Röportaj: Hakan Cerrahoğlu Gazeteci Tuluhan Tekelioğlu, hemcinslerine ‘cesaret’ vermek için yola çıktı. İlk olarak toplumda parmakla gösterilecek başarı öykülerine imza atmış kadınların hikayelerini ‘Başarabilirsin’ belgesinde topladı. Türk kadının isterse neleri başarabileceğini gözler önüne seren belgesel Fransa’dan ABD’ye birçok ülkede gösterildi. Katıldığı festivallerden ödülle döndü. ‘Başarabilirsin’ yarın Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’nde İstanbulluların beğenisine sunulacak. Hakan Cerrahoğlu, özel gösterim öncesi Tuluhan Tekelioğlu ile bir araya geldi. ‘Başarabilirsin’ belgeseli ve aynı adı taşıyan kitabını sordu… Aklınıza böyle bir film çekmek nereden geldi? Çok zor zamanlardan geçiyoruz. 2013 Gezi Direnişi’nden sonra ne yazık ki Türk basını ikiye bölündü. Biat edenler ve biat etmeyenler. Ben biat etmeyenlerdendim. Bir tweet attım, işsiz bırakıldım. Karanlığa küfretmek yerine bir mum yakmayı tercih ettim. Türkiye’nin şu an en çok umuda ihtiyacı var. Özellikle kadınların ve gençlerin herkesten daha çok umuda ihtiyacı var. Çünkü toplumun dinamiti onlar. Bir çıkış lazım. ‘Yapabilirim’ duygusunu yaratacak, değişimi tetikleyecek bir çıkış. İşte bu yüzden ‘Yapabilirsin’i çektim. İzleyenlerde değişimi tetiklesin istedim. Türkiye’nin en yoksul bölgelerine gidip, orada kendi devrimini yaratan kadınları bulup ortaya çıkardım ve ‘Yapabilirsin’ böyle doğdu. tuluhan-ic Filmin arkasında bir itici güç var mı? Bu filmin arkasındaki itici güç, travmalardan umut çıkaran anneannemdir! Benim kahramanımdı. Selanik göçmeni. Anneannemin bir sözü daha vardı; ‘Engeller takılmak için değil, aşılmak içindir’ derdi. Bugün Türkiye’de kadının toplumdaki yeri, hiç olmadığı kadar geride. Toplumun kadına bakışı hâlâ çok geleneksel. Toplumsal yaşamın her alanında cinsiyet temelli ayrımcılığa uğradığımız gibi, hâlâ nasıl davranacağımıza, nasıl giyineceğimize, nasıl yaşayacağımızla ilgili mahalle baskısı devam ediyor. İş, aile ortamı, kamusal alanda kadının gördüğü psikolojik, duygusal, ekonomik ve cinsel şiddet de cabası. İktidarın kadına bakışı ise toplumdan hiç farklı değil; ‘evlen, üç çocuk doğur. Her çocuk için sana maddi yardım yapalım, evinin kadını ol!’ Kadına yönelik şiddet katlanarak artıyor. Oysa kadının değdiği her alanda verim artıyor, gelişim başlıyor. Yeter ki kadın, geleneksel ve toplumun dayattığı prangalardan kurtulabilsin… Kadın gülerse toplum güler. Kadın değişirse, toplum değişir. Ben kadınların prangalarından kurtulması için bu filmi çektim. Belgeselim Mahatma Gandhi’nin şu cümlesiyle başlıyor; ‘Görmek istediğin değişimin kendisi ol!’ Buna yürekten inanıyorum. Kadın toplumun lokomotifidir. Ailede karar alıcıdır. Kadın değişirse, toplum değişir. Yeter ki içimizdeki cesarete sarılalım. Korkuyu küçültüp, cesarete yer açtıkça değişim başlıyor. O değişimle mucizeler yaratabilirsiniz… ‘Yapabilirsin’ sinemalarda gösterilecek mi? En büyük arzum budur. Türkiye’de belediyelerle işbirliği içinde kültür merkezlerinde gösterimini yapıyoruz. Geçen yıl, Uluslararası Uçan Süpürge Filim Festivali’nin ödülünü aldık. Filmim köylere kadar gitsin istemiştim. Bu ödülü bana bir köyde verdiler. Ama Türkiye’de değil, Kıbrıs’ın bir köyünde… ’Yapabilirsin’ 18 Kasım’da Avrupa Parlementosu’nda gösterildi. 2018 yılı boyunca Amerika’da birçok kentte gösterildi. Filmin gösterimlerinden elde dilen gelirle, Türkiye’de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin seçtiği 102 genç kızımıza burs sağladık. Aynı zamanda Türkiye’de kadına şiddeti engellemek için büyük çaba gösteren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na gelir sağlamak amacıyla ‘Yapabilirsin’ filmimiz, 2019 ajandası oldu. Bir filim birçok şeyi değiştirebiliyor. Toplumsal fayda sağlayabiliyor. Eğer işsiz bırakıldım diye ben de küsseydim, gazeteciliği bıraksaydım, bu filmi çekmeseydim, kitabını yazmasaydım, cesareti bulaştıramayacaktık… Biliyor musunuz? Her savaşçı kadın bir diğerini doğuruyor. Amacımız cesareti kadından kadına kelebek etkisiyle bulaştırmak. tuluhn-ic-2 Kadına karşı şiddetle mücadele Haftası’nda ‘Yapabilirsin’ diyeceksiniz yani… Filmimizin İstanbul’daki ilk halk gösterimi, ücretsiz olarak yarın Caddebostan Kültür Merkezi’nde gösterilecek. Kadınları ve onların yanında yürümeyi seçen erkekleri bekliyoruz. O gün 7’nci baskısına ulaşan ‘Yapabilirsin’ kitabımızı da imzalayacağım. Belgeselinizde 9 kadının cesaret dolu hikayesi var. Onlardan hangisi sizi daha çok etkiledi? Her biri benim için çok özel. Zoru başarmış, kendi hayatının dizginlerini cesaretle ele almış güçlü kadınlar... Bu kadınların sayısı belgeselimizdeki gibi, 9 değil, 900 değil, 90 bin değil, milyonlar… Kadın varsa imkansız yoktur. Buna yürekten inanıyorum. Buna Mustafa Kemal Atatürk de inanmış. Dünyada toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan ilk lider Atatürk... Onun bizlere kazandırdığı özgürlüklerimizi kaybetmeye başladığımızda fark ettik. Amacım kadınları yüreklendirmek. Hep birlikte ‘Yapabiliriz’ diyebilmek.. Cesaret, bazen kesilmek istenen bir ağacın önüne dikilen milyonlar olarak karşınıza çıkar, bazen ‘Yapabilirsin’ filmiyle, bazen şarkıları milyonların hafızasındaki Sıla sesiyle... Cesaret, içimizde saklı. Yeter ki keşfedelim. Bu ülkeye güneşli günleri vazgeçmeyenler getirecek.