Biri Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra bankalarda üst düzey yöneticilik yaptı, diğeri ise TSK’da 29 yıl görev yapan bir asker.... Abdullah ve Ali Dündar kardeşler, kariyerlerini bir kenara bırakarak, memleketleri Konya’daki köylerine döndü ve hayvancılıkla uğraşmaya başladı. Huzuru köylerinde bulduklarını ifade eden Dündar kardeşler, “Toprağı her zaman sevdik. Hayatımıza ikinci bir başlangıç yapalım dedik” ifadelerini kullandı. TARIMLA KAZANIYOR Köye dönüş hikayelerini SÖZCÜ’ye anlatan Abdullah Dündar (49) şunları söyledi: “1972 Konya doğumluyum. Konya Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1990 yılında Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümünü bitirdim. Daha sonra uzun yıllar uluslararası bankalarda çalıştım. Büyük ölçekli proje finansmanlarında yatırım bankacılığında kariyer edindikten sonra bir dönem kendimi biraz daha faydalı işlerde denemem gerektiğini düşündüm. Daha somut ürünleri gördüğüm, dokunabildiğim ve hissedebildiğim işleri yapmanın beni daha mutlu edebileceğini hissettim. 2011 yılında ata toprağımız Kadınhanı’nın Başkuyu Mahallesi’ne geldim. Bizler buraya çocukken sadece yaz tatilinde gelip, kısa bir süre kalırdık. Burada hiçbir zaman ekmeğimi kazanacağımı düşünmemiştim. 2011 yılında radikal bir karar ile önce tarım, sonra büyükbaş hayvancılık ile ve en son da 2018 yılından beri küçükbaş hayvancılıkla ilgileniyoruz.” TSK çatısı altında 29 yıl görev yaptıktan sonra köyüne dönen Ali Dündar ise tarım ve hayvancılığa gönül verdiklerini söyledi. “Emek verilmeden bu işler yapılmıyor” diyen Ali Dündar şöyle konuştu: “1975 doğumluyum. Konyalıyım. Hayata 1989 yılında askeri lisede okuyarak başladım. Daha sonra 29 yıl TSK çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra kendi köyümüze döndüm. Abim ile burada tarım ve hayvancılığa gönül verdik. Yaptığımız her işte birbirimizi yedekleyerek çalışmalarımızı yapıyoruz.”

“TOPRAĞI HER ZAMAN SEVDİK”

TSK çatısı altında görev yaparken tüm duyguları tattığını dikkat çeken Ali  Dündar, “TSK’da görevimi başarı bir şekilde tamamladıktan sonra hayatta başka bir hayalimi de gerçekleştirebilecek bir zamanım var dedim.  Babamız bir sene önce rahmetli oldu. Babamız rahmetli olmadan önce her sene belli periyotlar ile köye gelirdik. Toprağı bize öğretti. Hayvancılığı sadece gördük. Toprağı her zaman sevdik. Ömrümüzde ikinci bir hayatımızın olmasını istedik ve hayatımıza ikinci bir başlangıç yapalım. İnsan kendisine güvenir ve çalışmayı sever anlayışıyla buraya geldik” ifadelerini kullandı. AİLELER ETKİLİ Kariyerini bırakıp köye dönme fikrinin nasıl oluştuğuna ilişkin de açıklamalarda bulunan Abdullah Dündar ise “Bizim çocukluğumuzda bir kariyer beklentisi varken, çocuklarımızın maalesef pek bir seçme şansı olmuyor. Aileler çocuklarını rahat bir iş için yönlendiriyorlar. Rahat iş kavramı temeline indiğinizde de soyutluktan öte somutluk ön plana çıkıyor. Çiftçilik ve hayvancılıkta yaptığınız her işin karşılığını görüyorsunuz. Bu da beni çok cezbetti” dedi.

“HAYVANCILIK BİR ADANMIŞLIK İŞİ”

Kardeşinin de köyüne dönmesinde etkisinin olduğunu ifade eden Abdullah Dündar, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Benim Kadınhanı’na yeniden gelmem ile kardeşim gelmesi arasında 6-7 yıllık fark var. Ali’nin gelmesinde benim de etkim oldu. Tarım ve büyükbaş hayvancılıkta edindiğimiz öngörülerden sonra biz yöremizin küçükbaş hayvancılığa müsait olduğunu keşfettik. Doğru şeyin tarım ve hayvancılık yapmak olduğu gibi, yapacağımız hayvancılığın da küçükbaş hayvancılığı olacağını belirledik. Küçükbaş hayvancılık bir emek işi. Adanmışlık gerekiyor. Bir kişinin de her türlü işe yetişmesi ise oldukça zor. Onun için bunu aile işletmesi gibi iki kardeş beraber yapmanın daha doğru olduğunu gördük. Kardeşim de bu konuda istekliydi. O şekilde başladık.”