Dünyaca ünlü usta şair Nazım Hikmet'in bugün 119 yaşında. Nazım Hikmet'in kalbi 3 Haziran 1963 günü sabahı Moskova’daki evinde durmuştu.  Dünyaca ünlü şair sabah saat 06.30'da gazetesini almak üzere ikinci kattaki dairesinden apartman kapısına yürümüş ve gazetesine uzanırken geçirdiği kalp krizi sonucunda Moskova'da hayatını kaybetmişti. İşte Nazım Hikmet Vakfı tarafından hazırlanan Nazım Hikmet'in yaşam öyküsünden köşe başları: Hikmet Bey ve Celile Hanım’ın oğlu Nâzım Hikmet, 15 Ocak 1902’de Selânik’te dünyaya gelir. Babası Hikmet Bey, çeşitli illerde valilik yapmış olan Nâzım Paşa’nın oğludur. İlk kadın ressamlarımız arasında anılan annesi Celile Hanım, kültürlü, sanatçı ruhlu bir kadındır… Küçük Nâzım ilk eğitimini annesi ve sıkça şiirli toplantılar düzenleyen, kendisi de bir mevlevi şairi olan büyükbabası Nâzım Paşa’dan alır. Ve henüz on bir yasındayken ilk şiirini yazar… Orta öğrenimini Galatasaray ve Nişantaşı Sultanilerinde gören Nâzım, 1915 yılında Bahriye Mektebi’ne girer. 1918 yılında ilk kez bir dergide şiiri yayınlanır. Bu bir aşk şiiridir. Ancak, İstanbul’un işgaliyle birlikte yerini yurtsever nitelikte şiirlere bırakır… Mezuniyetine üç ay kala geçirdiği bir hastalık nedeniyle Bahriye’den ayrılır. Bir grup arkadaşıyla Anadolu’ya geçer. Ankara Hükümeti’nin görevlendirmesiyle arkadaşı Vâlâ Nurettin ile birlikte Bolu’da öğretmenlik yapar. İki kere Rusya'ya gider Rusya’da gerçekleştirilen ihtilale tanık olur. Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi KTUV’da ekonomi-politik öğrenimi görür. İkincisi ise küreğe konulma cezasının verildiği dava nedeniyle zorunlu bir göçmenliktir. Bu kez daha önce öğrenci olduğu Üniversite’de çevirmenlik ve asistanlık yapar. Ceza Yasası’ndaki değişiklik nedeniyle 1928 yılında ülkeye döner. Kısa bir süre cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılır. Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları, şiirleri yayınlanır. Kitapları basılır. Siyasal ve entellektüel yaşamda aktif bir rol üstlenen ünlü bir şairdir. Şiirleri ders kitaplarına girer, oyunları devlet tiyatrolarında oynanır ama koğuşturmalardan da kurtulamaz… Sık sık gözaltına alınır, yargı önüne çıkartılır. Onun etkileyici gücü ürkütmektedir kimi çevreleri… Düzmece davalarla yaşamının on yedi yılı hapishanelerde geçer. 1950 yılında ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenen kampanyalar sonunda çıkarılan Genel Af Yasası’yla serbest kalır. Ne var ki yaşamına yönelik komplolar nedeniyle yeniden yurtdışına çıkar. Ve ölene dek yurduna, halkına, sevenlerine hasret şiirleri yazacağı göçmenlik yılları başlar… Bu dönemde Uluslararası Barış Ödülü sahibi bir sanatçı olarak barış hareketi içinde aktif olarak yer alır. Dünya Barış Konseyi Başkanlık Divanı’na seçilir. Ünlü Şostokoviç’e, Şarlo’nun yaratıcısı Charlie Chaplin’e ve Fransız Parlamentosu Başkanı Eduard Heriot’a Uluslararası Barış Ödülü’nü veren jürinin başkanlığını yapar. Cezaevi yıllarından kalan hastalıklar onu rahat bırakmaz ve acılı yüreği 3 Haziran 1963 günü sabahı Moskova’daki evinde durur. [old_news_related_template title="Nazım’ın kaldığı Katırcılar Hanı butik otel olacak" desc="Ünlü şair Nazım Hikmet’in, Bolu’da öğretmenlik yaparken kaldığı han yargı kararıyla yıkılmaktan kurtuldu. Şimdi otel ve müzeye dönüştürülecek." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/12/13/iecrop/hs5nazim1_16_9_1607821572.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/nazimin-kaldigi-katircilar-hani-butik-otel-olacak/"] [old_news_related_template title="Siyaset sanatla kavga etmesin çünkü sanat kazanır" desc="Halk Müziği’nde 50 yılı geride bırakan Sabahat Akkiraz, halen TRT yasağının sürdüğünü söyledi. “Beni seslendirmiyorlar. İsmimi yazmamak için bestelediğim türküleri ‘anonim’ diye yayınlıyorlar” dedi..." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/01/10/iecrop/hs10sabahat1_16_9_1610247753.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/magazin-haberleri/siyaset-sanatla-kavga-etmesin-cunku-sanat-kazanir/"]