Mardinli Süryani aile 32 farklı baharat, hurma ve bademle yaptıkları çöreklerle hem geçimlerini sağlıyor hem de 2 bin yıllık Süryani çöreği geleneğini yaşatıyor. İstanbul Kapalı Çarşı'da kuyumculuk yaparken 10 yıl önce iki çocuklarıyla memleketleri Mardin'e yerleşen ve 2 bin yıl öncesine dayanan geleneksel Süryani çöreklerini yaparak geçimlerini sağlayan Seyhan (46) ile Edip Balcı (55) çifti, aynı zamanda Hıristiyan ve Süryani cemaatlerinde nişan törenlerinde bir ima vazifesi gören Süryani çöreği geleneğini de yaşatmaya çalışıyor. TURİSTLERDEN YOĞUN İLGİ Mardin'e yerleştikten sonra eşiyle Süryani çöreği yapmaya karar verdiklerini anlatan Edip Balcı, çöreğin hikayesini şöyle anlatıyor: "Eşim çöreği evde çok güzel yapardı. Mardin'de de bu çörek geleneğini yaşatmak için girişimde bulunduk. Çünkü unutulmaya yüz tutmuş bir çörek idi. İçine hurmasını koyması, üstünü bademle süsledikten sonra pişirip o çıkan 32 farklı baharat kokusuyla birleşmesiyle Mardin'i buram buran çörek kokusu sarmaya başladı. Çöreğimiz Mardin'de çok güzel bir yer edindi. Turistlerin dükkanımızı ziyaret etmeleri bizi onurlandırıyor."
(FOTO: DHA)
2 BİN YILLIK GELENEĞİ SÜRDÜRÜYORLAR Süryani çöreğinin yeni evlenecekler için yapılan nişan törenlerinde gelin ve damat aileleri arasında bir imza vazifesi niteliği taşıdığını anlatan Balcı, şunları söyledi: "Süryani çöreği hikayesi aslında milattan öncesine dayanır. Nuh'un gemisinde eşinin yapmış olduğu çörekle başlar. Çöreğimiz bir nişan çöreği adı altında başlar. İlk başlarda nişanlarda iki taraf arasında, yani gelinin ve damadın aileleri arasında antlaşma adına ekmek ikiye bölünürdü. Ekmeğin ikiye bölünmesi şahitler huzurunda yapılmasından dolayı ve bu geçerlilik sağlardı. Süryani cemaatinde, her nişan yapılacağı zaman çöreksiz bir nişan adımı atılmamaktadır. Çörek, halen günümüzde bir imza niteliği taşımaktadır." (DHA)