Türk basınının usta ismi Bekir Coşkun, 18 Ekim 2020’de hayata gözlerini yumdu. Okuyucuları da bizler de onu unutmadık. Hâlâ her anısında bir ders var. O anılardan birini de okuyucumuz, edebiyat öğretmeni Umut Özkan anlattı: LİSE ÖDEVİ: Yaklaşık 30 yıl önce bizler lise 2. sınıftayız. Edebiyat öğretmenimiz, “Herkes bir ünlüyle röportaj yapsın, not vereceğim” dedi. Şimdi İngilizce öğretmeni olan Ergun Atila ve ziraat mühendisi Kerem Ünal ile o dönem Sabah Gazetesi yazarı olan Bekir Coşkun ile röportaj yapmaya karar verdik. Okuldan çıktık. Ne randevu, ne tanıdık... Çat kapı gittik. Ya kabul etmezse diye de endişelendik. Sekreterine, kendimizi tanıttık. “Hemen gelsinler” demiş.
Coşkun, gazeteciliğe 1974’te başladı.
SICAK KARŞILAMA: Bize çok sıcak davrandı. O dönem Başbakan Turgut Özal ile gittiği Irak gezisinden bahsetti. Kaldığı otelin yanına bombaların nasıl düştüğünü mizahi diliyle anlattı. Bize Şanlıurfa’da geçirdiği günlerden ve Rüzgarlı Sokak’taki gazetecilik yaşamından kesitler anlattı. Halk türkülerinin yaşamında ayrı bir yeri olduğunu söyledi. Heyecanla dinledik. O röportajdan 10 üzerinden 9 aldık.
Özkan, “Bekir Coşkun Türk basınının yüz akı bir gazeteciydi. Onu okumadığım gün olmazdı” dedi.

Yazılarında Anadolu ve türkülerimiz vardı

SANA GELEN BANA GELSİN: Bir yazısında hastane yatağında kadın okuyucusundan aldığı telefonu Anneler Günü’yle ilişkilendirip yazdı. Bir anne “Sana gelen bana gelsin” diyor. Bu bir Anadolu deyimi. Çok sevilen bir insana, anne sevgisiyle söylenir. Halk kültürünü çok severdi. Şanlıurfa’da çocuklar hasta mı, hastaysa sütü mü yok, ilacı mı; dert ederdi, köşesinde dile getirirdi.
Umut Özkan
DEDİLER Kİ MELOM ÖLDÜ: Köşesinde kimi zaman Şanlıurfalı Mukim Tahir’in dizeleri olurdu. Kimi zaman türkülerin kaynak kişisi Seyfettin Sucu’dan bir eseri bulurduk. Neşet Ertaş’ı “Bugün bana bir hal oldu/ Yardan kara haber geldi/Bu haber bağrımı deldi/ Dediler ki Melom öldü” diye anlattı. En son kaleme aldığı yazısı hepimizi duygulandırmıştı. Seyfettin Sucu’nun derlediği anonim bir hoyrat: “Yazı bilmem/ Yazarım yazı bilmem/Bu yaz böyle geçti/Gelecek yazı bilmem...”