Tromboz, bir kan damarının, kan pıhtısı nedeniyle tıkanması anlamına gelir. Pıhtı çoğunlukla diz altında, baldır kaslarındaki toplardamardan başlar ve genellikle yukarıya doğru, uyluk ve kasık toplardamarlarına ve hatta karın içindeki ana toplardamara yani Vena Cava İnferior’a ulaşabilir. Tıkanmanın seviyesi ne kadar yüksekse, hastalığın şiddeti ve sonrasında gelişecek komplikasyonlar o kadar fazla olur. Böylece “Derin ven trombozu” gelişir ve hasta uygun tedavi alamazsa; damarı tıkayan taze pıhtı organize olup sertleşmeye başlar ve yıllar içinde taşlaşarak damar duvarına yapışık hale gelir. Bu duruma kronik derin ven trombozu denir, bir diğer adı Post-trombotik sendromdur. Doç. Dr. Mert Dumantepe Kronik Derin Ven  Trombozu hakkında bütün merak edilenleri anlattı. mertdumantepe KRONİK DERİN VEN TROMBOZU BELİRTİLERİ NELERDİR? Bacak şişliği en önemli ve en sık belirtidir. Genellikle diz altında olur ve ayak bileğinde en belirgindir. Zaman içinde yürümekle bacaklarda ağrı, yorgunluk ve şişkinlik hissi gelişir. Ayak bileğinin özellikle iç kısmında kahverengi lekelenme (Hiperpigmentasyon), deride parlama, incelme, kılların dökülmesi görülür. Kronik derin ven trombozu’nun yıllar içindeki en karakteristik ve kaçınılmaz bulgusu, ayak bileğinde yara ya da ülser oluşumudur. KRONİK DERİN VEN TROMBOZU TEDAVİ SÜRECİ NASIL GELİŞİYOR? Derin ven trombozu, femoral ven seviyesi (Kasık toplardamarı) üzerine çıkmış ve  karın toplardamarına ilerlemişse bu hastada Post trombotik sendrom gelişme olasılığı yüksektir ve hasta girişimsel tedavi adayıdır. GİRİŞİMSEL TEDAVİ NASIL UYGULANIYOR? Kronik derin ven trombozu’nda anjiografi eşliğinde girişimsel tedavi çok az bilinen ve sayısı çok sınırlı merkezde yapılan özellikli bir tedavi şekli. Bu tedaviyi yapacak hekimin hem Doppler Ultrasonografi ve anjiografiyi çok iyi derecede kullanıyor olması, hem de çıkabilecek muhtemel komplikasyonları tedavi edebilecek cerrahi tecrübeye sahip olması gerekli. Maalesef bu durumdaki hastaların çoğu kronik derin ven trombozu’nun tedavisiz bir hastalık olduğu yanıtını alırlar ve hayatları boyunca uygun bir tedavi alamadan bu hastalığın kötü sonuçları ile baş etmek durumunda kalırlar. Tedavide amaç tıkalı damarları anjiyografi ile açarak kan akımını düzenlemektir. Akut evrede anjiyografi eşliğinde özel kateterler kullanılarak damar içindeki pıhtı temizlenir ya da eritilir, ancak geç evrede pıhtı temizlemek mümkün değildir. Çünkü artık ortada taze, erimeye müsait bir pıhtı yoktur. Geriye taşlaşmış bir skar dokusu kalmış, damar duvarı zedelenmiş ve damar total olarak tıkanmıştır. Tedavide bu taşlamış tıkalı damarın içinde özel kateterler ile geçip bir tünel oluştururuz ve açtıgımız bu tüneli balonla genişletip bu bölgeye yeniden tıkanmayı engellemek için stent yerleştiririz. Bu hastalar bundan sonraki hayatlarında stentleri oldugu için kan sulandırıcı ilaç kullanırlar. Kronik derin ven trombozu tedavisinde anjiyo ile tedavi ağrısızdır. Ancak diğer anjiyolara göre daha uzun sürer (1-2 saat kadar). Narkoz kullanılmaz lokal anestezi altında yapılır. drmertdumantepe YENİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ NEDİR? Ülkemizde yaşayan on binlerce kronik derin ven trombozu hastasının geleceği için bu yeni geliştirilen hibrit ameliyat şekli yani “Endoflebektomi (taşlaşmış pıhtının cerrahi olarak damardan çıkarılması) ve venöz stentleme (tıkalı karın içi damarının stentlenmesi) kronik derin ven trombozu’nun altın standart tedavisidir. Günümüzde kronik derin ven trombozu için dünyada sadece birkaç merkezde uygulanabilen “Endoflebektomi + iliak ven stentleme” hibrid ameliyatını biz kliniğimizde başarı ile uyguluyoruz. Dünyada son geliştirilen bu hibrid ameliyatta, hastanın kasık bölgesinden giriş yapılarak cerrahi olarak damarın içindeki taşlaşmış pıhtı özel bazı makaslar ve cerrahi aletlerle titizlikle çıkartılıyor, damar yama ile genişletildikten sonra bacaktaki kesi kapatılıyor ve ardından hasta anjiyo salonuna alınarak karın içindeki tıkalı durumda bulunan iliak veni balon ve stent yardımı ile açılıyor. Konulan stentin açık kalması için oluşturulan, atardamar-toplar damar arası yapay greftle bypass, yani Arteriyo-Venöz Fistül, tedavi sonrası 3 ila 6’ncı ay arasında girişimsel bir yöntemle kapatılıyor. SORUN BU ŞEKİLDE KÖKTEN ÇÖZÜLÜYOR DİYEBİLİR MİYİZ? Bu tedavi ile kronik derin ven trombozu’na yol açan tıkanıklık tamamen giderildiği için hastanın alt extremitesindeki venöz hipertansiyon azalır, genel olarak bacak damarları başarıyla açılan ve venöz hipertansiyonu giderilen hastaların şikayetleri oldukça rahatlar. Zaman içinde ayak şişliği, ödem, yanma, yorgunluk gibi yakınmalarını azalır. Yara oluşmuşsa uygun yara bakım tedavisi eşliğinde hızlıca yaralar iyileşir. Kompresyon çorabı desteğiyle uzun dönemde ayakta tekrar yara çıkmasını engellenir. Ayrıce anjiografi ile yapılan tedavinin en büyük özelliği, gerektiğinde tekrar edilebilmesi. Tıkanan stentler yine girişimsel yöntemlerle açılabiliyor.