Fil Yokuşu

UZAK DOĞU’DAN HALİÇ’E YOLCULUK Fatih’in Zeyrek Mahallesi’ndeki yokuş, ismini Osmanlı İmparatorluğu döneminde almış. Osmanlı sultanlarını ziyarete gelen uzak doğulu elçilerin yanlarında getirdikleri hediyelerden biriydi fil. Deniz yoluyla getirilmesi zor olduğundan sevkiyatında karayolu kullanılırdı. Anadolu yakasına kadar getirilen fil konvoyu bu sefer deniz yoluyla Rumeli yakasına geçirilir, Galata ve Kasımpaşa yamaçları üzerinden  Eyüp’e intikal ettirilirdi. Bu köprü sonradan fil köprüsü diye de anılmıştır. Ondan da geriye aynı güzergâh üzerinde ilerleyen Fil Köprüsü Caddesi ismi kalmıştır.

Yaşmak Sıyıran Yokuşu

YAZ GÜNLERİNDE KADINLARIN KORKUSU Bu yokuş eskiden beri Kasımpaşa ile Şişhane’yi birbirine bağlayan birkaç yoldan biri. Tozlu, boğucu ve sıcak yaz günlerinde tırmanılması daha bir zor olan bu yokuş, çıkmak zorunda kalan kadınların da korkulu rüyası olmuş olacak ki bu adla anılmış. Yokuşa niyetlenen lakin sıcağın etkisiyle iyice terleyen eski devir hanımı, haliyle nefes almak için ve hararetini gidermek için yaşmağını (gözleri açıkta bırakan yüz örtüsü ) sıyırmak zorunda kalırdı yolun yarısına gelmeden. Bu yokuşun sonlarına yaklaşıldığında hâlâ eski mahalle dokusundan izlere rastlanabilir. Şişhane istikametine doğru ilerlendiğinde ise eski ahşap evleriyle dikkat çeker bu sokak.

Selamsız Yokuşu

ADINI ŞEYH SELAMİ ALİ EFENDİ’DEN ALMIŞ Üsküdar ilçesi sınırları içindedir. Halk arasında “Selamsız’a çıkan yokuş” yahut “Selamsız Yokuşu” da denilir. Bağlarbaşı’ndan Üsküdar İskelesi’ne inmek için kullanılabilecek en kestirme yollardan biridir. Yokuş, halk arasındaki yeni adını 17. yüzyılda Üsküdar’da yaşamış olan Şeyh Selami Ali Efendi’den almıştır. Selâmi Ali Efendi’nin adına bugün Kısıklı’da, Üsküdar Kuruçeşme’de ve şimdiki Selamsız’da bulunan üç tekkede; biri Kısıklı’da ve diğeri Selamsız’da olmak üzere iki camide de rastlanmaktadır.

Merkep Bağırtan Yokuşu

Yokuşu eşekleri bile canından bezdirmiş

Cihangir’de bulunan bu sokak uzun yıllar önce ailelerin eşyalarını merkep (eşek) taşıdığı dik bir yokuşmuş. Bu dik yokuşlardan çıkanlara yardım olsun diye birtakım tedbirler alınmıştır. O zamanlar yokuşa sarıldığında yolcuyu ve yük hayvanını rahatlatmak için; durulan, beklenen yer anlamında “aramgah” denilen düzlükler yapılırdı. Hatta bazılarına çeşme ve oturulması için mekânlar, mola taşları kondurulduğu da olurdu.