de kurabiliriz. Sonuçta çocuk istismar haberlerini bir ben mi okuyorum? Ya da bir tek benim mi içim yanıyor? Film çekerek her şeyi değiştiremem. Bu ilgili makamların halletmesi gereken bir şey… Dolayısıyla bunu yapması gekeren makamlar başka ve bu iş için oradalar. Bir vatandaş olarak üstüme düşen vergiyi veriyorum. Vatandaşlık vergisini dahi almayı biliyorlar. O nedenle çocukların hakkını önce onlar verecek, daha sonra yetmeyen yerde bizler devreye gireceğiz… 'YOK CANIM BİZE VERMEZLER HERHALDE' Şu an herkes Oscar’a odaklanmış durumda. Beklentiniz nedir? Verirlerse alırız tabii (Gülüyor)… Aslında ne yalan söyleyeyim ‘Yok canım bize vermezler herhalde’ tadındayım ve bel bağlamak istemiyorum. Ne var ki oraya gitmeyi çok istiyorum. Yani bir Türk filminin ilk beş arasında yer alması gerektiğini düşünüyorum. Ama bir ödül ile dönersek… Neden olmasın. Bel bağlamak istemiyorum diyorsunuz ama hiç mi yok hayalleriniz? Siz bana bakmayın çok heyecanlıyım aslında. Yani umursamıyorum dersem yalan söylemiş olurum. Düşünsenize bir daha ne zaman böyle bir şeye heyecanlanacağız ki? Bırakın heyecanlanalım, gidelim alalım gelelim ödülü… Hayal kırıklığı yaşamaktan korkuyor musunuz? Olmayan bir şey zaten sizin değildir, neyine üzüleyim. Gerçekten çok üzülmem çünkü biz şu an bile Oscar’ımızı alıyoruz halktan. ‘öyle güzel bir film yapmışsınız ki’ diye başlayan cümleler kurdukça, insanların kalbine dokundukça zaten Oscar almış kadar olduk. Gişede de bunun karşılığını bulup, Türkiye rekoru da kırarsak zaten ödülümüzü almış olacağız… img_8580Bir kızınız var ve filmde de minik bir kıza babalık yaptınız… Çekimlerde empati kurdunuz mu hiç? Tabii ki kuruyorsunuz ister istemez. Baba olmak benim işimi çok kolaylaştırdı. Ayrıca kimse kusura bakmasın ama her şey kızımın şansı diyorum. Benim için benim dünyamda böyle. Çünkü onun gelişiyle çok şey değişti. Hem hayata bakışım hem yarım kalan her şeyimin tamamlanması, şansımın dönmesi… Yani bunlar hep benim kızımın şansı… Hazır kızınızdan bahsetmişken… Nasıl gidiyor babalık? Yemin, başıma gelen en güzel şey. Bir buçuk yaşında ve yeni yeni ‘ba-ba’ demeye başladı. Ayrıca evet kız babası olmak da farklı bir duyguymuş…